- 123 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Artık gülmeliyiz ve gülümsemeliyiz!
Artık gülmeliyiz ve gülümsemeliyiz!
Dünya çapında bir araştırma şirketi olan Gallup her yıl dünyanın duygu durumunu ölçüyor. 143 ülkede araştırmaya katılanlara “dün hiç güldünüz mü?” gibi basit bir soru soruyorlar.
143 ülkede “hayır dün hiç gülmedim” diyenlerde bir numara Afganistan, iki numara Türkiye ve üç numara Lübnan…
Ülkemiz Irak, Bangladeş, Nepal, Zambiya halkından da az gülüyor.
Aynı soru aynı şirket tarafından dört yıl önce sorulunca Türkiye dördüncü sırada yer almaktaydı.
Geçen yıllarla birlikte artan işsizlik, pahalılık, geçimsizlik, gelecek kaygısı adaletsizlik hukuksuzluk ve moral bozan TV haberleri, liyakatin mahkum edildiği, vasatın yüceltildiği, kin ve nefret söylemleriyle ayrıştırılan bir toplumda gülmelerin ve gülümsemenin git gide zorlaştığı gerçeği var.
Artık ben eskisi kadar haber programları izleyemiyorum. TV başında geçirdiğim süre azalırken daha çok belgeseller izliyorum.
Burası Türkiye, Hayatımız Hep Çalkantılı Geçti!
“78 kuşağı” olarak tanımlanan bizler, öğrencilik yıllarımız oldukça çalkantılı geçti. Darbe öncesi darbe şartlarını oluşturmaya yönelik eylemler, “sağ-sol çatışmaları”, aşırı politize olan ve ruh sağlığını kaybetmekte olan bir toplumdan bahsediyoruz.
1980 öncesinde her gün ortalama 20 vatandaşımızın siyasi olaylardan dolayı can verdiği yılları yaşadık. Oldukça kaotik ve toplamda yaklaşık beş bin kişinin can verdiği beş yılımız öncesi ve sonrası darbe yılları, gençliğimizin en verimli yıllarına denk geldi.
Ve dünyanın en güzel olduğu kadar dünya tarihinde en çok uygarlıkların kurulup yıkıldığı, en çok savaşa göce maruz kalmış belalı ve en güzel bir coğrafyada bulunan ülkemiz, hiçbir zaman huzurlu bir uzun dönem yaşayamadı
Ve artık ne olursa olsun bu ölü toprağını üzerimizden atmalıyız.
Sorumluluk sahipleri bize rağmen, katılımımız olmadan ve temsilde adalet sağlanmadan bizim adımıza politika üretememeli.
2400 yıllık geçmişi olan demokrasi ve orta çağ sonrası gelişmiş çağdaş uygarlığın olmazsa olmazı adalet, liyakat, emniyet, maslahat ve meşveret (danışma yani TBMM) hayata tam olarak geçirilmelidir.
Hayatımızı ilgilendiren her konuda katılımcı demokrasiyle bizler daha çok etkili olabilmeliyiz.
Ve artık bu ülkede güzel şeyler olmalı.
Çünkü gülmeyi gülümsemeyi çoktan hak ettik.
Kin ve nefreti yüceltmek, insani ve ahlaki bir tavır değildir!
Hangi görüşten, etnik kökenden, inançtan, meslekten, cinsiyetten, bölgeden olursa olsun, özünde sevgi, saygı, hoşgörüyü barındıran kadim kültürümüzün hüküm sürdüğü Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlarımızın gülmeye ve gülümsemeye her zamankinden çok ihtiyacı vardır. Hakkı Güleç