- 296 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Söz Ola ...
Dil çok önemli bir organımız; Allah Teala’nın en büyük nimetlerinden ve O’nun ince sanatlarının en mühimlerinden bir tanesidir. Bizler insanlar olarak dilimizle kendimizi anlatırız, ifade ederiz, diğer insanlarla da anlaşırız. Ama dilin en büyük ve en mühim nimeti şudur ki, onunla Yüce Rabbimizi tesbih ederiz, zikrederiz.
Dilin kendisi küçük olmakla beraber gerek hayrı, gerekse şerri de büyüktür. Cirmi küçük cürmü büyüktür. Zira kulun küfür ve şehadeti ancak dilindeki ifadesinden anlaşılır. Küfür isyanın; iman itaatın son haddidir. Dil ya hak ile konuşur veya batıl ile. Dilin sahası geniştir. Onun hayır ve iyiliklerde geniş meydanı olduğu gibi, kötülüklere götüren yolu da vardır.
Dilini salıverip dizginlerine sahip olmayanı, şeytan her sahada oynatır. Onu büyük bir uçurumun kenarına iterek helake sürükler. İnsanları yüzüstü cehenneme düşürecek olan dillerinin belasıdır. Yüce Rabbimiz de dile iki tane kapı koymuştur. Dilin kötülüğünden ancak, onu Din-i Mübin-i İslam’ın dizginine vurup dünya ve ahirete yarayacak sözlerde kullanan, hâl ve istikbalde tehlike doğuracak sözlerden tutanlar kurtulabilir.
Dili hangi mevzularda salıvermenin makbul veya merdud olduğunu bilmek zor ve dili böyle istediği şekilde kullanmak çetindir. İnsana azalarından en çok isyan edeni dilidir. Çünkü o kolaylıkla istediği tarafa gider. Onu çevirmekte bir zorluk yoktur. Eskiler “Dilin kemiği yoktur” diyerek bu durumu ifade etmişlerdir. Yine büyükler “İnsanoğlunun hayatta başına ne geldiyse dilinden gelmiştir.”derler. Yunus Emre Hazretleri, ağızdan çıkan sözlerin nelere mal olacağını da şu güzel sözle ifade etmiştir. “Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz.”
Yüce Rabbimiz Mirac’da da Peygamber Efendimiz (sav)’ e dilin afet ve felaketini göstermiştir: Peygamber Efendimiz (sav) ile Cebrail (as) bir yere geldiler ki enteresan bir hadiseye şahit oldular. Gördüler ki kocaman bir taş var, o kocaman taşın küçücük de bir deliği var. O delikten bir yılan çıktı, sonra o yılan büyüdü büyüdü ve tekrar o deliğe girmek istedi ama giremedi, şaşkın şaşkın o deliğin etrafında döndü. Cebrail(as) açıkladı: “O kocaman taş ümmetindir. O küçücük delik ağızlarıdır. O yılan ise dilleridir.” Yılanın delikten çıkması gibi dilimizden de her türlü söz çıkar. Yalan, gıybet, koğuculuk, kandırma, aldatma çıkar. Gönül yaralayacak, kalp kıracak sözler çıkar ama o sözler çıktıkları yere geri dönemezler. Onun için İmam-ı Ali (k.v.) bir defasında “Keşke benim boynum deve boynu gibi olsaydı.” demiştir. Yanındakiler: “Ya Ali, deve boynu gibi boynu ne yapacaksın?” diye sorduklarında ise, ilmin kapısı büyük imam: “Söz ağzımdan kolayca çıkıveriyor. Geriye çeviremiyorum. Boynum deve boynu gibi olsaydı bir yerlerde belki geri çevirebilirdim.” diye cevap vermiştir. Hz. Mevlana da “Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. O ok gittiği yerden geri dönmez. Seli baştan bağlamak gerek.” demiştir.
Şu yaşadığımız zamanda insanlar ne yazık ki dilin afet ve gailelerine aldırmaz oldular. Halbuki insanı aldatmakta şeytanın en büyük aletlerinden biri de dildir. Ebu Said Hudri (r.a), Resûlullah (sav)’ den anlatıyor: "Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları dile ricacı olup: "Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikâmette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!" derler."
Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resülullah (sav) buyurdular: "Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun."
Yine Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kul (bazen), Allah`ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazen) Allah`ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar."(kütübü sitte 5913)
Yüce Rabbim, içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayı hürmetine, dilimizi iyide, güzelde, doğruda, hayırda kullanmayı bizlere nasib etsin. Dilin afetlerinden bizleri muhafaza buyursun.
Remzi Ormancı
Mart, 2024
BURSA
YORUMLAR
Dilini tutmasını bilen dünyada kurtuldu derler... Yaydan çıkan ok gibidir kelimeler o nedenle beş düşünüp belki on düşünüp bir konuşmak iki dinleyip bir konuşmak lazım...