- 182 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölü sohbetleri 109
Şükrü efendi:nasıl bir yol seçtiğine dikkat et yolunu yokuş tutmasın
Mehmet efendi:bir yol biliyorsan anlatma ,bir yer var biliyorum kalanlar sağken sen ölme diye
Yunus efendi:aşka gelen aşık mıdır?
Gül dağıtan biri gülü niçin kendinden türeyene dağıtmak zorunda kalsın?
Şükrü efendi:nasıl desem bir koç bir gün yıllarca mezar gezmiş,ayağı nasırlı bir dedeye denk geliyor,ayağındaki nasıra çare bulunca,şükrediyor kendine
Mehmet efendi:koç mesken tutmuş mekandır,
Mezar ,yaşayan için ölmeden önce ölmek
Dede,ölümü görmüş deli
Şükür ,vesileye mucize
Ve bu dünyada kapıya kilit vuran sancılarınıda sandığında toplamaya mahkumdur
Sana gelelim yunus efendi,
Aşkı yalnız bırakan sen misin,istifade ettiği şeyi yaratır da aşkı da yaşatır kendinle kime ne
Sen şükrü efendiye selam çak da sana emanet bir öykü daha versin
Şükrü efendi:evet bu diyarlar tut tutmuş bir toz tabikide
Sana elmas vereyim de kendine oyna çocuk
Anladığın bisey yok zaten şimdi bir gün çocuk oturmuş ağlıyor sakinin biri yanına gelip şarap dağıtıyor ,şarabı içen çocuk kafası ceviz gibi
Mezarlıga dağılıyor sonra
En son ölünce kendini el arabası olarak görüyor
Mehmet efendi:şarap şeyhtir
Gönlünden akan mey’dir
Meyi şeyh verir mey’i Allah
Sen yine yolumu şaşırdın diyen adam:mezar bekçisidir
El arabası ise kafadır gözlere giren ter,
Ağlamak kusurlu olmak elinden birşeyin kaybolmasını arzulayan dilsiz bir abiddir
Yunus efendi:peki meyi veren kime verir,çocuğa mı?
Yoksa elmastan anlayıp saklıyarak düşünen fikriyata mı?
Aşkı veren ışık kime aittir.
Meyi verene mi?
Mey’i alana mı?
Şükrü efendi:aslan kaplandan büyük görünmek için ya file atlar ya zürafaya
Üstüne tüy dikmis kaplan kundaktan ağlayan çocuklarına tüylerini şifa diye bekleyen gözlere akl ile yaklaş gönül ile gör
Senden büyük birine ya mum yakar aydınlık beklersin
Ya da cevhere kıyamaz önünü açarsın
Yani aşk bir ömür kapıdayken al yak geç
Candan düştüm sana
Mehmet efendi:söylediklerini çocuklara tefsir ederek düşündürüyorum,
Ancak yetişiyorum kapındaki emarelere heybendeki hazineye,
Çocuk yıkarken arabasını türkülere ne oldu?
Aşk elbise dikmiş sanki her insana yetisecek dili var,sokulmuş saatlerce kendini izlerken aynayı cebinde mi gezdirecek
Yunus efendi:aşk türediğine de aşk verir de kime ne
Sen aşkın oluşunda yarattığı bir fikriyatta kime ne vereceğini bilmezsin;lakin onun hissiyatta kavradığınla ilgilenebilirsin
Allah’ın istediği olur
Ya yanarsın adam akıllı cennete felaha erişmek için
Ya da cevhere kıyamezken bir yol seçtiğine inanmak olursun...
Mehmet efendi:hırsız talan etmiş bir yoksulun cebinden
Sen çocuğa mama derdindesin ayol
Sakın bırakma kıyafetini elalemin emi
Gün gelir altın diye sakladığın küf tutar da toprak kemiklere değdirir
Sen kemiklerine sahip çık şükrü efendi
Şükrü efendi:kıyafetimde sokulduğum çocuk anlamaz diye çıktım yola
Kendimi sen de unuttum
Yenilenmiş bir yola ışık tutan şey güneş olsa toprak güneşte aynasıyla gülkaçtı oynatır
Yunus efendi:bu şehir d/okunurken yüreğime çocuklara altın,şarap ve de ölüm yasakken...
Gezgin imgeler...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.