- 141 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ELVEDA & MERHABA
ELVEDA & MERHABA
Bilindiği gibi her elveda ayni zamanda yeni başlangıca merhaba demektir. Ben de bu haftaki köşe yazımı elveda ve merhabayla başlamak istedim.
Konuya başlamadan önce Yeni yılın tarihçesine bakmakta yarar var diye düşündüm.
Günümüzde Miladi takvime göre 31 Aralık gününü 1 Ocak’a bağlayan geceye denk gelen yılbaşı geleneklerinin kökeni aslında milattan çok daha öncesine dayanıyor. Kutlamalar da bir geceyle sınırlı değil.
MÖ 2000’li yıllarda Mezapotamya’da Yeni Ay, yeni yılın başlangıcı olarak kabul ediliyordu. Günümüzde de Nevruz Bayramı olarak devam eden bu kutlamalar, bazı kaynaklara göre 4 bin yıl kadar önce Babil’de 11 gün sürdüğü belirtiliyor.
Roma İmparatoru Jül Sezar’ın MÖ 46 yılında Güneş’i referans alan Jülyen takvimini benimsemesiyle yeni yılın başlangıç tarihi de değişti. Bir yüzü geçmişe diğer yüzü geleceğe bakan, değişimi ve başlangıçları temsil eden Roma tanrısı Janus’un onuruna onunla aynı adı taşıyan ocak ayının ilk günü yılbaşı kabul edildi.
Romalıların bir sonraki 12 ayı umutla karşılaması eşe dosta hediyeler dağıtıp iyi dileklerde bulunması yılbaşı kutlamalarının bir parçasıydı.
Yılbaşı Noel kutlamaları aralarındaki ilişki sorusuna gelince şöyle açıklanıyor: Roma İmparatorluğu’nun dağılmasının ve Hristiyanlığın Avrupa’da yayılmasının ardından Noel ve Paskalya gibi dini bayramlar, yeni bir yıla başlangıç olarak kabul gördü ve 25 Aralık’taki Noel veya mart ayının sonlarındaki Paskalya uzun bir dönem bazı Avrupa ülkelerinde yılbaşı olarak sayıldı.
1582 yılına gelindiğinde Papa XIII. Gregorius, 4 yılda bir artık yılın da eklendiği, hata payı en az olan Miladi takvimi düzenledi. Bugün dünyada en yaygın olarak kullanılan bu takvimin benimsenmeye başlanmasıyla yeni yıl tekrar 1 Ocak’ta kutlanır oldu.
Noel Bayramı ile yılbaşı arasında geçmişte doğrudan bağlantı olsa da yeni yıl kutlamaları Noel’in çok daha öncesinden geliyor.
O zaman Noel ve yılbaşı şöyle açıklanabilir:
Noel, Hristiyan dünyasında İsa’nın doğumunu kutlamak için düzenlenen dini bir bayramdır. Genellikle 25 Aralık tarihinde kutlanır, ancak bazı Ortodoks Hristiyan grupları tarafından 7 Ocak’ta da kutlanabilir.
Yılbaşı, herkesin yeni bir yılın başlangıcını kutladığı kültürel bir olaydır. 31 Aralık’tan 1 Ocak’a geçişin kutlandığı bu gün, dünyanın birçok yerinde çeşitli gelenekler ve etkinliklerle kutlanır.
Bu belirmelerden sonra güle güle dediğimiz 2023 yılı ve hoş geldiniz dediğimiz 2024 yılında ülkemizde ve Ortadoğu’da meydana gelen olaylara vurgu yapmak, gerekli dersler çıkarmamız için önemlidir.
2023 yılı yaşadığımız sancılı coğrafyada ve Ortadoğu’da sancılı ve zorlu geçti. Son zamanlarda Gazze’deki savaş binlerce sivil insanın ölümüne, on binlerce insanın sakat kalmasına, yüz binlerce insanın yerini yurdunu terk etmesine, kendi ülkesinde evsiz barksız mülteci durumuna düşmesine neden oldu.
Yanı başımızda halen sürmekte olan Ukranya-Rusya savaşına, Suriye ve Irak’ta meydana gelen çatışmalar durmak bilmiyor.
Maalesef 2024 yılına girer girmez, İran’ın Kirman eyaletinde Kasım Süleymani’nin mezarı yakınlarında peş peşe 2 patlama meydana geldi. Patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı 103’e yükseldi. Patlamaların terör saldırısı olduğu belirtildi.
‘’Her yılbaşı olduğu gibi birçoğumuz tarafından bu yılda yeni beklentilerin, hedeflerin, istek ve dileklerin liste halini aldığı yeni bir yılla başlıyor. Her yıl kimileri için hüzün kimileri için ise sevinci temsil eder; ancak her iki kısım da yeni yıldan beklentiler içinde. Bu beklentiler insan olmanın kuralıdır. Bir insan; ancak umutları ve hayalleri olduğu sürece yaşayabilir. İnsana yaşam enerjisi veren şeyin adı umuttur.
Unutulmaması gereken bir şey var ki o da; hayat herkese istediğini verir. Biz hayattan ne istersek hayat bize onu verir. İstemek; ama gerçekte ne istediğini bilmektir önemli olan. İnsan bazen dilde başka, kalpte başka, ruhta başka şey ister
İnsan, umut ve hayal eder; ancak bazen umutları ve hayalleri hep kursağında kalır. Amacımız mutlu, güzel bir hayat yaşamaksa; elde edilebilecek hayaller kurmalıyız. Umutların ve isteklerin sınırı yoktur. Gerçek olan şudur ki elde edilebilecekler tamamen kişiye bağlıdır. İstiyorum der, yan gelip yatarsak ne istediğimizi ne de hayallerimizi elde edebiliriz. İstemek + İnanmak + Çalışmak = Başarıdır. İsteyecek, inanacak, çalışacak ve başaracağız. Yokuş çıkarken akıtılmayan ter inişte gözyaşı olarak akar. Bu söylemi her zaman hatırlamalı ve hayallerimizin peşinden yılmadan pes etmeden gitmeliyiz.
Victor Hugo’nun Sefiller isimli eserinde söylediği çok güzel bir söz var. Diyor ki:“ Yaşantımız, hayallerimizin ete kemiğe bürünmüş halidir.” İnsan ne düşünüyor ne hayal ediyorsa onu yaşar. Hayat herkese eşit mesafededir ve yine herkese çabası kadarını verir. Önemli olan bu hayattan ne istediğini bilebilmektir. Dil ile istemek başka bir şeydir; kalp ile istemek başkadır. Dil ile söylenen uçup gider, kalp ile istenen ise hayat defterine yazılır. Doğru zamanda yaşantımıza dâhil edilir.’’
2023 yılına elveda yeni bir yıla hep beraber merhaba diyeceğiz. 2024 yılı için hepimizin farklı hayalleri ve umutları var. Bunların gerçekleşmesi için; neyi, neden ve ne zaman istediğimizi iyi bilmeli, hedefimizi ona göre somutlaştırmalıyız. En önemlisi enerjimizi ve mücadele gücümüzü her zaman yüksek tutmalıyız. Bir şeyi hayal etmek yetmiyor, geçekleşmesi için gerekli azmi ve çabayı göstermeliyiz. Ancak o zaman amaçlanan hedefe ulaşabiliriz.
Bu amaç ve kararlılıkla 2024 yeni yılda tüm umutlarımızın, arzu ve isteklerimizin gerçekleşmesi dileğiyle, sevgi, huzur, sağlık, mutluluk getirsin, savaşsız, sömürüsüz, insanca yaşanacak, dünyaya gururla bakılacak özgür günlere vesile olsun diliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.