Yzalfa.
Cevaplar hiç yetmiyor, yetmiyor bu dünya…
Ortaçağ ozanları gibiyiz sanki, sanki değil öyle belki de, başkaldırdıkça kırılıyoruz her defasında.. Köroğlunu sürüyorlardı, sürüm sürüm süründürüyorlardı. Dadaloğlunu delik deşik ediyordu tüfekli ordular ovada. Bey kısmı Devlet kısmı başkaldırıyı hiç sevmiyordu, Başkaldırmakdan ziyade hakikati dillendirenleri sevmiyorlardı. İster İsevi olsun haç çıkarsın kral, İster Muhammedi olsun namaz kılsın padişah. Her biri bir Firavun gibiydi ozanlara, şairlere, dürüst gazetecilere karşı.
Doğruları haykıran ister Deniz Gezmiş olsun ister Ozan Arif. Nemrutların ateşine atılıyorlardı farklı zamanlarda farklı farklı çağlarda farklı farklı durumlarda. O yüzden hiç sevmiyorum iktidar yalakalığı yapan programları. Gazetecilerden, şairlerden, yazarlardan yalakalık yapanları kim severdi ki… Dinist düşünceliler mi, sistem böyle diyenler mi, ayak takımının amigoları mı?
Zaman değişti ancak değişmedi hiç yasalar ve kanunlar. Değişti demeyin hala aynı gerçekte. Kadılar can korkusuna, sürülme korkusuna haykıramadı gerçekleri. Mahkemeler hep maaşlıydı çünkü…İstisnalar hiç bozamadı kaideyi. Maaşlı hakim savcı mı olurdu biraz düşününce diyorum.
Aileleri var, çoluk çocukları var, korkuyorlardı beylerden devletten paşalardan lordlardan…
Maaşlı kadılar, hakimler, savcılar her devirde her coğrafyadaydı. Pir Sultan da çekti onlardan, Şeyh bilmem kimde zamanına göre.
Uğur Mumcu varmış, öldürüldü. Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldü. Turan Dursun’u da kurşunladılar herhalde, yanılmıyorsam. Daha çok geçmedi Ankara’nın göbeğinde eski ülkücü başkanımıymış ne, adını unuttum, sanırım Sinan’dı, o da öldürüldü, Sinan Ateşti galiba adı. Kimin ayağına basmıştı bu isimler, hangi arı kovanına çomak sokmuşlardı. Fark etmiyordu öldürülenlerin düşüncesi, aidiyeti, siyaseti, dini… Dürüst insanlara tahammülü yoktu beylerin, paşaların, devlet siyasetinin.
Belki de artık yapay zekalar sağlamalı adaleti. Onlar kurulmalı savcı ve hakim koltuklarına. Hiç olmazsa korkmazlar, canları yok ki öldürülsün yapay zeka hakimler ve savcılar, aileleri yok ki eş çoluk çocuklarına zarar vermekle tehdit edilebilsinler, maaş telaşeleri de olmaz hem, sürülme korkuları da..
Geçenlerde bir haber okudum İsviçreden mi neydi, bir yerin belediye başkanı olarak yapay zeka kullanmaya başlamışlar herhalde.. Olabilir mi böyle bir şey… Olmuş mudur, internetten okudum ben de.
Haklılığın pek önemi yok sanki bu dünyada ve dahi coğrafyamızda.. Güç, her şeyin üstünde. Kırk yılı geçti internet dünyaya yayılalı. Bir çok bilgi bir çok haber, görüntü var. Lakin doğruluğun ve dürüstlüğün cezası hep aynı dünyada. Muhammede karşı çıkan veya İslamı eleştiren şairlerde parçalanmamış mıydı zamanında. Romalıların insanları aslanların önüne atmasına benzer değil miydi o vakit olanlar da. Musa katil değil miydi mesela? Peki İsa gerçekten tanrının oğlu muydu? İnanmalı mıyız buna? İbrahim babasının işyerini kundaklamadı veya dağıtmadı mı mesela? Mete Han, Teomanı oklatmadı mı, Yavuz almadı mı tahtı babasından zorla. Kanuni, Piri Reisi idam ettirmedi mi? Bunlar sadece bizim coğrafyamıza veya kültürel, dini tarihimize ait gerçekler değil midir.
İnkaları ve Aztekleri incelersek de benzer olaylarla karşılaşmaz mıyız, Persleri, Çinlileri de incelersek mesela. Çin Seddi yapımında kaç Çinli köylü öldü veya zorla çalıştırıldı mesela. Peki ya Mısır diyarında Piramitleri nasıl yaptırdılar kullara, kölelere? Nerede bir büyük yapı var ekseriyetle orada bir zulüm var dünya üzerinde. Sonradan da derler ki, Dünyanın Harikaları o yapılar.
Günümüzde SGKlı köleler yapmıyor mu köleliği, zenginler yine manşet manşet Abdsinden Japonyasına, Brezilyasından, Rusyasına vb vs devleti ve basını kullanıp milletlerini, halklarını yönlendirmiyorlar mı? Ha Afrikada bir pikapa binmiş 15-20 kişi ellerinde silahlarla köy basmış ha gelişmiş veya gelişmekte denilen ülkelerde gazetelere yalandan manşet attırılmış. Aralarındaki fark nedir ki?
Madımak daha dün gibi, ben çocuk olmalıyım belki de doğmamıştım, bilmiyorum lakin çok haberini okudum. Madımak’ta insanlar neden yakılmıştı mesela? Suçlular bulundu mu? Nemrut derler İbrahimi ateşe attı, peki Madımaktaki İbrahimleri kim attı ateşe canlı canlı.
Hani derler ya ilk taşı günahsız olanınız atsın. Benim gühanım yok bu konularda mesela, o yüzden çok rahat taşlayabiliyorum zalimleri. Peki sen neden taşlamıyorsun, ben bu kadar cesaret edebiliyorum, mangal gibi bir yüreğim olmamasına rağmen, sen yiğidim, senin neyin eksik benden. Ben korka korka yazdım bunları. Yazdıkça korkum artıyor amma… Diyecek misin ki elma ile armutları karıştırmışsın anlatırken.
Doğu veya Batı Kültürü ne kadar farklı ki birbirinden bu konularda. O din veya bu din ne kadar temiz mesela? Hangi devlet çağımıza uygun zamanımızda.
Sen de düşünebiliyorsun, insan nüfusu 8-9 milyar ve limiti belki de 11-12 milyar arası dünyanın. Dahası bu nüfusu bir şekilde azaltacaklar her coğrafyada belki de.
Şimdilik daha senin işçiliğine, memurluğuna, rençberliğine ihtiyaçları var lakin yarın robotlar devraldıkça işleri, üretimi, hizmetleri sana ihtiyaç kalacak mı dünyada. Sen kimsin, onlar kim mesela? Sen onların yerine geçsen mesela, sen de onlar gibi mi davranırsın, sisteme entegre mi olursun ister istemez…
Y ve Z Kuşakları ardından gelen Alfa kuşaklarının çoğu intihara meyledecek git gide. Çünkü bu dünya vahşi, zalim ve acımasız. Toplu intiharlar önce liselerde sonra üniversitelerde başlayacak belki. Öyle demezler mi mesela, genelde öğrencileri kullanırlar sokakları karıştırmak için dünyada, dinistleri, militaristleri, koministleri kullandıkları gibi mesela. Gazetelerin kaç tanesi halktan veya mazlumdan yana mesela, hangi tv kanalı sıkı sıkıya denetlenen bir kooperatrif veya dernek veya herhangi bir halkın kontrolünde…
Yanlış bilgi vermeyi hiç istemem, yine de yanlışım varsa uyarınız ve düzeltiniz lütfen.
İşinize gelmiyorsa öldürebilirsiniz de, nasılsa öleceğiz değil mi? Ben kafamı çatlatmadan biri sıksa kafama mesela.. Veya farklı bir bakış açısı sunsa da şu dünyada iyilerin ve doğruların ve dürüstlerin de kazandığını anlasam, umut edebilsem yarınlar için veya demesin sonraki kuşaklar bu Y Kuşakları da ne kadar pısırıkmış, korkakmış, Z kuşakları ne kadar da sindirilmiş, korkutulmuş, Alfa kuşakları nasıl da fişlenip sistemin kölesi haline getirilmiş, bunlardan hiç mi özgürlük yanlısı yoktu diye sövmesinler arkamızdan mesela!
Eski kuşaklara diyecek bir şey yok, çünkü imkanları kısıtlıydı, kitapların, romanların veya kutsal denilen kitapların yalancıları idiler. Peki bizler; internetin mi yalancısı olacağız yoksa.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.