NEVRUZ GERÇEĞİ
... Nevruz Türklere mi ait bir gelenek, Kürtlere mi ait bir gelenek yoksa Acemlere ( İranlılara) mı ait bir gelenek...
... Bana göre bu geleneğin kime ait olduğunun bir önemi yoktur. Neticede Ortaasya’da Türkler, Mezopotamya’da Kürtler ve Sasani’lerden günümüze kadar İranlılar nevruzu kutlamaktadır. Ama işin aslını soracak olursanız bu gelenek dediğimiz kutlama, aslında bir inanç sistemine dayanmaktadır. Zerdüştlükte ateş kutsaldır. Zerdüşt denilen şahış Mezopotamyalıdır. Ama İranlılar daha çok sahip çıkmıştır. Bir çok kaynakta Zerdüşt’ün aslında peygamber olduğu yazılmaktadır. Sonradan bu inancı bozdukları bellidir. İşte o bozulan Zerdüştlükte ( Mecusilikte ) ateş nasıl olmuşsa kutsal sayılmıştır. İşte ateşle başlayan bu serüven git gide bir şenlik bir bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Türkler, Kürtler ve Sasaniler yakın komşular oldukları için bir birilerinden etkilenmişler.
... Gelelim işin tehlikeli yanına. Nevruz kutlamalarında özellikle ateşe ve ateşin kutsalllığına götüren bir düşünce var. İranda ki Mecusiler bunu ısrarla teşvik ediyor. Müslüman Türkler ve Müslüman Kürtlerde bu oyuna gelmektedir. Hinduizm ve Budizm mensupları nasıl ki Yoga inançlarını bir etkinlik olarak içimize yerleştiriyorsa, eski İran Mecusileri de Nevruz adı altında tekrar insanları Zerdüştlüğe ve kutsal ateşe çağırmaktadır. Unutmayalım ki Hz. Peygamber (sav) dünyaya gelinceye kadar, 1000 yıl Mecusilerin ateşi sönmemiştir. Bu da ateşin ne denli kutsal sayıldığının göstergesidir. Müslüman Türkler ve Müslüman Kürtler bu oyuna gelmemelidir... Nevruz kutlamalarının olmazsa olmazı sayılan devasa ateşler bunun bir göstergesidir ve tezimi kuvvetlendirmektedir. Nevruz kutlamaları masum değildir, uyanık olalım. İslamda zaten bir değeri ve yeri yoktur. İslamda bir bayram olarak kabul edilmez. Bu sebeple ben Müslümanım diyen insanların Nevruz adında bir bayramı olamaz.

Erdinç Tip