- 141 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ORTADOĞU’DA SAVAŞ VE BARIŞ
ORTADOĞU’DA SAVAŞ VE BARIŞ
Ortadoğu’da savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Bilindiği gibi Hamas’ın 7 Ekim Cumartesi günü İsrail’’e yönelik saldırıların ardından İsrail hükümetinin Gazze için ‘’topyekün abluka’’ uygulama kararı alarak savaşın fitilini ateşlemeye başlamıştı.
Egemen emperyal güçler çeşitli senaryolar yazıp kendi maşası durumunda olan güçlerle Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler. Çevirmeye de devam ediyorlar. İsrail, Filistin, Suriye, İran, Lübnan, Afganistan çeşitli şekillerde sorunlar yaratılarak bugüne kadar savaş eksik olmadı. Görünen o ki, uzun bir süre daha sorun olmaya devam edileceğine benziyor.
Savaş: güçlü olanın güçsüz olan üzerindeki tahakkümdür şeklinde ifade edilebilir. Savaşta temel kural zor kullanarak istediğini elde etmektir. Bunun için de çeşitli savaş araçlarına ihtiyaç vardır. Savaş kuralları tanımıyor. Akıllara gelebilecek her türlü katliamları yapmaktan geri kalmaz.
Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler gösterdi ki; artık günümüzde yüksek teknolojilerin ürünü olan korkunç silahlarla donanmış bulunuyor. Nükleer, kimyasal, biyolojik silahlar ve binlerce kilometre ötelere gidebilen balistik füzeler bu silahların en önemlilerindendir, bunlar kesinlikle ölümcül, toplu kıyım araçlarıdır. Böyle olunca günümüzde barışın önemi daha da acil bir durum teşkil ediyor.
Egemen güçler, ellerinde ne kadar yetki olursa olsun savaşı halklarının gözünde meşrulaştırmak, halkı bu savaşa ikna etmek zorundadır. Çünkü insanlar barıştan vazgeçmek, onlar yerine ölmek istemeyecektir.
Son yapılan saldırıda; Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 2 bin 360’ı çocuk ve bin 292’si kadın olmak üzere 5 bin 791 kişinin öldüğünü, 16 bin 297 kişinin yaralandığını duyurdu.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda ise 308’i asker bin 400 İsrailli öldü, 5 bin 132 İsrailli yaralandı.
Yıllardır savaş alanına çevrilen Ortadoğu, Irak’a demokrasi getirmek, İran’daki nükleer silah yapımına engel olmak için çıkan savaşların altında yatan gerçek sebep nedir? Arap Baharı ne oldu da kışa döndü? Bu soruların yanıtı Jean-Paul Sartre’da. ‘’Savaşı zenginler çıkarır, fakirler ölür.” Fakirlerin yani halkın ölmesi için de inanması gerekir. Çünkü savaşın temel ilkesi zenginlerin çıkarıdır.
Barış ise: savaşın panzehiridir. Barış ilkesi nedir?
Temel ilke, milletlerarası anlaşmazlıklar, her şeyden önce barışçı yollarla çözülmeli, askerî harekât, siyasal faaliyetin ümitsiz olduğu noktada başlamalıdır.
Barışın ilkesi şöylede açıklanabilir; temel amaç insanca yaşama istemidir. Savaşsız sömürüsüz bir dünyada yaşama arzusudur. Sorunları demokratik yoldan çözme anlayışıdır.
Gelen tepkiler üzerine Hamas-İsrail savaşını görüşmek üzere Mısır’ın ev sahipliğinde düzenlenen Kahire Barış Zirvesi başladı.
Abbas konuşmasında, "Halkımızı Gazze’den başka yerlere yerleştirme girişimlerine karşı uyarıyoruz. Ayrıca Filistinlilerin evlerinden çıkarılmasına ya da Kudüs veya Batı Şeria’dan sürülmesine karşı da uyarıyoruz. Yerinden edilmeyi kabul etmeyeceğiz ve ne olursa olsun topraklarımızda kalmaya devam edeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Mısır devlet başkanı Sisi, "Zira bu, Filistin meselesinin nihai olarak tasfiye edilmesinden, bağımsız Filistin devleti hayalinin sona erdirilmesinden ve Filistin halkı ile Arap ve İslam halklarının mücadelesinin ortadan kaldırılmasından başka bir şey değildir." şeklinde konuştu.
Birleşmiş Miletler temsilcisi Guterres burada yaptığı konuşmada, "Artık harekete geçme zamanı gelmiştir; bu korkunç kâbusu sona erdirecek ve Filistin, İsrail, bölge ve dünya çocuklarının hayallerine layık bir gelecek inşa edecek adımlar atılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Dişişleri bakanı Fidan; "İki devletli bir çözümle sonuçlanacak müzakerelerin ve sürecin derhal yeniden canlandırılmasını istiyoruz. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bağımsız ve coğrafya bütünlüğü olan bir Filistin sadece barış için haiz değildir. Bu hem bölgesel hem de uluslararası istikrar için şarttır. Tabii ki bunlar yeterli değil. Anlaşmanın ötesine geçmemiz ve bu vizyon için somut adımlar atmamız gerekiyor."
ABD ve Avrupa ülkeleri gereken önemi göstermeyerek sadece temsilciler düzeyinde zirveye katıldılar.
Amacı ne olursa olsun sivillerin hayatına mal olan, insanları evlerini, kentlerini ve ülkelerini terk etmek zorunda bırakan savaşın haklı bir nedeni olamaz. Yine, Benjamin Franklin’in tarihe geçmiş, “Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur” sözünde olduğu gibi; hiçbir savaş masum değildir ve barışı sağlamak için gösterilen her çaba değerlidir.
Sizlere savaş ve barışı anlatan şiirimi sunuyorum. Keyifli okumalar diliyorum..
BARIŞA MERHABA
Merhaba diyorum
Özgürlüğün simgesi
Zeytin dalına
Mavi gökyüzünde
Barışa kanat çırpan
Ak güvercinin kanadına
Al beni de
Al kanatlarına
Götür özgürlük diyarına
Koklayacam
Özgürlükleri doya doya
**
Merhaba diyecem
İçilen suya
Solunan havaya
Çiçekte bal yapan arıya
Merhaba çatıda
Yuva yapan kuşlara
Yerdeki karıncaya
Dağ başında
Kaval çalan çobana
Hepsine
Birden diyecem merhaba
***
Merhaba diyecem
Dünyanın çocuklarına
İster beyaz olsun
İsterse siyahi
Ne önemi var ki
Ellerinde rengarenk
Demet demet
Özgürlük çiçekleri
Güle oynaya
Barış zincirleri
Yapsınlar halka halka
****
Merhabayla seslenecem
Barış elçisi çocuklara
Elde kağıt kalemleri
Çalsınlar tüm kapıları
Toplasınlar
Milyonlarca imza
Dilleri
Dinleri farklı olsa da
Birleştirsinler seslerini
Hep birlikte
Desinler barışa merhaba
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.