- 166 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Soru...
- Seyyah, acı geçer mi?
- Geçer...
- Ben geçmesini istemiyorum
- Ama her acı geçmek ister, biliyorum...
- Nereden biliyorsun?
- Çünkü onları duyuyorum...
- ???
- Acı konuşur mu?
- Susan acı yoktur...
- Benim acılarım konuşmuyor, sadece acıtıyor
- Sen susarsan, o konuşur... Bırak, diyeceğini desin, sonra gitsin...
- Gitmesinden korkuyorum, ya unutursam?
- Ya unutmaz ama nefret edersen?
- İnsan sevdiğinden nefret eder mi?
- İnsan en çok sevdiğinden nefret eder...
- ???
- Sen neden böylesin?
- Nasılım?
- Kıyamet kopsa umrunda değil gibi.. Senin başına gelen, başkasına olsa delirirdi mutlaka... Ama sen?
- Senin gibi değilim de ondan...
- Ya nasılsın?
- Acıyı değil, vereni sevmek mesele... Gideni değil, kalanı bulmak iş... Bir çocuğun attığı taş da yaralar insanı... Ama çocuğu sevmişsen, taşı da seversin, açtığı yarayı da... Aşkı mecazda arama... Bir bakış değildir sevmek, ötesinde olanı anla... Bu dünyada iyi yok, kötü de yok... Sadece soru var... Her cevap sensin...
- O zaman her acı da, başka bir soru...
- Ve sen, o hep aynı cevapsın...
- ????
(Seyyah)
YORUMLAR
Mürüvet-Leyla
https://www.youtube.com/watch?v=NEWaMX4C2dM
Susan acı yoktur.
...
Ne kadar düşündürdü bu cümle beni. Dinledim bi kendimi. Konuşan ben miydim? Yoksa acılarım mı? Yada hep birlikte mi susuyorduk. En önemlisi acaba gerçekten susmak istemiyor ama susturuluyor muyduk?
Babamın acısı düştü yüreğime. Galiba ben en çok bu acıya sustum..
Gideni değil kalanı bulabilmek iş...
Gidenler giderken farkında değil bıraktıkları kalan ve daim kalacak olandı. Ama çok geç kalındı...
Okumak ayrıcalık. Kaleminize sağlık
''Acıyı bal eyledik.'' der şair Hasan Hüseyin Korkmazgil... Biz de bal eyleyenlerden olalım keşke...