- 172 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTİKLAL MARŞIMIZ VE MEHMET AKİF ERSOY
12 Mart 2024 Salı, İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Milli Marş olarak kabul edilişinin 103. yıldönümüdür. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un 1921 Ankara’sının gri, kasvetli ve soğuk Şubatında yüreğindeki vatan, millet ve bayrak aşkının sıcaklığıyla Milli Marşımızı yazışının, o zor günlerde milletimizin ihtiyaç duyduğu heyecanı ve ruhu satır satır, kimi zaman kağıtlara kimi zaman da Taceddin Dergahı’ nın duvarlarına aktarışının, bu asil milletin asla esir alınamayacağını tüm dünyaya haykırışının üzerinden 103 yıl geçti.
Milletimiz, Tarih sahnesine çıktığından beri düştüğü her zor durumda içinden çıkardığı kahramanlarının yazdığı destanlara sığınmış, o destanlarda nefes almış, o destanlarla yeniden ayağa kalkmıştır. İstiklal savaşımızı verdiğimiz, tarihimizin o en zor, en acılı döneminde de, en son ve bize en yakın destanımız olarak adlandırabileceğimiz İstiklal marşımız, milletimize ihtiyaç duyduğu ruhu, heyecanı, coşkuyu yeniden kazandırmıştır. İstiklâl Marşımız, 20. yüzyıl başında, varlığını yeniden inşa etme mücadelesi içindeki Türk milletinin, tarihine, anına ve geleceğine göndermeler yaparak ilan ettiği bir bağımsızlık bildirgesi olmuştur.
Milli şairimiz Mehmet Akif’in eşsiz ifade gücüyle kaleme aldığı İstiklâl Marşı, Orhun Abideleri gibi, Dede Korkut hikâyeleri gibi, bizim tarih sahnesindeki binlerce yıllık maceramızı anlatan ölümsüz edebî metinlerimiz içerisinde yerini almıştır. İstiklâl Marşı’nı, sadece resmî bir marş olarak değil, günden güne anlamı derinleşen ve büyüyen bir metin olarak da okuyoruz, okumalıyız .
İstiklâl Marşımızı, nasıl ki bağımsızlığımızın sembollerinden biri olarak kabul ediyorsak, onu kaleme alan Mehmet Akif Ersoy’u da milletimizin sembol isimlerinden biri olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle, İstiklâl Marşımızın bizim için taşıdığı hatırayı ve anlamı onun kabul yıldönümü olan bu günde yâd ederken, elbette bu ölümsüz metni kaleme alan Mehmet Akif Ersoy’u da anlamanın gerekliliğine vurgu yapıyoruz. Onun şahsiyetini anlamak, Türk milletinin ruhunu ve İstiklâl Marşı’nın özünü anlamak demektir.
İstiklal Marşımız Türk şiirinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ancak hepimiz biliyoruz ki İstiklal Marşımız sadece bir şiir değildir, şiirden çok öte bir şaheserdir.
İstiklal marşımız, en zor anlarda, en olumsuz koşullarda, en büyük imkansızlıklarda dahi inancını, azmini ve mücadele ruhunu kaybetmeyen bu asil milletin dilindeki en içten duadır.
İstiklal Marşımız, nice büyük komutanlar ve devlet adamları yetiştirmiş ve tarihinin hiçbir döneminde esaret altına alınamamış bu kahraman milletin hürriyete ve istiklale duyduğu sevdadır.
Ve İstiklal Marşımız bu topraklar üzerinde bugüne kadar hiç susmayan ve bundan sonra da asla susmayacak olan ölümsüz güfte, eşsiz nida ve en gür sedadır.
Gençlerimiz, İstiklal Marşımızın on kıta ve kırk bir beyitten oluştuğunu, epik ve lirik bir şiir olduğunu nasıl unutmuyorlarsa ve sınav kağıtlarına da yazıyorlarsa, İstiklal Marşımızı her bayrak töreninde, sonsuz bir sözleşmeyi hatırlatır gibi, ölümsüz bir hatırayı yaşatır gibi, büyük bir sevdayı haykırır gibi, içten, gönülden ve gür bir sesle söylemeleri gerektiğini de her zaman hatırlamalıdırlar.
Akif’ in İstiklal marşımızı 1921 Şubatının Ankara’sında yokluk, soğuk ve uykusuzlukla mücadele
ederek yazdığı bugüne kadar hep dile getirilmiş, derslerde anlatılmıştır ancak istiklal marşımızın sadece o günler için yazılmadığını bugün de karşılaştığımız her zorlukta, içine düştüğümüz her darlıkta, milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz her zamanda bizim en büyük ilham kaynağımız olduğunu da aklımızdan çıkarmamamız gerekir. İstiklal marşımız bizim aynı zamanda istikbal marşımızdır.
Marşların en güzeli olan İstiklal marşımız elbette en güzel şekilde okunmaya layıktır. İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışmalarına, öğrencilerimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da katılmaları dileğimizdir. Ama, öğrencilerimizin, İstiklal marşımızı en güzel şekilde anlama ve anlatma konusunda birbirleriyle yarışmaları da beklentimizdir.
Akif’in dileğine bizler de katılıyoruz. “Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın.” Ancak biz bir dilekte daha bulunuyoruz ve diyoruz ki “Allah bu milletten, İstiklal Marşını yazdıran, İstiklal savaşını kazandıran, İstiklali için gerektiğinde canını dahi feda etmekten kaçınmamakta ifadesini bulan inancı, azmi, kahramanlığı ve ruhu da almasın.
İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli marş olarak kabulünün yıldönümünde İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da, bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz; ruhu şad olsun.
İstiklal Marşımızın, dillerimizden, gönüllerimizden ve gündemimizden düşmeyeceği daha nice 12 Martlara.
Remzi ORMANCI
Mart 2024, BURSA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.