- 230 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Suçlu öğretmen
TUTUKLANAN BAYAN ÖĞRETMEN
Tarih 29Temmuz 2016, Hain darbe girişiminin üzerinden on gün geçmiş, Ülke büyük bir felaket atlatmış 250 ye yakın insan şehit edilmiş ise de halk iradesi galip gelmiş millet demokrasiye sahip çıkmış.
ülke genelinde bütün camilerden salalar okunmakta bütün meydanlarda zafer kutlamaları yapılmakta, Kahramanlık marşları çalınmakta, kutlamalar sabah gün ağarıncaya kadar devam etmekte, hamaset nutukları birbirini izlemekte, halk tıklım tıklım meydanlara akın etmekte.
Yurt genelinde bir cadı avı başlatılmış mesleği kimliği yaşı cinsiyeti ayırt edilmeden, suçlu olduğuna dair herhangi bir delil aranmaksızın isimsiz ihbar telefonları ile gözaltına alınan tutuklanan binlerce insan operasyonlar şehirlerin sınırlarını aşmış köyleri mezraları kuşatmış durumda.
Ülke adeta açık hapishaneye dönüşmüş insanlar birbirinden kaçmakta. öyle’ ki operasyona katılan polis, asker, güvenlik görevlisi veya Adliyelerde görev yapan infaz katipleri, hâkimler, savcılar bir, bir göz altına alınmakta,.
Duruşmalar soruşturmalar emniyet ve adliyelerde sabahlara kadar devam etmekte. Evlat babaya, kardeş kardeşe sahip çıkamamak ta, herkes kendini kurtarma derdinde.
Saat gece 03.00 ü gösterdiğinde cezaevindeki odamda görevimin başındayım.
Telefonum çaldı açtığımda nöbetçi gardiyan terör suçundan bir bayan tutuklunun getirildiğini söyledi, bende kendilerine: teslim almaları talimatını verdim. Ceza evi mahkum kabul kısmına indiğimde Baş gardiyanın yanında iki bayan ve iki erkek gardiyan, karşılarında ufacık boylu yirmi iki, yirmi üç yaşlarında bir bayan güvenlik güçlerinden teslim alınmış. Baş gardiyan ile birlikte diğer gardiyanların kızgın alaylı ve hakaret dolu sözleri arasında korkuya kapılmış şaşkın şaşkın gardiyanların yüzlerine bakmakta. korku bütün vücudunu sarmış bir yandan gözleri yaşlı diğer yandan suçsuz olduğu her halinden belli vakur bir duruş sergilemekte.
Kızcağız ın yüzüne baktığın zaman o duruşu tertemiz birisi olduğunu göstermesine karşılık, sahte vatan severler tarafından aşağı lanmayı içine sindiremeyen fakat suçsuz da olsa suçlu olarak hapishaneye getirilmesinin ezikliği ni yaşadığını
açıkça gösteriyor.
Baş gardiyan odasına geçtim ve tutuklu yu getirmeleri talimatını verdim, baş gardiyan iki bayan gardiyan ile birlikte bayanı yanıma getirdiler. tevkif müzekkeresinde terör zanlısı olduğu belirtilmekte
Adını soyadını ve mesleğini sorduğumda, kızcağız gözleri dolu dolu ağlamaklı vaziyette. ’’Adını soy adını söyledi Eğitim fakültesi mezunu öğretmen olduğunu Ailesinin durumunun iyi olmadığından çalışmak zorunda olduğunu KPSS sınavlarında yüksek puan almasına rağmen öğretmen olarak ataması yapılmadığından özel bir dershanede öğretmenlik yaptığını dershanelerin kapatılması üzerine köylerine Ailesinin yanına döndüğünü ve darbe sonrası komşularının ihbarı üzerine güvenlik güçlerince göz altına alındığını beş gün Emniyet nezaretinde gözaltında kaldığını çıkarıldığı mahkemece terör örgütü üyeliği suçundan tutuklandığını’’ söyledi
Bayan ’’ Suçunun öğretmen suç aletinin de kalem’’ olduğunu söylediğinde dona kaldım.
Yaklaşık yirmi üç yıllık memuriyet hayatımda yüzlerce bayan erkek terör zanlısı tutuklu yu teslim aldım hiç birisinde bu kızcağız daki masumiyeti korkuyu ve tedirginliği görmedim.
Geçmiş olsun temennisi ile görevli gardiyan lara bayanı götürmeleri ni söyledim.
Mesleğe başladığım tarihten bu yana hiç bir mahkuma ön yargı ile bakmadım her birini bizim değerli bir insanımız olarak gördüm, hoş görü mü , telkinleri mi, sabırlı olmaları yönündeki ikaz ve uyarıları mı hiç kimseden esirgemedim. Bu güne kadar her hareketime şahit olan gardiyanlar ne hikmet ise bu gün benim kızcağız:a karşı yaptığım sabır ve telkinleri garipsemiş olacaklar ki beni dikkat ile izlediler.
Bayanın özel eşyalarını ve üzerini titizlikle arayan bayan gardiyanlar eşyalarını taşıdığı valizine yasak olduğu gerekçesi ile el koyarak verdikleri bir nevresim battaniye ve yırtılmış büyükçe siyah poşete eşyalarını koydurarak bayanlar koğuşuna götürdüler.
O gün o öğretmen kızcağızdan o kadar etkilenmişim ki kaç gün bu masum kızcağızın tedirginliğini yüreğimde hissettim.
O genç öğretmende suçla ilgili en ufak bir iz yoktu.
Kim bilir fakülteden mezun olduğunda ne hayaller kurmuştu. kendisini zar zor okutan babasına karşı olan sorumluluğunu, Annesine olan vefa borcunu kardeşlerine karşı olan kardeşlik borcunu ve ülkesine ülkesinin insanına olan vefa borcunu ödeme sırasının kendisine geldiğini düşünerek bitirmişti okulunu,
Hayat nice zorlukları karşısına çıkaracak ne acılar yaşatacak bilemezdi. Bilemezdi imkansız zamanlarda imdadına yetişen güzelliklerin böylesi acı neticeler vereceğini. Bilemezdi hayatını kendisine vakfeden babasının çaresizlik içerisinde arkasından bakmasını, bilemezdi O çilekeş annesinin kızının polisler tarafından götürülmesi ni gözleri yaşlı halde izleyeceğini saçını başını yolacağını, bilemezdi Dostların vefasızlığını, bilemezdi sinel
Kalplerinde kin taşıyan hazımsızların belki de en yakın akraba veya komşu olduklarını, bilemezdi kaderin cilvesi nin neler olduğunu.
ARAMA VE TUTUKLANMAM
Cumartesi ve pazar ım tedirginlik ile geçti. içimde bir sızı beni adeta esir almıştı. Pazartesi yoğun bir mesai bizi bekliyordu Erzurum’a yeni atanan Cumhuriyet Baş savcısının görevine başlaması nedeni ile Erzurum adliyesinde bir Program yapılacak bizde orada olacaktık. bu yüzden 31 Temmuz saat 23 00 gösterdiğinde erkenden istirahate çekilmiştim saatler gecenin 02.30 nu gösterdiğinde 01 ağustosun ilk saatlerinde küçük oğlum beni uyandırdı polislerin evimizde arama yapmak için geldiklerini söyledi. hemen yatağımdan kalktım eşimde uyanmıştı üzerimize elbiselerimi giyinerek yatak odasında giriş kapısına vardığımda polis memurları kimliklerini ve arama kararını göstererek evimde arama yapacaklarını söylediler.
Kendilerinden kısa bir süre izin istedim eşimde hazır olunca polisleri içeriye davet ettim. evimin her tarafını eşyaları didik didik aradılar herhangi bir suç unsuru taşıyabilecek emareye raslamadılar. Kitaplığın aranması sırasında bir kitabın sayfaları arasında üzerinde arapça namaz tesbihatının yazılı olduğu küçük bir kartpostalı deliller dosyasına koydular, Beylik silahıma el koydular ve tutuklanma kararı doğrultusunda göz altına alındım. Eşim ve küçük oglum çaresiz bir halde arkamdan baka kaldılar. Hayatın bu kadar acımasız insanların bu kadar vefasız olduğunu o gün daha iyi öğrendim. O saatlerde sürekli lojmanların bahçesinde oturan çay içen hiç bir arkadaşım yanıma gelip halimi sorma cesaretin de bulunamadı. Ceza evindeki makam odamın aranması için cezaevine götürül düm. Ceza evine vardığımızda cumhuriyet savcısı ve Ceza evi 1. Müdürü giriş kısmında bizi bekliyorlar, onların daha önce bilgileri varmış ancak bana söylememiş ler. Kendilerine kırıldım fakat kırgınlığım sadece bir dakika bile sürmedi. Makam odam açılmış kapısında bir gardiyan bekliyor. Odamı da çok detaylı arama yapan görevliler bilgisayarıma el koyarak arama tutanağını tuttular kurumdan ayrılırken savcı ve müdüre veda etmeme rağmen herhangi bir karşı cevaplarını duymadım o an kızgınlığım daha çok arttı. Oysa kaç yıldır beraberce görev yapıyoruz bir birimize karşı en Ufak bir yanlışımız olmadı. O gün anladım ki düşenin dostu olmaz mış meğer ne kadar doğru bir sözmüş.
Saatler sabahın 05.00 ni gösterdiğinde il emniyet binasına oradan da polis okuluna götürüldüm.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.