- 200 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRK MUCİZESİ
CUMHURİYET DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞEN
“TÜRK MUCİZESİ”
Doğrusu, 27 yıllık süre içinde; bir ölüm-kalım savaşından yeni çıkmış bir ülkede bu kadar çok ve önemli şeylerin gerçekleştirilmesi ender görülebilen bir olaydır. Buna ancak “Mucize” denilebilir. Bu mucize, bin bir yokluk içinde Cumhuriyetimizi kuran Atatürk’ün liderliğinde Türk Ulusu’ nun bizzat kendisine aittir. Atatürk’ün “Her karışı şehit kanları ile sulanmış olan vatan toprağı, tüm Türk Milleti için kutsaldır. Türk Milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir. Bir Türk dünyaya bedeldir. Ne Mutlu Türküm diyene !” sözleri bu mucizenin nasıl gerçekleştirildiğini açıklıyor.
Akıl, izan ve vicdan sahibi olan herkes bu olağanüstü durumu görebilmelidir. Ne yazık ki bunu göremeyenlerin sayısı da az değildir. Zira takdir etmek, saygı ve minnet duymak yerine, bizimle birlikte tüm dünyanın en büyük liderliğine yükselmiş ve ölümsüzleşmiş Büyük Atatürk’e karşı husumet duyan, düşmanca duygular besleyen, heykellerini yıkmaya, ismini yok etmeye kalkışan zavallı hainler görülmektedir.
Ülkemizde, ülkelerin kalkınmasına örnek gösterilen iki mucizeden bahsedilir. “Alman Mucizesi” ve “Japon Mucizesi”. İnsanların kendi milletinin mucizesini göremeyip başka milletlerin mucizelerine odaklanmaları son derecede ilginçtir. Bunun nedeni; tarih okumamış, geçmişini öğrenememiş ve gerçek kahramanlarını tanıyamamış olmalarıdır. Bu sebeple uydurulan yalan ve iftiralara kolayca inanmaktadırlar.
Efsane liderlerimiz Büyük Atatürk’ün en yakın arkadaşı İsmet İnönü; deneyimlerine dayalı olarak; “Dünyanın başka milletlerinde bizdekiler kadar çok hain görülmemiştir” demiştir. Bu sözleriyle ifade ettiği üzere, ne yazık ki içimizde çok sayıda Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı hainler var. Bunlar, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı yobazlar ve onların işbirlikçileri. Tarih boyunca ırkımıza göz dikmiş emperyalistler, onların yandaşları ve PKK ortağı ABD gibi stratejik ortaklarımızın varlığı da unutulmamalıdır.
1923’den 1950’ye kadar kazanılan Cumhuriyet değerlerine ne kadar zor koşullar içinde ve ne büyük fedakarlıklarla kavuşulduğu unutulmamalıdır. 27 yıllık zaman sürecinde hizmetler, sürekli olarak Cumhuriyetimizi kuran devlet adamlarımızın olağanüstü çalışmalarıyla gerçekleştirilmiştir. Ülkede çıkarılan iç isyanlar, doğal felaketler, yakın çevremizde yaşanan ve dünyayı kana bulayan II. Dünya Savaşı süresinde bile hizmetler aralıksız sürdürülmüştür. Buna karşın bazı kötü niyetli insanlar, “Atatürk öldükten sonra Cumhuriyet ilkeleri sona ermiştir” diyecek kadar kötü amaçlı söylemlerde bulunarak İnönü’yü suçlamışlardır.
Bu suçlamalar hem de kendi partisindeki bazıları tarafından hala sürdürülmektedir. O kadar ki bunlar arasından “Otuzlu-kırklı yılların partisi olmayacağız” diyenler bile çıkmıştır. Oysa otuzlu-kırklı yıllar en büyük devrimlerimizin gerçekleştirildiği yıllardır. Atatürk ilkeleri ölümünden sonra da İsmet İnönü tarafından devam ettirilmiş ve onun sağlığında yapılamayanlar tamamlanmaya çalışılmıştır.
Başarılan bu hizmetlerin yukarıda sunulan listesi bu söylenenlerin kanıtıdır. Bunlar okunduğunda; dilerim bu konuda olumsuz söylemlerde bulunanların birazcık olsun yüzleri kızarır. Çünkü bunlar bizim milli davalarımızdır. Kazanımları hiçbir siyasi partiye mal edilemez. Yapılanlar milletimizin başarısıdır. Bu gerçeğin görülememesi büyük bir nankörlüktür. Ne yazık ki siyaset, geleneksel kültürümüzle bağdaşmayan; inkarcılık, çıkarcılık ve nankörlük üzerine kurulmuştur.
(100 SAYFADA CUMHURİYETİMİZİN 100 YILI KİTABIMDAN ALINMIŞTIR)