Kötü Huylardan Kurtulmanın Çareleri 1

• 1 Mart 2024 Cuma 02:23:57

Bir önceki bölümde kötü huylardan bazılarını örnek olma açısından vermeye ve bunlardan kurtuluş çarelerini de kısaca belirtmeye çalıştık.Tabii insanlarda bulunan çirkin huylar bunlarla sınırlı değildir.Biz burada hepsinin detayına giremedik.Ancak az çok bir fikir vermeye çalıştık.Ahlak kitaplarında bunlar ayrıntılı olarak işlenmektedir.Sizleri bu tür kitapları okumaya sevketme yolunda gayrette bulunmak istedik.

Hoş olmayan,beğenilmeyen bu çirkin huylar insanın ruhunu ve kalbini teslim almaya çalışıp, sonra da bu huyları insanda alışkanlık haline getirmeye çalışırlar.Aslında insan bütün bunların farkındadır. Felaketin "geliyorum" dediğini görür ve hisseder.Kötü huylar tarafından ruhunun kuşatıldığını ve ruhunun teslim alınmak istendiğini bilir.Ruh kalesinin silahını teslim edip esaret altına girmesine göz yumabilir.Bazen ise kötü huylar tarafından ruhunun teslim alınamayacağını zanneder.Kötü huydan kurtulabileceği konusunda kendine güvenir.Fakat himmeti,gayreti az ise iradesi zayıfsa sonunda silahları bırakır,ruh kalesini çirkin huylara teslim eder.Oysa asla teslim olup zayıflık göstermemelidir.İnsan kendisinden ümidini kesmeden,tembelliği bir yana bırakarak,gayretle çalışmalı ve çirkin huylarla mücadele etmelidir.Çünkü insan kendini daha iyi tanımakta ve zaaflarını, hastalıklarını bilmektedir. Bunlardan kurtulmanın ilacını kendisi uygulamalıdır.Bu tedaviyi kendi kendine başaramıyorsa,o zaman bu işin uzmanlarına başvurarak bu hastalıklardan kurtulmanın çarelerini aramalıdırlar.

İnsanın kendisini tedavi edip,koruyucu hekimlik yapacağı ve kötü huylardan kurtuluşunu sağlayacak yollardan bazıları şunlardır:

1-Güzel ve faydalı işler yapmak

Çirkin huylardan kurtulmanın ilk prensibi güzel olarak bilinen faydalı,yararlı iş ve davranışları uygulayarak ruha güç vermektir.

Bir kötülüğe meyletme durumunu hissettiği anda derhal haz duyacağı kendisini ve insanları memnun edecek güzel bir davranışta bulunmalıdır. Her seferinde böyle bir uygulama yaptığında artık o kişide kötü huyların yerine güzel davranışlar alışkanlık haline gelmeye başlar.Çirkinlikleri yapmamak huy haline gelir.Böylece insan kötülükleri yapmadığı onun yerine faydalı,güzel davranışları yaptığı için tarifi imkansız bir zevk alır.Kendine güven hisside doğar, vücudundaki dengelerde insanın bu mutluluğu doğrultusunda salgılarda bulunarak iç dünyasının düzene girmesine yardımcı olur.Ve günler geçtikçe nefsine gem vurmanın,kötü huyları terketmenin zevkini daha çok tadar.Dolayısıyla bu başarısının zafer ve mutluluğunu yaşar ve bunları diğer insanlarla paylaşarak daha büyük hazlar duyar.Gerçekte değerlendirilecek olursa bu zaferin her saniyesini haketmiştir.Çünkü kötü huylardan kurtulup, bunu yaşadığı sürece muhafazaya çalışmak hiçte küçümsenecek bir şey değildir.Önemli olan iradeye hakim olup,"Hayır bundan sonra yapmıyorum" diyebilmektir. Mesela, toplumda çok sıklıkla rastladığımız sigara alışkanlığı ve bunun bırakılması hadiseleri vardır. Sigaraya başlamak sigarayı yakmak ve dumanını içine çekmekle başlar ancak,bırakmak ve bir daha hiç içmeme olayı ömür boyu olursa ancak iradeye hakim olunmuş,sigara terkedilmiş olur.Bu bakımdan aynı sigara örneği gibi kötü huylarımızı ömür boyu olma niyetiyle gerçek anlamda terketmeliyiz. Bunun için de kötü huylardan ve bu tür huylara sahip olan kişi ve ortamlardan uzak durmalıyız.Nasıl özel şahsa ait diğer kişilere yasaklanmış bir bahçenin çevresinde koyunlar otlatılsa muhakkak bir gün koyunlar yasaklanan bu bölgeye girebilir.Aynen bunun gibi bizler de Allah’ın yasak kıldığı haramlar,kötülükler bahçesinden uzak durmalıyız ki, koyunlar gibi farketmeden içine girmeyelim.

Ayrıca iyi huylu ,ahlaklı,faziletli insanlarla birlikteliğimizi arttırmalıyız.Onların sohbetlerinden istifade etmeliyiz.Allah’ın adının anıldığı,Allah’ın varlığının ve birliğinin sohbetinin yapılıp,bu tür kitapların okunduğu yerlere gitmeliyiz. Öncelikle de bu tür eserleri kendimiz okuyup,bilgileri kendimize maletmeliyiz.

Kötü huylara sahip olan insanlarında işlerini kaybettiğini,aile yuvalarının yıkıldığını,insanların onları dışladığını,belaya bulaştıklarından sonunun hapishane,hastahane veya mezar olduğunu akıldan hiç çıkarmamalıyız.


Ahmet TULGANER