GEÇMİŞİN BATAKLIĞINDA TAKILI KALANLANLAR
Kurbağalar su biriken kokuşmuş göletleri sever.Çünkü oralar üremeleri için en ideal alandır.Beslenmeleri için gerekli olan her türlü börtü böceğin nimet olarak kendilerine sunulması bulunmaz mekan olarak tercih etmelerinin en önemli nedenidir.
Kurbağalar kaneviçe tadındaki hayatlarından memnundur.Taki ne zamana kadar?..Fransız mutfaklarına meze olana kadar.Zira etli olmasalar da butları meşhurdur kurbağaların.Dış sese kulaklarını kapatıp devamlı vrakladıkları için avcıları da fark edemezler.Yegane zevkleri bataklıkta geçirdikleri üreme dönemleridir Doğar, büyür, çiftleşir ve ölürler.Kaneviçe tadındaki hayatlarının doğaya en faydalı olgusu börtü-böceği yiyerek doğal dengeyi korumaktır.
Oysa tabiatta kokuşmuş göllerin harici temiz ve nezih ortamlar da vardır.Mesela devri-daim yapan göller, berrak ırmaklar, çağıl çağıl akan gümüş dereler, masmavi denizler...Deryalar...
Ah bre deryalar!!Aman bre deryalar!...Okunduğunda anlamadığımız aryalar.Birer birer yazar türedi paryalar.Geçmişin hatalı izdüşümünden ders alınmamış olunacak ki eline kara kalemi alan güneşe leke mukabilinde nokta koyma çabasında.Kaneviçeyi sırf iğneleme adına ele aldıklarında nakış yapanın çabası boşunadır.
Neyin kafasında olduklarını kestirmek güç.Konumuz kurbağa olduğuna göre..kurbağa kafasında demek en uygunu.Eti ne?..Butu ne? demeyin..Zira butu çok para...Açık ara..Besleniyorlar zahir vraklamaları için ,görüntü kirliliği yapıp gündemi karartma niyetiyle..
Her vırrak son durraktır.Kaneviçe tatında günler..Kargalara meydan bırakılır ise darılır bülbüller.Demedi demeyin!.
YORUMLAR
Fen bilgisinden tarihe derken yazan kalemlere dahi dokunarak değişkenlikler gösteren İlginç bir yazı yazmışsınız.
Tabiat kokuşmuş su birikintilerinden bile yaşam döngüsünü devam ettirirken
Biz insanlar hırsları uğruna tabiatı tahrip ediyoruz.
Diğer yandan da geçmişin sayfalarında saklı tuttuğumuz gerçekleri öğrenmek Aciziyetini gösterebiliyoruz.
Kurbağalar bile sahip oldukları genetik kodları ile geçmişlerini bilirler yaşama tutundukları anda ne yapacaklarından haberdardırlar.
''Birer birer yazar türedi paryalar.Geçmişin hatalı izdüşümünden ders alınmamış olunacak ki eline kara kalemi alan güneşe leke mukabilinde nokta koyma çabasında.''
Bir Türk ata sözü derki ''Güneş balçıkla sıvanmaz''
Eğer gördüğünüz güneş ise.
Geçmişini gerçekleri ile bilmeyen ve yapılan hatalardan ders çıkartmayan milletler yarınlarını inşa edemezler.
Deftere İnsanlık olsun adlı ilk yazdığım yazımın finali hep hoşuma gitmiştir.
Umarım sizin gibi seçici bir yazar bu kalemi beğenir.
Geçmişimizdir günümüzü yaşatan ve yarınlara ışık tutan.
Gelenek ve göreneklerdir varlığımızı karaktere bürüyen.
Bizi biz eden yaşanmışlıklardır.
Hayat sermayesini fütursuzca heba ederken yarınlara ve sonrakilere mirasımız Ceddimizden bizlere kalan İNSANLIK OLSUN.
Elinizdeki kara kaleminizin ucu hiç kırılmasın.
Her daim yazın
Hayırlı günleriniz olsun