Bir An Bir Mezar
Bu yazdığım ne bir roman ne de bir hikaye. Ben de ne bir yazarım ne de bir tellal. Bugün günlerden kırmızı. Renklerden pazartesi. Biliyorum, her şey çok saçma. Gökyüzü gene kapalı, gene kan ağlıyor üstüne taş diyerek bastığınız kaldırımlar.
Son şarkısı hayatın ama bir adam var. Uyuyamıyor, içi yanıyor; nükteli bir dili... Zaten anlatılmaz fikrimce; nerede kaldılar şu hayatta konuşmadan anlaşanlar, anlayanlar. Bugün gene bir intihar sesi... Ne babası var, ne sevenleri. Gerçi babası olmadığına mutlu mu, bilmem? Aslında kim bilir ki bu dünyada çok gördüm babasını bulup ağlayanlar ama yanlış anlıyor insanlar sanki mutluluktan ağlıyor sanıyorlar. İşin gerçeği ise hepsi hayal kırıklığından, bütün hayallerinin kendi içinde yanışından ağlıyorlar. Niye en çok ihtiyacı olduğun zamanlarda orda değildi. Neden?.. Dedi; kendine babasının mezar taşıyla bakışırken gözleri doldu, ağlamayacağına emindi. Taki o son damla, toprağın üstünde yenice yeşermiş gülün yapraklarına gözlerinden kayıp düşüne kadar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.