İYİ PARTİ VE İTTİFAK ANLAYIŞI

Bilindiği gibi 14 Mayısta yapılan milletvekili ve cumhurbaşkanını seçimlerinde, seçmenler milletvekillerini parlamentoya gönderdi. Cumhurbaşkanın seçmeyi de 2. tura bıraktı.

28 Mayıs’ta yapılan 2. tur cumhurbaşkanını seçme sonucunda Erdoğan oyların % 52.16 sını alarak cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Kılıçdaroğlu ise oyların sadece % 47.84 nü alabildi.

14 Mayısta yapılan 28. dönem milletvekili ve cumhurbaşkanını seçme seçimlerinde, seçmenler milletvekillerini parlamentoya gönderdi. Cumhurbaşkanın seçmeyi de 2. tura bıraktı.

Sonuç olarak her ne kadar AKP 14 Mayısta yapılan seçimlerde hem aldığı oylarında hem de çıkarmış olduğu milletvekili sayısında azalma olduğu görüldü. Yine de parlamento da meclis çoğunluğunu elde etmeyi 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden 3. defa cumhurbaşkanı olmayı başardı.

Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı olarak seçilmiş olması AKP’nin milletvekili seçimlerinde aldığı oy kaybı ve azalan milletvekili sayısının başarısızlığını kapatıyordu. Eğer cumhurbaşkanı Erdoğan değil Kılıçdaroğlu seçilseydi tüm basın Kılıçdaroğlu’nun ne kadar başarılı olduğunu konuşur olurdu. Maalesef kazanmanın böyle etkin bir gücü var.
O günden bugüne yandaş basın yayın kuruluşları bu başarısızlığı görmemezlikten gelerek hep muhalefet partilerin başarısızlığını tartışma konusu yaptı.

Erdoğan cumhurbaşkanı seçildiği açıklandıktan sonra haklı olarak bundan sonra hedefimiz yapılacak yerel seçimlerde kaybedilen büyükşehir belediyelerin tekrar alınması için gereken her şeyin yapılacağını vurguluyordu.
Elbette hiç kimse muhalefet partilerin yapılan seçimlerde başarılı olduklarını söyleyemez. Aksine başarısızlıkların nedeni ortaya koyarak partinin tüm organlarında tartışılıp bir daha yaşanmaması için gereken önlemler alınmalı.

İYİ Parti genel başkanı Akşener, seçime günler kala cumhurbaşkanı adayı belirleme konusunda yapılan toplantıda altılı masayı kumar masası olarak suçlayarak ayrılması Cumhur İttifakına 5-6 puan kazandırarak seçimleri kazanmasına neden olmuştur.

Ama görünen o ki muhalefet partileri daha önce seçimlerde yapılan hataları kabul etmeyip biri birini suçlayarak kendi başarısızlıklarını örtme çabasındalar.

En son İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, 26 Ağustos’ta Afyon’da konuştu. Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: “Bugün hep birlikte buradayız, inanıyorum ki her yıl artarak burada olacağız. Yeni bir yola çıkmak için buradayız.
Akşener sığınmacılar konusunda “Türkiye’nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar.” şeklinde ifade etti.

Daha önce yapılan seçimler için şöyle dedi; “Ne söylersek söyleyelim kimseye dinletemedik. Biz millet iradesini savunduğumuz için hainlikle suçlandık. Bizi iktidara yanlamakla suçladılar. Peki bunun sonucunda ne oldu? En ufak kâr sağlamayan, pazarlık yapmayan kim oldu? Biz olduk. Biz makam peşinde olsaydık, saraylar vaat edilirken elektriği kesilen salonlardan haykırmazdık.” Şeklinde ifade etti
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener; tüm siyasi partilere seçime tüm liderlere “yerel seçimlere ayrı ayrı girelim” çağrısı yaptı.

Bu çağrıya ilk tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli, “Ayrı ayrı seçime girme” çağrısının bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Seçime ayrı girmek isteyenlerin elinden tutan, önüne geçen de yoktur” diyerek ayrı ayrı seçime girme yolunu kapatarak seçime Cumhur İttifakı olarak gireceklerinin sinyalini vermiş oldu.

Bahçeliye yanıt İYİ Parti yöneticilerinden geldi. “Afyon konuşmamız birilerini rahatsız etmiş olmalı. Sayın Bahçeli hemen cevap verdi ve ‘biz ayrı ayrı girmeyeceğiz, birlikte gireceğiz’ dedi. Neden bu kadar hızla cevap verdi ve neden reddetti? Bunu da sorgulamak lazım” ifadelerini kullandı.

İYİ Partililere göre minderden Akşener değil Bahçeli kaçtı. Akşener’in herkesi mindere davet ettiğini ifade eden bir İYİ Partili, “Genel Başkanımız ‘hodri meydan’ dedi. Herkesi mindere davet etti. Minderden, er meydanından kaçan, Akşener’in çağrısını reddeden Bahçeli ve MHP oldu. Biz ‘tek güreşelim’ diyoruz, o (Bahçeli) ‘iki kişi güreşelim’ diyor. Tek başına oy istemek konusunda yeterince güçlü hissetmiyor demek ki” yorumunu yaptı.

İYİ Partililer, hukuken yerel seçimlerde ittifakın mümkün olmadığını hatırlatarak şöyle devam ettirildi: “Biz tüm seçim bölgeleri için kendi adaylarımızı arıyoruz. Çağrımızın arkasındayız. Ama yerelde ‘lokal’ iş birliklerinin kendiliğinden olabileceğini de öngörüyoruz. Öyle adaylar çıkar ki teşkilatımız bize ‘bu adayı desteklememiz, burada aday çıkarmamız gerekir’ der. Bunları değerlendiririz. Ama hiçbir durumda genel merkezlerde imzalanacak gizli protokollere, terörle yan yana duran yapılarla aynı iş birliklerinin içinde olmaya ‘evet’ demeyiz.”

İYİ Partili bir yetkili “İstanbul için hiçbir partinin pozisyonu henüz belli değil. Önce partilerin pozisyonunun belirlenmesi lazım. Adayların ortaya çıkması lazım. Örneğin CHP’de taşların yerine oturması gerekiyor. Kurulacağı bugünden ilan edilen ittifakların, partiler üstü açıklamaların da bir karşılığı yok” dedi.

Sonuç olarak konu hakkında ana başlıklar olarak şunlar söylenebilir;
1 - Yerel seçimler, genel seçimlerden farklı özelliklere sahiptir.

2 - Yerel seçimlerde yapılacak ittifaklar yerel bazda yapılmalı

3 – Siyasi partiler kendilerini hatalardan ve yetmezliklerden arındırmalı.

4 – Program ve tüzüklerini günün şartlarına uygun hale getirmeli.

5 – Siyasi parti liderleri değişim ve yenilenmeyi kendilerinden başlatmalı.

6 – Muhalefetteki siyasi parti liderleri izleyecek politikalarda gereken cesareti gösterebilmeli.

7 – Yerel seçimlerde başlıklar şeklinde sırlanan tedbirler alınmazsa yerel seçimlerde alınan belediyeler başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere birçok belediyenin el değiştirebileceğini düşünüyorum…