- 147 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Enaniyet ve Gurur 2
Gurur,kendimizi tanıyıp,yaratılmış bir mahluk olduğumuzu idrak etmekten doğan bir gaflet halidir.Allah’ı bilen,büyüklüğünü anlayan, kendini tanıyan ve yüce kudret karşısında acizliğini ve hiçliğini takdir eden insan,dünyanın bütün nimetlerine ve hazinelerine de sahip olsa yine gurura kapılmaz.
Bunun için insan ne olduğunu iyi bilmelidir. Ayıplarını eksiklerini tespit etmelidir.Bunları bilmenin bir yolu,şerli insanlara bakmaktadır.Bu kişileri görerek,kendi ayıplarını gidermeye çalışmalıdır.Bir filozof ,”Ben edebi,edepsizlerden öğrendim." diyerek bizlere yol göstermiştir.
Gurur,hiç bir feyizli ülkeye geçit vermeyen sarp,kayalık bir dağdır.Bu dağı tevazu ve mahviyet kudreti ile yıkmadıkça ilme,fazilete, kemale ve insanların sıcak sevgisine yol bulup gitmek mümkün değildir.
Yani büyüklenmemek,gurura kapılmamak asıldır.Gurura kapılmaması için insanın aslını düşünmesi kafidir.Kişi kendi nefsinin evvelinin murdar bir meni,sonunun kokmuş bir et olduğunu bilmelidir.
Allah-u Teala,Kur’an-ı Kerim’de "Kahrolsun o insan,o ne nankördür.Allah onu hangi şeyden yaratmıştır?Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş..." Abese,80/17-20 buyurarak bunu dile getirir.
İşte insan hep bunları düşünmelidir.Gururu ağrı dağı kadar zirveleşmiş insanlar başlangıçlarının bir meni olup,sonunda öldüğü zaman ise beş para değer etmeyen kokuşmuş bir et yığınına dönüşeceğini aklından çıkarmamalıdır. Hayvanlar canlıyken de, ölüyken de işe yararken bu tür insanlar iki durumda da hiçbir değer ifade etmezler.Yaşadıkları zaman ise isyan içinde etrafına zehir saçan pislik üreten, gübre imalatında bulunan, mide düşkünü kişilerdir. Bütün bunları insanlar düşünmedikleri için olsa gerek gururlarına engel olamazlar.
Fazilet arayanların dikkat etmesi gereken bir nokta da katiyen büyüklenmekten kaçınmak olmalıdır.Bilhassa kendisi övüldüğü zaman gururlanmamalı.Hatta mümkünse kendisini öven kimseyi bundan menetmeli.Zira medh ve sena fazilet yolcusuna büyük zararlar doğurur.Fazilet makamlarında yükselmeye engel olur.Nice ilim yolcuları cahillerin övgüleriyle aldanıp yanlışlar yapıp,ilimde kemale ulaşmaktan sapmışlardır.
Bunun için bir kişiyi gerçek manada seviyorsak onun gururlanıp yoldan çıkması için yüzüne karşı bir meziyeti varsa söylememeliyiz. Çünkü bu hareket ona iyilik değil kötülük olur.
İnsanları yoldan çıkaran ve gururlanmasına sebep olan durumları şöyle sıralayabiliriz:
-İlim tahsil etmek,alim olmak,
-Çok ibadet etmek,
-İyi bir soya mensup olmak,
-Çok iyilik etmek,güzel olmak,
-Bedence kuvvetli olmak,
-Makam ve şöhret sahibi olmak,
-Çok başarılı olmak,
Bütün bu özellikler insanları diğerlerinden ayıran meziyetlerdir.Bunlara sahip olmak insanı gurura sevkedebilir.Fakat insan,bunların aslen kendine ait olmayıp,Cenab-ı Hak’kın bir ihsanı olduğunu bilmeli,kibirlenmek yerine,tevazu sahibi olup, nimeti verene şükretmelidir.Daha önce bahsettiğimiz gibi nimeti küfranda bulunmayıp, erilen meziyetleri tevazu göstereceğim diye inkara kalkışmayıp,Allah’a havale etmelidir. Bunların geçici olduğunun şuuruna da varırsa, elindekinin kıymetini anlar gururu terkeder. Güzellikler,makamlar,zenginlikler hep geçici her an elden uçabilecek şeylerdir.Bu noktada acizliğini,zayıflığını hissedip, Cenab-ı Hak’kın gerçek manada büyüklüğünü,yüceliğini anlayan insan asla kibirlenemez.
İnsanın öldüğünü,kabre konulduğunu, ölüsünden sahte dost ve ahbaplarının korktuğunu,cesedini ise kabirde böceklerin, haşerelerin yediğini,ahirette ise dehşetli hesaba çekilip cehennem ile azaplanacağını düşünmüş olsa,kesinlikle gurura kapılması söz konusu olamaz.
Ayrıca gururun kırılması için şöyle bir çevremize bakmamız yeterlidir.Bir zamanlar şöhrete,paraya sahip olan,iki yüzlü riyakar sahte dostların etraflarında pervane gibi döndüğü insanlar,sonradan huzur evlerinde yalnızlık içinde, insanlardan sevilmeyi umduğu şeylerden nefret görerek,perişan bir şekilde ölmekte ve cenazelerini taşıyacak dört kişilik dostu bulamamaktadır.
İnsanın en tehlikeli ve zayıf damarı olan enâniyetten kurtulmak için Kur’an-ı kendimize rehber yapıp,ene yerine nahnü demeliyiz. Yani ben yerine biz demeliyiz.Menfeat konularında öne geçip ben diyeceğimize,biz diyerek başkalarını da düşünmeliyiz. Benlik konusu bu asrın en büyük hastalığıdır.
Hakiki manada ihlas isteniyorsa,iman ile kabre girmek arzu ediliyorsa,benlik,enaniyet ve nefsi beğenmenin terkedilmesinin gerektiğini bizlere tavsiye etmektedir.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız bütün hadiseleri düşünmeli gurur afetinden kurtulup,saadet yoluna ulaşmak için elimizden gelen gayretin en güzelini göstermeliyiz.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.