- 1146 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Ufuk Açar
ÖZGELİŞİM UFUK AÇAR
Sevgili dostum,
Yakın zamanlarda yaşadıklarım olaylar bana, okumanın ve anlayarak okumanın, bunu da hayata uygulamanın insanın ufkunu nasıl açtığını gösterdi. Ve özgelişimin ne kadar önemli olduğunu da...
Benden yaşça büyük, sözde okuyan insanlarla muhabbetimizde gördüm ki, neyin toplum için neyin şahsi olduğunu anlamaktan uzak toplumda çok insan var. Bunu fark edince “oku” emrini ve o emri anlayarak okumaya devam etmenin ne kadar büyük erdem olduğunu bir kere daha anladım.
Sevgili dostum,
Topluma mal olmuş ve toplum tarafından sevilmiş insanları anlatan eserler, kim yazarsa yazsın topluma mal olmuş eserlerdir. Bu eserleri maddi ve manevi gücü olan, büyük bütçelere hükmeden makam sahiplerinin alarak özellikle çocuklara ve gençlere hediye etmesi okuma kültürünün yaygınlaşması açısından son derece önem arz eden konu bence. Bunu yapan insnalara ne kadar saygı duyarım, dua ederim sen benden iyi bilirsin. Sen de saygını ve duanı esir etmezsin böyle insnaları destekleyenlere. İşte senin en sevdiğim özelliğin de bu. Kendin yapamıyorsun ama yapana saygı da kusur etmiyorsun. Başkaları gibi yapması gerekeni yapmayana sessiz kalmıyor, onların da yapması için dua ediyırsun. Uykuda olan insanların uyanması için hepimiz dua etmeliyiz. Sen de bu konunun önemini anlayan insansın tabii ki.
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Hal böyle iken çok insanın bu durumu şahsi algılaması ve eseri ortaya koyan insanın meselesi yaparak, yazanın gücü olup olmadığına bakmadan “ sen kendin bastır dağıt” diye akıl vermesi kelimenin tam anlamı ile “oku” emrini anlamaması ve yazan ile alay etmesi olarak görüyorum. Bunun başka anlamı da cehalet olarak yorumlayabiliriz. Yeteneği ve bilgisi olan yazacak imkanı ve yetkisi olan alarak gençlere ve çocuklara hediye edecek ki , çocuklar da gençlerde ilerde yazanı da dağıtanı da hediye edeni de saygı ve sevgiyle ansınlar.
Sevgili dostum,
Toplumda iş bölümü ve uzmanlaşma diye bir şey vardır. Kiminin bilgi ve yazma gücü vardır. Bu gücü veren de Yaradandır. Mevki makamı bahşeden de Yaradandır. “oku” emrini veren de Yaradandır... Bunları sen benden daha iyi biliyorsun. Her şeyi yazana yüklemek ve beklemek de olgunlaşmamış ve ufku dar insanın işidir. İş bölümü ve yardımlaşmayı anlamayan insana ne desek de bizi “boş konuşmamız ” olur. Ha anlamayana ha duvara anlat.
Sevgili dostum,
Bunu anlattığımızda anlamış gibi yapan ama ilk fırsatta gene eski düşüncelerini sıralayan insanların ne kadar dar ufuklu olduğunu görmek için Arif omaya gerek yok. “Çok kitap okudum” diyene değil, okuduktan sonra anlayıp anlamadığına bunları toplum yararına sunup sunmadıklarına bakmak lazım. “Okumak her kişinin, okuduğunu anlamak er kişlnin, anlamamakda ısrar etmek de şer kişinin işidir” bunu bilmek ufku geniş insanların yani senin gibi özgelişime önem veren insanların işi. Özgelişim içinde olan seni ve bu gelişime önem verenlere bakınca ufuklarının ne kadar da geliştiğini görmekten memnunluk duyuyorum her zaman. Özgelişimin önemini daha iyi anlıyor, daha çok anlatmaya gayret ediyorum. Özgelişim demek insnaın kendini geliştirmesi yanında konuştuğu insnaları da önyargısız anlaması ve sevmesi demek çünkü.
Sevgili dostum,
Bazen düşünüyorum da “okumayı sevmeyen toplumuz” diye sevinen insanlar bile var toplumda. Okuyan ile alay etmeyi marifet zanneden . Hem de o kadar çok ki. Sanki çok önemli şey keşfetmişler gibi. Bunu da her ortamda söylüyorlar. Sanki bu da sohbetmiş gibi. “Sen de okumayan bu toplumun bir ferdisin. Bunu söylemek yerine ‘ Okumayı gençlere nasıl sevdirelim? ‘ sorusunu sorduktan sonra, okumayı sevdiren insanlara bakarak “ben madem okumayı sevmiyor, okumayı seven ve okumayı seven kişileri destekleyen insanları nasıl desteklerim ve yardımcı olabilirim” diye kendine bir sorgulama daha yapsana değil mi ? Dedim ya bunu sadece er kişiler yapar ve destekler. Ufku geniş olan insanlar “okumayı çocuklara ve gençlere sevdirelim ? “ diye beyin fırtınası yapar çevresi ile. Çünkü gelişen toplumlar okuyan toplumlar ve o toplumlarda çocuklarına gençlerine okumayı naısl sevdirelim sorularına cevap arayanlara değer veren toplumlar. Özgelişim gelişen toplumların ilgi alanıdır. Ufuk açıcı eşylerle uğraşmak ve ufuk açıcı işlerle uğraşanı sevmek de..
Sevgili dostum,
Gerçek dost, seni şahsi davranmakla suçlamadan önce niyetini anlamaya bakar. Gerçek dost değer vermeyene değer vermez ve desteklemez. Bir insan kendini desteklemeyeni körü körüne desteklerse o destekleyen zamanla insanı daha küçük ve değersiz görmesine sebep olur. Halbuki her insan Yaradan katında bile eşit değerdedir. İnsanlara eşit davranmayan insanda da bereket aramak nafile.
Sevgili dostum, özgelişim yolcusu Kardeşim,
İnsanlarla sohbet etmek güzel de. İnsanların dikkatlice seni dinlemesi gerekirken aniden seni suçlayan tavırlara yönelmesi insanı üzmesi yanında, öfkelenmesine de sebep oluyor. Bu tür ortamlardan insanın hemen kaçası geliyor. Önyargıların ve öfkenin egemen olduğu topluluklarda huzur ve mutlu insanlar bunalıyor çünkü. Ben de kaçmaya bakıyorum ama bazıları başkalarını öfkelendirmekten mutlu oluyorlar ki tam kalkacağımız zaman ikram bir şeyler ikram etmek akıllarına geliyor. Ama “ben nerede hata yaptım” demek ve özür dilemek akıllarına gelmiyor. Buna sen de çok zaman şahit olmuştun değil mi? Amaç bu galiba anlamadıkları insanı üzmek ve öfkelendirmek için konuşmak ve sonra da “şaka yaptım” diyerek suyun yüzüne çıkmak. Bilmem bu nasıl bir ruh halidir.
Sevgili özgelişim yolcusu,
İşte özgelişime önem veren insnalar olarak bizde sohbet etmesini bilmeyen insnalarla mesafeli ve seviyeli sohbetler yapmaya bakalım. Bu da olmuyorsa muhabbet de etmenin bir anlamı kalır mı? Sohbet demek faydalı sözler ile insnaların bilgi ve sevgisini paylaşması demek. Sululuğun ve ayarsız şakaların hakim olduğu yerlerde galiba şeytan da hakkim olur. Nefisde şaha kalkar, ego da bizde hemen tehlikeli ve zararlı olan o ortamlardan uzaklaşıyoruz. Faydalı kitaplara ve güzel yalnızlıklara sığınıyoruz ne güzel değil mi ? Yalnızlık huzur veren servetttir.
Sevgili özgelişim yolcusu,
Hayat boyu gelişmek, bizim görevimiz kırmadan dökmeden, yalana kaçmadan, bizi suçlayan olursa onlardan uzak kalarak, mesafenin de fayda etmediği zaman muhatap olmaya gerek duıymadan, bizi gerçek seven anlayan özgelişimimize destek olanlara kucak açmak olmalı ve böyle devam etmeli. Biz ancak o zaman huzura ereriz. İlla da konuşacak biri olsun diye basitliğe kaçmak sana bana yakışmaz.
Özgelişim yolunda sevgi ve saygıyla. Gayretle devam. Önümüze çıkan engeller ancak bizi güçlendirir. Engeller aşılmak içindir. Sevgi ve saygıyla ama gerçek sevgi saygıyla..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.