- 207 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Z...
Her düş ve unutulmuş her sevinci kala kaldı kursağımda:
Yitim sonrası doğdum doğum sonrası yeniden doğurdum mutluluğu.
Körelen bir hayatın dilemması değil bu: bilakis dilaltı addedilen bir şiirin bir yazının uzantısı.
Kendimi men ettiğim kadar kendimden.
Kendimi savurduğum kadar gömüldüğüm topraktan mademki topraktan geldim toprağa gideceğim.
Birileri ile konuşma ihtiyacından da öte kalemin minvalinde kendime d/okunmanın diğer adı iken yazmak elbet havsalamdan taşan ve çağlayan bir ırmak bir şelale misali içimin neminde ruhumun damında ve yalnızlığın dibinde görünmekle görmek arasında bir yerdeyim.
Heceler sözcükler oluk oluk akarken öncesinde şimdilerde yaşımın da yasımın da ilhamın da kuruduğu.
Bir dere yatağı addedilebilirken.
Dizlerim bağına eşlik eden çözülmüş iken dizelerimin bağı.
Fısıldayan umut kulağıma ve ben donanımlı bir sancıyım bir hüznüm bedeller ödediğim uğruna sevginin atlattığım badirelerin top yekun ruhuma çöreklendiği kadar da ümidimi kesmedim işte hayattan.
Çözemediğim bir bilmece ve çok bilinmeyenli bir denklem iken yaşamak ve günün neler getirdiğinden de öte gidenlerin gitmeye mecbur bırakılan kimliklerin sarkacında bir bir çentik atıyorum ruhumun paragraflarına.
İçimdeki hengâme adeta sonlanmışçasına.
Dışımdaki baskın irdelerken iç dünyamı.
Ve işte semanın derinliklerinde gezinen kâh duygularım kâh düşüncelerim ve bir bir demlendiğim ruhumun rivayetleri…
Bir çöl çiçeğiymişçesine oysaki Akdeniz ikliminde yeşeren.
Bir dikenden ibaret olmazken bedenim ve işte çuvaldızı illa ki kendime batırdığım bir batında açan hüzün ve huzur denen denklemin dayatmasıyla iştigal varsa yoksa kendimi men ettiğim hayata dair yeniden köprüler kurma sevdasında telaşında kimine göre bir enkaz olarak addedilsem de henüz inşa ediyorum yeni hayatımı yenidünyamı.
Münferit bir hece arayışındayım ve ismimle müsemma bir gülümse tahayyül ediyorum cihandan.
Öncemin sürgün edildiği ve andaki mevcudiyetim ve sonrasız bir mısra yazıp da ansızın imha ettiğim onca sözcüğü ihbar ettiğim kalemin dürtüsünde yenik başlamışken güne ve işte ilhamın sonlandığı şu son bir aya bakıyorum da ve aymazlığında yazamadığım sözcüklerin peçesindeki imleci bu sefer vekil tayin ediyorum kendime.
Ünlenmiş.
Mimlenmiş.
Ümidimi bir var bir yok kıldığım.
Ütülü olmayan duygulardan çıkıp da yola, kalemin ve zihnimin kat izindeki yolculukla iştigal adımladığım yolun bazen önünün kesildiği ve çıkmaktan asla haz etmediğim o dik yokuşta soluklanmakla sonlanmak arasında bir yerdeyim.
Tam teşekküllü mizacım.
Acil kapısında sonlanmayan bekleyişlerim.
Gözümü dahi kırpmadan hayatımı ve hayallerimi teslim ettiğim kaderin bir oraya bir buraya çekiştirmesinden ibaret de olmasa gerek yaşamım.
Ömrümün üstünü örttüğüm atlastan yüreğim.
Bazen önümü göremediğim kadar arkamı da kollamadığım kadar var hani.
Renklerin izdihamında.
Ulaşılmaz bir mutluluğun duyumsattığı hicabında.
Kefil olduğum kadar yüreğime…
Derdest edilmiş heceleri kapıdan kovup da şiirlerin ve nesirlerin bacadan daldığı bir güzergâhta derli toplu bir ölüm diliyorum belki de zaman zaman hele ki yetemediğim kadar cihana yatıya kalan duyguların keşmekeşliğinde kanıksanan ne var ne yok nasıl da uzağındayım ve ruhumda saklı meleklerin eşliğinde ben de kanatlanıp ansızın ufka yakın duruyorum.
Tutulan nutkumdan da öte.
Tökezlesem de her gün.
Tükenmeyen bir çağlayan saklı içimde.
Yaşlarımı kurumaya bıraktığım yasımı görmezden geldiğim ve tam da infilak edecekken kapımı çalan bir misafirin eşliğinde biliyorum da bu handa bir yolcu olduğumu ve yüzüme kapanan onca kapıya rağmen ardına kadar açılmış Hakkın kapısında bir koşu içeri giriyorum aslında içimdeki yolculuğu sonlandırmasın diye yüce Huda, eksik etmiyorum dualarımı.
Yaşadığım kadar da yaşatacakken duygularımı yüreğimin alfabesinde henüz a harfiyle atağa geçip arşı alaya çıkan hüznümü de ortasından kesip bir solukta konuyorum z harfine.
Eşleşen yüreğimdeki teselli.
Ve z den beklediğim tecelli.
Münferit bir boşluk olmadığı kadar ruhumdaki hoşlukla soluklanıyorum ne zamanki sona gelsem ve de z den ötesi yok iken adeta yeniden doğuyorum sabahın ve güneşin tanıklığında geceme dahi şükran duyduğum ve yarına varabilmenin kuvveti ve kudreti ile ruhumdaki yangın nasıl da sönüyor bir anda.
Bir şiire kefil olabilirim ya da bir masala.
En çok da içimde saklı sonsuzluğun ufkundaki umuda da kefil olabilirim elbet tek Sığınağım iken bana eşlik eden ve ruhumdaki dinginliği bana lütfeden Rabbime duyduğum minnet ve şükürle haizi olduğum o alfabenin asla da z ile sonlanmadığına kanaat getirdiğim kadar gaipten gelen bir sevince bir coşkuya da mazhar olduğum kadar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.