- 473 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Şiir Kitabım Üzerine bir inceleme... "BİR ŞAİRİN BİSİKLET HİKAYESİ "
Öncelikle bu yazı kendi kitabımla benim bir tartışma ,analiz bir düşüncenin zamanın çok öncelerinde bir ortaokul yıllarından nasıl 22 sene sonra kitapla buluştuğunu bir dönemsel inceleme , şairin kendiyle kitapta geçen şiirler için hep bir yorum hem de bir şiir ruhunu derinlerden çekip çıkartma için bir derleme.
Öncelikle kitap hikayesi çok eskilere doğru gider.
O zamanlar 2000 yılı ikinci döneminde o zamanki her zamanki ters hocamın beni edebiyat konusundaki yetersizliğimle tetiklediği ve de ilk ders de yazdığım "polisiye kompozisyon "un aşırı beğenilip okul panosuna asılmasıyla böylesi ilk edebiyat alanına ilgimin başlayışı.
O zamanlar gece karanlığında kendi yazdıklarımı görmeden sadece anlık hisleri derinleştirerek .
İlk zamanlar zor olsa da hatta gökyüzünde sadece Ay olsa ışık kaynağı benim için heyecanı hissettiğim ender zamanlardan .
Okul bitimine yanı 2.5 yıl sürdü bu ön çalışma.
Sonrası zorla seçilen bir Anestezi bölümü engel gibi olsa da ameliyathaneler ,rutin servisler ,acil servislerdeki reçetelere şiir yazmak için o dönem ki hemşirelerle kavgalarım ve de yazdıklarımın , lise de belirgin görülen ruhu , kişiliğimle özdeşleşmesi.
O dönemin notlarını aradan geçen 20 yıla yakındır sakladığım için mutluluğum anlatılamaz.
Şiir için şöyle bir analiz gerekli;
yazmak kolay bir eylem asla değil!
Bunun çalışarak olması hele ki belli yaştan sonra olması pek mümkün olamaz.
İnsanın empatiye ,çevresine ve de kendi derin dünyasına olan keşfine, sözcüklere oradan duygularına tam manasıyla bir orkestra şefi gibi bir bütünlükle .
Bu yazdıklarımdan biri eksikse nitelikli bir eserin ,yazımın tam anlamıyla ortaya çıkması pek de mümkün mü o siz arkadaşlara bırakırım?
Şiir hiçbir felsefi akım gözetmeksizin ama taklitten uzak ama kendine has ruhla hatta kendine has kelimelerle adım atarak yazmak insanın kendi dünyasını keşfi ve de sözcüklerden ruhani ögelerin maddi ögelere olan geçiş süreci işte şiir dediğimiz şeyi,
yani sizin ,benim yıllarca yılmaz bir emekle çabaladığımız mısralar yığınını teşkil eder.
Naçizane ben , kendime has bir ruh için çektiklerimi keşke sizlere hissettirebilsem?
Ameliyathane de o steril örtüleri otoklava dizerken arkadaşların bile niye yazdığımı durmadan adeta çatarak söylemlerini unutmak olanaksız.
Şiir kitabımda ise aslında başlık için ilk 2015 yılı 19 Mayıs Üniversitesinde Anestezi özel öğrencisiyken şimdi hala İlkadım taraflarında Eski Rus Pazarı arkasındaki Bandırma vapuru heykelinin olduğu sahil şeridinde bir vakit keşfettiğim bisikletli bir ablanın kitabıma ilhamdır olması!
Ne zaman gitsem bir cesaretle kitabımı hala hediye edemedim o ablaya.
"BİR BİSİKLET HİKAYESİ " adlı ablaya adanmış 3 şiirin ilk şiirinden kısa bir bölüm belki bir kısa şiirle konuyu anlatmaya çalışayım sizler;
Bir şeyler görüyorum!
Issız bir adanın yalnızlığında kalmışçasına
Kelimelere yükleniyor sözcükler
Ardına gidilmeyen bin türlü hayali andırırcasına
Bir hayat geçiyor önümden
Gözlükleri kalın
Yüzü biraz pembemsi esmer
Yüreği azmin taşkınlıkları içerisinde
Geçiyor önümden ışığın karanlığında
Bisikletiyle ekmek tutuyordu denizden
Deniz onun çocuğu annesiydi
Rüzgârıyla sarmalıyordu bedenini
Taşlarıyla yosunları tutmuştu gözleri
Bir hayat arardı ışıklı sularda
Onun gözlerinde büyüyordu rüyalarla kaplı bedeni
Bir geçmiş hayat vardı üzerinde
Akıp giden bir mücadele
Belki eski bir sevdiğinin
Yakınının acısı saplanmıştı o koskocaman kalbe
Bir rüzgâr vardı yaşadığı şehirde
Bir bir dökülüyordu sonbahar yaprakları
Soluyordu sokaklar
Sararıyordu
Bir sis kaplıyordu
Evlerden kap kara ruhlar yükseliyordu
Şehrin gölgesine bisikletliyle çekirdek satıyordu
O gözlükte gizlenmiş beden
Rüyanın izleriyle hayat sunuyordu
Gözlerden hayat yaşarıyordu
Sular çırpınıyor. Azgınca çırpınıyordu...
Bir gölge yürüyordu yolun kenarında
Sözlerim yüreğimin kafesinde hapis
Renksizliğe mahkûm faytonlar
Gelip geçen gözleri şaşkın insanlar
Ruhları muammalı bir yığın
Durgun hisler
Bisikletiyle hayat çiziyordu gökyüzünde
Kalbi duruyordu ışığın tam ucunda
Gözlerimi fırtınalar kesmiş
Yüzümde hüzünlü bir kızarıklık
Ellerim yüreğime doğru uzanmış
Yere yığılırken
Gözleri açılmaz olmuştu suskundu
Göçüyordu şehrin ışıkları
Duruyordu
Donuyordu bakışlarım
Duruyordu deniz
Bir renk karışıyordu
Bir perde bulutu çöküyordu
Kayboluyordu beden
Elini tutamıyordum
Artık benden hiç haber alamıyordum!
İşte kitaba isim annesi olan bisikletiyle Samsun sahilinde ekmeğini kazanmaya çekirdek satarak çalışan bir ablanın
bir kitabın asıl kahramanının olması benim şansım mı bilmiyorum?
Kitabımın isim annesini 3 yazımlık şiirle son bölümle onurlandırmış olduk.
Ama hala o ablanın ismini dahi bilmiyorum , hiç de konuşmadım.
İlerde bu yaz tekrar Samsun’a gittiğimde tekrar bir cesaret denemesiyle kitabımı hediye etmeye çalışacağım.
Bunun dışında ilk şiir,
burada da en sevdiğim olan "RUHUMDAN SEN KAYIP GİDERKEN SEVGİLİ".
Onu özellikle ilk şiir olarak ben tavsiye ettim editöre.
"KARA LEKE SOKAĞI " ,"Duygular Çıkmazında Dökülen Yağmurlar", "Dolunayın Ürkek Kanatları", "HIRÇIN DALGALARIN KIYISINDA
VURGUN YEMİŞ SOLAN BİR AŞKIN SON MASALI" "Hayatın Gizemindeki Yoksulun Öyküsü" gibi benim çocukluğum olan şiirler , ruhuyla ilk şekliyle aynen korunarak kitapla buluştu.
"BİR ŞAİRİN ÖLÜMSÜZ YALNIZLIĞI " gibi aşırı sevdiğim şiirler de edebiyat defterinden zaten ki biliyorsunuz.
Şiirler klasik hat için , uzun olması okuyucuyu zorlama hedefim heptir anlaşılmak için çaba isteyen mısralar içinse benim şiir tarzım , kopmam dediğim tekniğim.
Uzun bir yolculuktan buralara geldim.
Kimsenin çevremde cesaret etmediği aşırı riskli bir iş olarak kitap oluştu.
Aslında ölmeden benden insanlara bir şeyler bırakmak hedefim vardı.
Yazdıklarım benden sonrakilere kalacaktı ve şiirlerimde hep de vurguladım.
Ama içimizden birileri yap der gibi biz de dönüşü olmaz bir yolculuğa çıktık.
Muhtemel kitapların sonu gelmeyecek ama ben artık görevimi, çocukluk hayalimi gerçekleştirmiş , hem de kolay kolay edebiyat defteri sitesinde çok az kişinin hatta nitelikli bir iki kişinin dahi yapmadığını başararak.
Bunda bir egonun aksine ağır şartların sonucu bir mutluluk olarak algılanmalı.
Umarım herkes bu yolla profesyonel sahaya çıkabilir.
Herkese yazım hayatında bol şanslar.
Esen kalın...
YORUMLAR
Özgün.
Özgür.
Öznel.
Öznesi ŞİİR.
Özlemi yazmaya dair.
Söyleyeceğim çok şey var lakin uzatmak istemiyorum.
12 yıldır aralıksız yazıyorum.
İki roman çıkardım.
Bazen bir es versem de yürek sesini kesmiyor.
Neredeyim ve başım göğe erdi mi?
Gökte uçuşan bir kuş gibi.
Ya da kaldırımda seken bir serçe.
Kim olduğumu halen sorguladığım kadar bir ömür boyu da sorgulandığım tek gerçek.
Yapacağım çok şey var ya da yok:
Zaman gösterecek.
İçten tebrik ve içten selam saygılarımla değerli şair.
Kavramsal Empati Yılmaz S
Ama burada, bu site de saygının milyonda birini görmüşsem hiç önemli değil.
Ben bu yola çıktığım da daha 6.sınıf öğrencisiydim ama kesin bilinçli.
Ben öyle dini uhrevi hiçbir inanç düşüncesinin aksine realist, rasyonel bir yazımcıyım.
Benim yazımlarımda din ve ögelerini bulamazsınız ama ölümü öyle bir anlatırım ki dini öge var sanılır.
Ben zaten ki mesleken hep bu dünyanın sanallığının da farkına ama bilim ogeli bir şiir yaratımcısıyım.
Size başarılar.
Bu paylaşım alenen hava atmak değil bir şiir yazımcısının yarattığı kitabı incelemesi ve de sorgulamasıdır kendini.
Ben o açıdan çok rahatım.
Mutlu günler...