Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
Hayrullah
Hayrullah

Türkiye’de Tarikatlar Ve Cemaatlar

Yorum

Türkiye’de Tarikatlar Ve Cemaatlar

0

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

336

Okunma

Türkiye’de Tarikatlar Ve Cemaatlar

Türkiye’de Tarikatlar Ve Cemaatlar



TÜRKİYE ’DE
TARİKAT VE CEMAATLER
(1)


🔸 İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil.

Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor.

Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

🔸Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.

🔸Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi.

Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor.

Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur.

Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.

🔸Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı.

İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu.

Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz.

50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.

🔸İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi inandıramıyoruz, çünkü birçok yerde Müslümanlar birbirinin boğazını sıkıyor.

Birbirinin Müslümanlığını beğenmez oldular, birbirini itham ve tekfir ederek sürekli camdan aşağı atmakla meşguller.

🔸Her şeyin altüst olduğu, fırsat eşitliğinin olmadığı, işgaller altında umutların tükendiği, siyasal katılımın olmadığı toplumda sadece din anlatarak insanları mutlu edemeyiz.

İslam dünyası acilen bilgi, çalışma, üretme, temizlik, sosyal barış, sosyal adalet, insan hakları, kadın hakları, çevre, özgürlükler, ötekinin hakkı gibi temel konularda zihnini durultmak ve bu konularda mesafe almak zorunda.

İslamiyette ibadet sadece kıldığımız namaz değildir.

İnsanlığa, dünyanın imarına, sulha, barışa hizmet eden her davranış ibadettir.

🔸Gönlüm isterdi ki, evrensel ilâhî din olan İslam’ın günümüz uleması dünyada kanıksadığımız bunca eşitsizlik, sömürü, adaletsizlik, güçlü ve egemenin oldu bittileri karşısında hakkın sesi olsun, her türlü ayırımcılığa karşı çıksın, bizlere hepimizin Âdem’in çocukları kardeşler olduğumuzu, insan olarak eşit ve değerli olduğumuzu, insanca bir hayatın hepimizin temel hakkı olduğunu hatırlatsın.

Ama öyle olmadı ve olmuyor. Olup bitene eleştirel baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.

🔸Bugün birçok dini cemaat birer ekonomik sektöre dönüştü.

Unutmamalı, Türkiye’de dini gruplar kamusal alana sirayet etmeye başladığı, kapalı ve kayıt dışı olup kendilerine göre dini eğitim vermeye başlarsa sorun büyür, FETÖ’deki gibi.

Ülke benzeri oluşumlara gebe demektir.

🔸Dini cemaat ve tarikatlar siyaset, kamusal alan, yaygın din eğitimi ve ticaretten elini çekip kendi asli ve sivil hizmet alanlarına çekilmezse, kayıt dışılıktan çıkıp şeffaf ve denetlenebilir olmazsa yeni maceralar yaşamamız kaçınılmaz görünüyor.

🔸Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor.

Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi?

Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil.

Bugün İslam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler.

🔸“Din, acı, gözyaşı, melankoli ve menkıbedir” dedik.

Ya geçmişe özlemle ya da bir kurtarıcı bekleyerek vakit geçiriyoruz.

Bireyi ve birey bilincini, birey sorumluluğunu yok ettik.

Başımıza geleni de hep “ya Allah’ın gazabı ya da ötekinin kötülüğü” diye anlattık.

“Sen sadece dua et, hatta en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, bunlardan kurtulursun” diyerek piyangocu bir anlayışı besledik.

Halkı böyle besleyince onlar da buna uygun hoca tipi istemeye başladı.

🔸Böyle bir dini anlayışın, çocuklarımız, torunlarımız tarafından nasıl karşılanacağından emin değilim.

Artık yavaş yavaş yol ayrımına geliyoruz.

Çocuklarımız, torunlarımız sorguluyor, görüyor, biliyor.

Bireyin olmadığı, kadın hakkı, insan hakkı, çevre bilinci, bilgi üretimi, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce gibi temel değerlerin yeterince gelişmediği, sadece melankoli, sadece menkıbe, gözyaşı, ötekileştirme ve öfkenin yer aldığı bir din anlatımı İslamofobi’yi mahallemize indirecektir.

Bizim çocuklarımız, torunlarımız da büyük sorular soracaktır.

🔸Bizim din anlayışımız sığlaştı. Dindarlığı dar bir alana hapsettik.

Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmesi de artıyor.

İslam, seccadeni ser ibadetle ömrünü geçir demiyor.

Düşünce, bilgi, yararlı iş, temizlik, haklının ve mağdurun yanında olma, iyiliği destekleyip kötülüğü önleme, insanı insan olduğu için sevme hepsi ibadettir.

Sadaka ve iane kültürüyle ya da retorikle bunları sağlayamayız.

🔸Kuran’ı Kerim ile aramız açıldı.

Kuran’ı Kerim’in bize verdiği öğütlere kulak tıkadık ve kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva vermeye başladık.


Eski Diyanet İşleri Bşk.
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu

Not: Yazı alıntıdır

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Türkiye’de tarikatlar ve cemaatlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türkiye’de tarikatlar ve cemaatlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Türkiye’de Tarikatlar Ve Cemaatlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL