- 270 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
YAŞAM VE ÖLÜM...
Ötelenmiş bir iklimin mensubuyum:
Mevcudiyetimde havsalasından taşandır yoksunluğum yoksun kılındığım yerle yeksan varlığım ve tapusuz sevdalarım.
Bir hicivse yaşam.
Bir yitim belki de ve yatıya kalan hüzün ve hazan.
İkbalim geçkin inzivaya çekildiğimin ertesi belki de bültene alt yazı geçtiğim direttiğim her duygunun hibe ettiği.
Sersemce savrulduğum.
Savunma mekanizmamda saklı iken avuntum.
Ah, hicabım.
Ah, tükenmişliğim.
Hasat zamanına denk düşen bir esinti sözcüklerse şu sefil ruhumun kolluk kuvveti.
Ben bir meczubum.
Bensizlikle kavrulan göçmen yüreğim göçebe yetilerim geçkin sevdanın harında saklı yetim kimliğim.
Bir bulutsa öykündüğüm eğer ki…
Bir beyansa dökülen yürekten kederin eli.
Kana kana içtiğim su misali.
Kansam ne kansam ne hem?
Kaybolduğum cihanın arka bahçesi.
Cennetim.
Cehennem de içimde.
Cinnetim.
Cahil yüreğimle sevip frapan bir özlemle serpildiğim.
Sarmalındayım mevsimin:
Gök kubbe ve ahvalim.
Savruk dünyam sevap kazanmaya ant içtiğim serkeş ruhum sırça köşküm:
Muadiliyim kaderim:
Başım gözüm üstüne, yüce Rabbim.
Meylettiğim.
Bazen bir metafor içime çektiğim.
Kendimi men ettiğim.
Hüzün hırkam ve yenilgilerim baş veren.
Baş koyduğum yediverenlerin cenneti iken gül cemalim gel gör ki asla müsemma değilim ismimle metruk bir hecenin cıngılı meczup yüreğin kaçıncı faslı ise faizi bu sevdanın özlemin direttiği kendimin maliki mülkümse yüreğim mealimle eşleşen tek servetim.
Zaman aşımına uğrarmış meğer insan ve duygular.
Zan altında kalmakla eş değer sancılı var oluşlar.
Yokluğun göreceli vasfı.
Noksan kılındığım cafcaflı mesafeler.
Bir elim.
Bir elem.
Yetemediğim.
Yatıya kalan hüzün merhalem.
Göçebesi ruhun geçimsiz duygularım ve yüzümdeki nurun arşı alaya çıktığı kadar da çaresizliğin bir sıfat zinhar yıkım bir özne gizin iz düşümü yüklemi sonlanmadan yaşamın bir emir kipinde saklı kaygılarım ve kayıtsız kalamadığım kanamalı cihanın kancığı iken iblisin şerri zalimin şerh düştüğü ve işte rütbem ve uyruğum.
Sancılı gün.
Sanrılı ölgün yüzüm.
Semada saklı ruh ikizim.
Yerin dibine göçtüğüm sondan bir evvel konduğum pervaz hüzne açılan ve takılan bir kanat adeta.
Kardığım.
Arım.
Arındığım.
Arsız yüreğim.
Azık bildiğim.
Yoksun kılındığım.
Hep mi yosun tutar insan?
Külliyem.
Ve künyem.
İtibarım.
İnzivada geçen hayatım.
İhbarım kendimi kendime.
İhtiva ettiğim kadar ibraz ettiğim yıldızlı reçetem yaldızlı yalnızlığım.
Semiren hüzün.
Sağalttığım kadar kendimi.
Sağdıcım kalem solumda saklı mevsim ve merhalem.
Kılıç kalkan kuşandığım ve mücadele ettiğim nice cephem ve siperim ve şiarım Rahman aşkla andığım rahlem ant içtiğim kadar kutsal nimete ar bildiğim arınmanın tesellisi tecelli eden yeni günün ışıltısı gecenin karalar b/ağladığı yalnızlığın hayata nifak soktuğu ve kutsalım ve kurada çıkan ismim.
Şimdim.
Dünüm.
Yâdım.
Yarınım.
Diğer yarım.
Yârim.
Yarenim.
Köpüren yüreğim ve içinden geçemediğim o dehlizin değil mi ki karanlığına açtığım kucak misali açamadığım çözemediğim o kördüğüm misali kordan hicvim kör noktası hayatın ve lahidin kale duvarları başımı yasladığım kalemim ve gönlümü ferah tutan ikbalim ve ibrazım bir heceden türediğim gül cemalim ve ışığım ve sökülen apoletlerim sarkık bir mizaç savurgan zaman ve ömür yetindiğimden de öte yatıya kalan bir hüznün misafirliğinde sadece Rabbime arz ettiğim iç dünyam.
Hazır ol da geçerken hayat.
Haizi olduğum noksanlığın külfetine bandığım kadar azığımla hemhal.
Arşın devamı.
Arzın isyanı.
Arsız yüreğim akan çatım boyası silinmiş duvarlarım ve dualarım mezarımı kazan kaderin önderliğinde kanat açtığım maneviyat ve de muhteviyatım iken umutla eşleşen hüzünlü yüreğimden sökün eden binlerce hece ve duyguyu.
Kusurlu addedilen varlığım.
Kulluğuma binaen aciz ve sıra dışı yalnızlığımla tüm cihana bir başıma kafa tuttuğum kadar kafa yorduğum hüznün revnak bileşkesi iken yaşam ve ölüm ve işte Araf’ta sıkışıp kaldığım kadar kaçamadığım kendimden kendime yolculuğumla beyan ettiğim tümden gelen ne ise tümevarım ve tüten yüreğimden kovulan o yetim çocuğun başını okşasın diye gözümü yollara diktiğim yeter ki Rabbimin cennetine nail olayım ölümsüzlükle diye direttiğim sevginin ve umudun bekası varsa yoksa özlem ve hüzün bir batında doğan gün ve gece misali sarmalında hidayetin Rabbime kavuşmak iken tek dileğim yeter ki bulaşmadan dünyanın kirine pasına püskürttüğüm kadar yorgun ruhumu pusuya yatan zalimin nezdinde tek gerçek iken kolay lokma olmadığım elbet Rabbimin izniyle Rabbimin indinde…
YORUMLAR
İllâ.
İllâ.
Cennetasa bir bahar -haşa- olmasaydı kim neyi isterdi ki?
İstemeyi de bilmezdik Sayın Şairim.
Hamd Allah'a mahsustur.
Çok saygımla Sayın Şairim.
Çok saygımla.
deniz_tayanç1 tarafından 9.2.2024 17:50:08 zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Teşekkürler Deniz Hocam
İçten selam saygılarımla
‘Arada bir dünya ömrü. Bitti, dediğinde başladığı yerdeydi.’’
Yürekler köpürür fırtına olur, yavaşlar dingil olur yeniden köpürür…
Kopmazsın hayattan, hazdan, ışıktan, sudan.
Yaşamak o kadar güzel ki, onsuz yaşayamam değinin peşinden hiç kimse gitmedi sen de gitmezsin.
Kör topak kucaklarsın hayatı ve içinde dışa açılmaya çiçeklerine dokunarak nefes almayı seçersin....
Sevgilerimle☕🌸🦋
Gülüm Çamlısoy
Ölüm ise irdelenen yaşamla kucaklaşırken ansızın beliren bir ihtimal.
Sahi, yaşamak o kadar güzel mi yoksa eskide mi kaldı o güzellikler?
Yüreğin radarına takılan hüznün demi hüznün derdest ettiği.
İçten sevgimle