- 1134 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Seçenekler
SEÇENEKLER
Sevgili dostum,
Geçen günlerde bir ankete katılmıştım. Bir çok soru soruldu ve soruların çoğu, seçenekler içinde doğrular arasında yanlışları bulmamız isteniyordu. Bu bana çok manidar geldi. Yanlışlar içinde doğruları bulmamızı isteyen sorularda vardı ama daha çok yanlış bulmamız isteniyordu. Galiba doğruların içnde yanlışları bulmak insanlara zor geliyordu ki, sınav gibi soru yapmışlardı. Bildiklerimi cevaplarken soruları cevaplarken hayli zorlandığımı da fark ettim. Çünkü çevremizde kimse yanlış yaptığı şeyi göremiyor ve kabullenemiyor ya muhatabına atıyordu yanlışları ya da ortaya...
Sevgili dostum,
Bunun üzerine daha çocukken bizlere test üsulu yapılan sınavları düşündüm. İlkokulda, yani bundan 45-50 yıl önce bizlerden yanlışlar içinde doğruları bulmamız isteniyordu ve bunu yaparken de çok dikkatli olmamız isteniyordu. Çünkü 3 yanlış 1 doğrumuzu götürüyor doğrularımız daha da azalıyordu. Bunun hikmetini o zaman anlamamıştık. Şimdi de anlayamıyoruz ama galiba bize: “hayatta çok dikkatli olmalısınız ve yanlış yapmamaya gayret edin. Çok yanlış yaparsanız doğrularınız azalır ve yanlışların çok olduğu hayatta doğruları bulmakta zorlanırsınız” diyorlardı galiba. İlkokulda genelde 3 seçenek içinden seçim yapmamız istenirken, ortaokulda seçenekler 4 e, 4 yanlışda bir doğruyu götürmeye başlamıştı. Lisede ise 5 seçenek vardı ve gene 4 yanlış bir doğruyu alıp götürüyordu.
Sevgili dostum,
Bunları sana yazarken her Üniversite giriş sınavı sonuçları açıklanırken, sıfır çekenlerde açıklanıyor ve her sene bu sıfır alanların sayısı artıyor. Neden acaba? Bu konuda yazılıp çiziliyor, konuşuluyor ama bir sonuca varılamıyor. Özgüven sahibi olmayan ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar daha özgüvensiz oluyor ve hayatı rastgele yaşadıkları için seçenekleri de rastgele işaretledikleri için yanlışları daha çok oluyor ve bir de bakıyorlarki az sayıda doğruyu da yanlışlar alıp götürmüş ve sıfır çekmişler. Bu konuyu eğitimciler çok ciddi araştırmalılar. Hayatta bilinçli olarak ve planlı çalışanlar tabii ki hem başarıyı yakalıyor hem disiplinli olmayı.
Sevgili dostum,
Bu konuda sana daha önce benzer bir mektup yazmıştım ama o ankette neden yanlışları bulmamız isteniyor onu irdelemek istiyorum. İş hayatında yanlışları seçmek zor galiba. Çünkü “ben yanlış yapıyorum “diyen o kadar az insana rastlıyorum ki, iş hayatında şaşırıyorum. Yaşı ilerlemiş olanlar gelişemeyeceğini ve değişemeyeceğini düşünerek işi alaya , şakaya dedikoduya vurarak gelecek nesillere de iyi örnek olma şansını kaybediyorlar çok zaman. Halbuki gelişim de değişiminde asla yaşı olmaz. “insanlara faydalı olmayan da hayır yoktur. İstemeyen insan şaka yapmakta ısrar edende ise ne vardır bilemedim” Çünkü esas olan faydalı olmaktır buna inancım tam. Faydamız olmayacaksa kenarda kitap okumak yapacak en güzel değişim ve gelişim çalışması.
Sevgili dostum,
Bu ankette de demek ki bizim yanlışlar bulma yeteneğimiz deneniyor. Galiba yanlışları bulamayan o kadar çok insan var ki, bu anketlerden insanların tutumlar anlaşılıyor.Ama asıl amacımız yanlışlar arasında doğruları bularak doğruları artırmak, yanlışları azaltmak ve yok etmek olmalı ki doğrular toplumda kök salsın ve toplumumuzda doğrular peşinde koşan ve insnalara faydalı olan insanların çoğaldığı bir toplum olsun. Kimse buna inanmasa da senin ve benim inanmamız ve bu uğurda çaba harcamamız benim gelecekte doğruların daha çok olacağı inancımı artırıyor.
Sevgili dostum,
İnsanlar kendini geliştirmek yerine birbirleri ile saçma davranış ve sözleri ile o kadar uğraşıyorlar ki, seviyesizlikleri çok pis sırıtıyor davranışlarında. Onlardan kaçmak gerekiyor yoksa seviyesizlikler bize de bulaşacak sanıyor insan.
Sevgili dostum,
Maddiyatı güçlü insanlar elini cebine atmazken, insanların onlardan akıl alması, bilgi ve tecrübesi ve hayatı anlama yeteneği üstün insanları kıskandıkları için alay etmeleri, onlardan faydalanmamak için olmadık yalanlar ve seviyesizlikler sergilemeleri de hem kendilerine hem de gelecek nesillerine zarar veriyor. Bunu anlamak için de Arif olmak gerekiyor günümüzde. Gerçek Arife tarif de gerekmez ya.. O da başka...
Sevgili dostum,
İyilikleri ve güzellikleri artırmak için çaba harcarken bir yandan da seviyesiz insanların seviyesizlik bombardımanına maruz kalmak tabii ki insanı üzüyor. Kimse anlamazsa da ciddiye almasa da yazmak, kimse anlamak istemese de doğru ve güzellikleri, özellikle kitap okumanın “ oku” emrine vurgu yaparak anlatmak da benim senin görevin olmalı değil mi? Güzellik güzelliktir, doğru doğrudur ve anketteki gibi doğruyu seçerek örnek göstermek, yanlışları seçerek doğrulara ulaşmak ne güzel duygu. Soruları cevaplarken bunun da farkına yeniden varmış oldum.
Sevgili dostum,
Hayat seçenekler ile dolu. İyi niyetli olan iyi davranışları seçer. Kötü niyetli olan kötü davranışları. Kötü davranışlar sergileyip, ona buna sataşan insan ne kadar iyi niyetli olduğunu iddia etse de davranışları onu yalanlıyorsa toplumda Ona inanmayacaktır. İnanan varsa onlarda kötü olmasa da kötüye inandıkları için zamanla kötü olacaklardır. Davranışlarda bulaşıcıdır çünkü hem de pandemiden daha hızlı yayılırlar. O yüzden pısırık insanları görünce uzak kalmaya bakarım. Bunu aynen sende yapıyorsun. Kendimizi korumalıyız tabii ki olumsuz davranışlardan.
Sevgili dostum,
“Selam vermeye dervişan beğenmez” sözündeki gibi selam vermeyi sevmeyen insanlardan da uzak kalmaya bakarım. Selam insana umut verir. İnsan olduğunu onaylamanın en güzel yolu insana , tanıdık veya tanımadık selam vermektir. Selam veren de alan da mutlu olur. Ama toplumda dindar geçinip de kendi grubundan olmayana selam vermeyen bunu da marifet sanan o kadar çok insan var ki, insan bunların çiğliğine ve hamlığına şaşırıyor. Ham meyve gibiler ...
Sevgili dostum,
“İnsanların ne söylediklerine değil, son zamanlarda ne yaptıklarına bakın” derler ya hani bende artık buna bakıyorum. Sözlerde yalan çok ama bakışlarda ve davranışlarda yalan olmuyor. Ah insan ne çekerse dil belasından çekiyor. Boş konuşmalardan ve yalanlardan. Dili terbiye edersek veli, dile sahip çıkamazsak deli olarak anılıyoruz hayatta işte. Dili terbiye etmenin yolu da kalbi gerçek sevgiyle doldurmaktan geçiyor.
Sevgili dostum,
Sana yazmak beni de nefs terbiyesine sevk ediyor. Kendimi daha mutlu , huzurlu ve verimli hissediyorum ve gerçek dostum var ki Ona inanıyorum yazıyorum diye sevincim artıyor. Hayatta senin gibi dostlar çoğalsa güzellik seçenekleri de doğrularda çoğalacak ve kötülükler azalacak. Umut bu. Umutvar olmak da mutlu ve bahtiyar ediyor bizi her zaman. Varlığınla sende... Mutluluk ve huzur verensin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.