- 257 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MEN DAKKA DUKKA
Yazılar Men Dakka Dukka
MEN DAKKA DUKKA
Yıllar önceydi bir lisede öğretmenlik yapıyordum. Bir öğrencimin velisi geldi. O da Milli Eğitimde bir idareci. Bir ilköğretimde müdür yardımcısıydı. Amirinin kendisine baskı yaptığını söylüyordu. Bu mobbingin onu bunalttığını yana yakıla anlatıyordu. Üstelik amirinin onun gibi aynı sendikadan ve aynı görüşten olduğunu ifade ediyor bu durumu anlayamadığını ekliyordu sözlerine.
Şaşırmıştım. Durumu ben de izah edemiyordum. Adı geçen müdürün kayın biraderimin komşusu olduğunu biliyordu. Kayın biraderim ondan sitayişle bahsediyordu. Nasıl olurdu, böyle bir durum ortaya çıkardı. Bir yanlış vardı bir yerlerde. Biri yanlış yapıyordu. Ben bir anlam veremiyordum.
Okul müdürüyle bir kez karşılaşmıştık kayın biraderin evine gittiğimde. Tanışmıştık. İyi bir intiba bırakmıştı bende. Ama öyle uzun boylu görüşme imkânı bulamamıştık.
Yıllar geçti ben o okuldan ayrılmak zorunda kaldım. Başka bir okula tayin oldum. Bir dönem sonra da bahsi geçen öğrenci velisi idareci bizim okula tayin oldu. Hay tayin olmaz olaydı. Ondan önceki idareciyle aram çok iyi olduğu halde bu amirinin tavrından şikâyet eden adam aynı tavrı bana takınıyor, kendince bana psikolojik baskı: mobbingin uyguluyordu. "Allah’ım dedim sen ne büyüksün işte bu adamın sırrı şimdi ortaya çıktı. Bu adamla tanıştığıma, onunla aynı görüşten olduğuma, aynı sendikadan olduğuma yazıklar olsun" diyordum.
"Allah adildir" diyordum. Bana şikâyet ettiğin baskı düzenin bana kendisi yapıyordu. "Utanmaz adam diyordum sana dinin bunu mu emrediyor. Onlar kâfirlere karşı şiddetli, müminlere karşı alçak gönüllü olmayacaklar mıydı?" Nerde?
Tam tersi. İşte şimdi neden Müslümanlar olarak belimizin doğrulmadığını anlıyordum. Bu İslam’ca olmayan davranışlarımızdan yalnızca bir tanesiydi.’ Men Dakka dukka ‘diyordum. "Çalma kapımı çalarlar kapını". Demek sen çevrende senin görüşünü paylaşan herkese bunu yapıyorsun ki sana bunu yapıyorlar. O zaman şikâyet etmeye hakkın yok. Şimdi düşünüyorum "Ben de mi başkalarına bunu yapıyorum da bana da yapıyorlar". Tabi bunu benim bilmeme imkân yok. İpucunu yakaladım. Bundan sonra bu ipucundan yola çıkarak kendi yanlışımı yakalayabileceğim için mutluyum.
Dahası içimizden nicelerinin her hangi bir makama geldiklerinde ne kadar değiştiklerine şahit olmuştum. En yakın arkadaşlarımdan birçoğunu idareci olduktan sonra değişmiş görmüş, durumu oldukça yadırgamıştım. Bu yüzden idareci olmaya hiç meyletmemiş, teklif edildiğinde de reddetmiştim. İnsanların nasıl bu kadar çabuk değişebileceklerine ihtimal vermiyor, her defasında hayal kırıklığına uğruyordum. Aynı kişilerin ben onlardan uzaklaştığım zamanlarda değişip, bana karşı daha alçak gönüllü ve insancıl davranmaları da bana hep ikiyüzlülük olarak görünmüştü. Ben de ondan sonra o kişilerden soğumuş, onları insan yerine koymamaya başlamıştım. İyi de yaptığımı düşünmüştüm hep. Şimdi bile bunun yanlış olmadığını düşünüyorum.
Toplumumuzda bu tip insanlar ne kadar da çok. Makamlarının üstüne yükselemeyip, onu başlarının üstüne alanlar. Sorsan hepsi, idealist, sorsan hepsi inanç eri, sorsan hepsi ideal adamı. Ama nerde? Konuşunca mangalda kül bırakmazlar. Eyleme gelince inançlarıyla taban tabana zıt eylem içindeler ama farkında değiller. Şimdi düşünüyorum "acaba ben de öyle miyim? Belki de." Bunu bir araştırmalıyım. İşte bana kendimi anlamak için bir ipucu daha. Belki iki ipucu da bir yola çıkıyor.
Olsun sonuçta kendimi biraz daha tanıyabileceğim. Ne diyor o kelamı kibar ’Kendini bilen Rabbini bilir’.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.