- 230 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
HD KALABALIKLAR
Ah evlat ah! Diye başladı söze adam.
Ve anlattı durmadan, usanmadan.
Belki anlattığı özlemiydi geçmişin.
Ya da kahrolduğu son demiydi geçmişin.
Biz büyüdükçe küçüldü dünya dedi evlat.
Ellerimizden daha hızlı büyüdü hırslarımız.
Her şeye bir inatla tutunduk, ellerimizden kayarken hayat.
Sevmemeye inat ettik, yaşamaya inat.
Kutsallarımız vardı, aşındırılmamış, yozlaştırılmamış, tiye alınmamış.
Kabullendiğimiz yazgılarımız, sabrettiğimiz acılarımız vardı.
İyiliklerimiz vardı su katılmamış, riya dokunmamış.
Tutkularımız vardı maddeye dönüştürülmemiş.
İffetimiz vardı gömleği önden yırtılmamış, kirletilmemiş, köleleştirilmemiş.
Söylenmemiş gönül kırıklarımız, yama tutturulmuş yırtıklarımız vardı.
Muhabbetlerimiz vardı saf ve bakir.
Ötekileştirilmemiş dostluklarımız, ayrıştırılmamış komşuluklarımız vardı.
Aşklarımız vardı en delikanlısından.
Biz sevdik mi adam gibi severdik.
Biz sevdik mi severdik sonuna kadar.
Her kişinin sevdası adamlığı kadardır evlat.
Er kişinin sevdası da adamlığı kadar.
Sevda adamlık kadardı evlat dedi, sevda adamlık kadar.
Şimdi her akşam arifesinde ruhlarımıza yeni yalnızlıklar düştü
Sevdalarımız kapitalist hayallere dönüştü.
Fakirlerin giydiği elbiseleri utanarak, artık zenginler giyiyor yenisini yırtarak.
Neredesiniz yamalı pantolon, eski köyneklerimiz?
Modernizmin getirdiği şeylerden daha şerefliydiniz.
Misket oyunları oynardık toprak bacalarda. Evler yapardık ark sularında çamurdan.
Belki de ellerimizde merhametti yoğrulan.
Kumar bilmezdik, kibrit kutularındandı kâğıt oyunlarımız.
Küresellik nedir, kapitalizm nedir bilmezdik.
Giyindiğimiz koyunların yününden, yediklerimiz etinden, içtiğimiz sütündendi.
Topaç çevrilen yılların yerini dümen çevrilen zamanlara bıraktı.
Şimdi göbeğimizin yükünü taşıyamaz oldu dizlerimiz.
Çelik çömlek oynadığımız çayırlarda şimdi beton kuleler.
Ay ışığı gecelerinin saklambaç oyunları neredeler?
Nerede ninemin eski sabır taşı masalları?
Yerinde boy boy resimleriyle çocuklarımızın sahte kahramanları.
Şimdi her gün birçok ahlaksız dizi-film ve reklamla iffetimiz kirletiliyor evlat.
Mazlum beldelerde dökülen kana yapılan zulme susuyoruz, izzetimiz kirletiliyor.
Yapılan kuru gürültülerle değerlerimizin içi boşaltılarak idrakimiz kirletiliyor.
Kolay para kazanma hırsıyla alın terimiz, erdemli duruşumuz, servetimiz kirletiliyor.
Tüketim çılgınlığımız yüzünden ihtiyaç isteğimiz bitmiyor, ürünlere katılan katkılarla nimetimiz kirletiliyor.
Yeni yetme diplomalı cahiller tarafından kutsallarımız, erdemlerimiz sıradanlaştırılıyor, hikmetimiz kirletiliyor.
Rahata daldığımız, gaflete düştüğümüz için gayretimiz kirletiliyor.
Tamahkârlığımız yüzünden gömleğimiz hep önden yırtılıyor, şahsiyetimiz kirletiliyor.
Sosyal medya fitnesiyle her şeyi ulu orta serip sergiliyoruz, mahremiyetimiz kirletiliyor.
Her şeyi mubah görüp her haltı yedikten sonra ibadete duruyoruz, ibadetlerimiz bize veyl ediyor, samimiyetimiz kirletiliyor.
Her şeye çıkar ilişkisi, fayda zarar düzleminde baktırılıyoruz, münasebetimiz muhabbetimiz kirletiliyor evlat.
Artık tebessüm yok. Muhabbet yok... İnsanın gözünün içine bakan, halden anlayan yok.
Oysa her yaraya iyi gelen merhem gibiydi gülen gözler.
Artık kalabalıkların içinde yapayalnız, dert etmeksizin umursamadan sürdürdüğümüz bir hayat var.
Ahlak neydi evlat bilir misin?
Ahlak süte su katmamaktı.
Biz hiç süte su katmadık mı evlat?
Önce içimizden iyiliği öldürdük,
O ölünce kaç zamanı kirlettik kaç sevdayı öldürdük be evlat.
Kaç güneş karalandı, kaç bahar yırtıldı ellerimizde.
Artık herkesin aynı yerde ayrı bir dünyası var.
Birbirinden habersiz yalnız yaşayan HD kalabalıklar.
Dışarıda sokakları kan kokan kirli bir dünya var.
Suç ne?
Suçlu kim?
Kim kirletti bu dünyayı bu kadar?
Sözün sonunu gelmeden ayrılık vakti geldi.
Her son bir ayrılıktır çünkü, her ayrılık bir son.
Tekrar buluşalım mı dedim efendim?
Buluşalım evlat buluşalım.
Peki nerede?
İyilikte avlat iyilikte.
İnsan ölür evlat, insandır ölür.
Lakin insanlık ölürse her şey ölür evlat.
İyiliği diriltirsek ruhlarımız dirilecek.
İyilik yaşasın ki evlat yaşasın dünya.
İyilik yaşasın ki insanlık ölmesin, dedi ve gitti.
YORUMLAR
Her bir nesil değiştiğinde otuz kırk sene de bir insanlarda değerleri de değişiyor. İnsan hızlanıyor mesafeler kısalıyor toprak parçaları arasında ama insanlar arası mesafelerde fersah fersah açılıyor bayramda bırak anne babayı ziyareti telefon bile edilmeyip sadece mesaj atlıyor... Durum budur... Kutlarım ...
Muhteşem!.Baştan sona hayati konuların geçmişi ve bu günü arasına kurulan köprü..İnsanlığın neresinde olduğumuzun sorgulanışı.Kârda mıyız?..Zayda mıyız?..
DH kalabalıklar içinde durumumuz ne?..Hangi aşamadayız?.
İyiliği diriltirsek ruhlarımız dirilecek.
İyilik yaşasın ki evlat yaşasın dünya.
İyilik yaşasın ki insanlık ölmesin, dedi ve gitti.
Ne kadar doğru.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla