MESİRE YERLERİ
MESİRE YERLERİ
Artık yaz ayları geldi çattı. Her mevsimin kendine has güzelliği vardır kuşkusuz. Ama bahar ve ardından gelen yaz ile birlikte piknik alanları da dolup taşacaktır. Kimisi mangalda et pişirecek, bulamayan da başka yöntemler kullanarak tabiatla iç içe olacaktır. Mesire yerine et götüremeyip yiyemeyen de zaten ölmüyor. Can sağ olsun, ne yapalım o günde gelir elbet.
Şaka bir yana gerçek olan bir şey var. Ülkemiz gerçekten tabiat güzellikleriyle dolu. Buralar elbette bizler için, orada mangalımızı da yakacağız, çocuklarımız salıngaçla da sallanacak, top da oynayacak… Hoşça vakit geçireceğiz. Bu bizim en doğal hakkımız. Ancak hakkımız olmayan şeyler de var. O da nedir biliyor musunuz? Gün boyu güzel vakit geçirdiğimiz yere evimize dönerken bıraktığımız çöpler...
Belki bir hafta sonra tekrar geleceğiz. Bıraktığımız plastik şişeler mi dersiniz, çocuk bezleri mi dersiniz… Bunlar bizleri hiç mi rahatsız etmeyecek.
Keşke bunlarla kalınsa. Gölgesinde oturduğumuz o güzelim ağaçların gövdesine bıçakla kazınan sevgili adları, kalp figürleri, hiç mi acıma duygunuz yok arkadaş, sen sevgilini çok seviyorsan onu kalbine kazı da oradan bir daha çıkmasın. Demek ki sevgin kalbinde değil başka yerde imiş demezler mi? adama.
Mesire yerine çoluk çocuk, cümbür cemaat gidilir. Hatta yeni doğmuş bebekler bile gider. Anneleri onları sallamak için iki ağaç arasına ip gerer ve salıngaç yapar. Buraya kadar güzel. Bazı anneler belki geçen yıl dikilmiş iki ağaç fidanına uygular bunu. Hem çocuk sallanır. Hem de tabiri caizse o fidanlar sallanır. Çocuk için sorun yoktur. Bir müddet sonra uyur anne ise rahat bir nefes alır. Oh gerisi ne olursa olsun. Ama gelin görün ki o fidanlar aşırı sallanma sonucu belki de kururlar. Bazı levhalar görürüz, üzerinde “ Yerlere çöp atmayınız” “çiçekleri koparmayınız” vs. ama bu yazıların inadına. Yerlere çöp de atarız. Özveriyle yetiştirilmiş o güzelim gülleri ve çiçekleri kopartırız. Hâlbuki ne demişler “Çiçek dalında güzeldir.” Herkesin kendi evine yakıştığı gibi.
İlçemiz Darende’deki mesire yerleri Tohma Suyu kenarlarında bulunmaktadır. Dolayısıyla bir takım insanlar çöplerini Tohma ’ya atmaktadırlar. Tohma ise artık bu kadar çöpü götüremez hale gelmiş durumdadır.
Karpuz kabukları, kemik kalıntıları gibi artıklar, tabiat tarafından yok edilmektedir. Ancak plastik maddeler kolay, kolay çürümemekte ve yıllarca varlığını muhafaza etmektedir. Onun için hiç olmazsa çürümeyen maddeleri mesire yerlerinde bırakmamalıyız.
Oturmak için eskiden parklara bank konulurdu. Malum olduğu üzere bankaların sayısı o kadar azaldı ki reklâm maksadıyla artık bankalar da parklara bank koymuyor. Mevcutların kıymetini bilerek Onları bıçakla oymak yerine antika eser edasıyla korumak lazım.
İnsanların hizmetine sunulan ve mesire yerlerinde de sıkça rastladığımız çeşmelerin başın kromdan mamul tas veya bardaklar konulur. Bir takım insanlar tarafından bu bardak veya taslar bir şekilde ortadan kaldırılır. Bir daha konulur, yine kaybedilir. Netice itibarıyla sonunda ince zincir ile çeşmenin başına bu taslar montaj edilmek zorunda kalınır.
Yukarıda sıraladığımız konuları herkes yapıyor demiyorum. Yapanlara mani olalım. Çevremizi temiz tutalım. Dedelerimizden miras değil, torunlarımızdan ödünç aldığımız güzellikleri koruyup, gelecek nesillere iyi bir şekilde bırakalım.
İbrahim Alaattin ATEŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.