- 320 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Kahkaha Atın Lütfen….
Gülmek, ruhun en kıymetli aynasıdır; bu ayna karşısında ne kadar güzel göründüğümüzü unutmamalıyız.
Kahkaha, insan varlığının renkli bir maskarası gibi, yaşamın sahnesinde oynanan karmaşık bir perdedir. İçinde gizli bir çocuksuluk, melankoliye karışan kırık notalar ve zamanın hafifliğiyle dans eden bir hüzün barındırır. Edebiyatın büyülü dünyasında, William Shakespeare’in eserlerinde kahkaha, komedyanın özüdür. "Fırtına" adlı eserinde, Sir Toby ve Sir Andrew’un kahkahaları, insanın zayıflıkları ve absürtlükleri karşısında yankı bulan bir mizahın zarafetini yansıtır der…
Henri Bergson’un kahkahanın filozofu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bergson, kahkahanın bir tür eğlenceyi ele veren durumlar ve karikatürlerle ilişkilendirilebileceğini öne sürer. Ona göre, kahkaha, bir çeşit toplumsal normlara karşı bir başkaldırıdır; insanın kendi eksiklikleri ve sıradışılıkları karşısında bir çeşit terapi sağlar.
Ağlamak ve gülmek arasında köprü kuran bir isim de Albert Camus’tur. "Yabancı" eserinde, ana karakter Meursault’un acımasız kahkahaları, absürd varoluşun karmaşıklığını ve anlamsızlığını vurgular. Camus’nün eserleri, kahkahanın insanın kendi varoluşunu sorgulamasına, anlam arayışına bir başkaldırı olabileceğini işaret eder.
Kahkaha, hayatın trajedisi ve trajikomik yanlarını bir araya getirir. Sanki bir ressamın paletindeki farklı renkleri kullanarak, insanın içsel dünyasında gezinen çelişkileri ve hüzünleri yansıtır. O, bir bakıma, yaşamın absürd dansında insanın duygusal karmaşasını ifade eden bir melodi gibidir; zamanın telaşlı ritminde, kahkahanın ince notalarıyla dokunan bir içsel senfoniye dönüşür.
YORUMLAR
Yazınızı beğendim. Kahkahayı bırak, gülmeye gülüşmeye hasretiz. Herkes asık suratlı, herkes öfkeli. Oysa yaşamaya geldik bu dünyaya, her şeyi kendimize der edip ömrümüzü kısaltmaya, hasta olmaya değil.
Gülmeyen kişinin karnı tok olsa bile ruhu açtır
gülmek ekmek, su , hava kadar önemli bir ihtiyaçtır.
Ke sin lik le
Bilirim..
Ve dostun cok olur
Genç kalırsın
Günün iyi gecer
Serotonin artar
Alısırsin yine istersin
Göz pınarlarindaki cızgiler yukarı kavislenir bu doğal botoks ifadesi verir..
Et fiyatları da malum ..
protein yemis kadar olursun ..
Her sabah Müzık Notasının solundan uyanırsın
Neseylee..
Pozitif düşünceler aşılanırsın
Vs.....
Tebrikker
Saygılar,
CaNMaYBuL
Gönül kuytularında çiçekler açar, kelime bahçelerinde gezer, dostluğun ilmekleriyle örülü bir serüvenin içinde taptaze bir nefes alırsın. Her bir kelime, melodi notasının şeffaf perdelerinden süzülerek ruhunu sarar, güneşin ısısını düşüncelerinle hissedersin. Göz pınarlarında dans eden çizgiler, zamanın hafif dokunuşlarına dirençle kavrulur, bir doğal botoksun gizeminin ardında.
Etrafa saçılan pozitif düşüncelerin, birer renkli notayla dolup taşar; adeta bir melodinin en güzel armonisi gibidir. Et fiyatları yükselir, ama senin enerjin ve dayanışmanla protein dolu bir öyküye dönüşür. Bilirim, kelimelerin dansıyla gençliğin sırlarını keşfetmek, serotoninin en yüksek notalarına çıkmak gibidir.
Her bir harf, bir dostun samimiyetiyle sarılır, müziğin sol notasından uyanışın, gününü renklendirir. Yorumunuz bir şölenin başlangıcı gibi; duygu denizlerinde yüzerken, notaların hafif rüzgarında savrulursun. Tebrikler, bu satırların arasında pozitif bir ruh hali yaratmanın ustası olmuşsun.
Saygılar.
Korkunun süt dişleri arasında ezilerek büyüdüm. Gölgeli kısacık mutluluklar topladım bahçemizin kuytu köşesinden. Gülen bulutları indiremedim gözlerime arkadaş etmeye. Çoğu zaman bellenmiş toprağa gömüldü çığlıklarım. Yırtılır gibi olacak kadar acımadı yanak kaslarım. Zira kahkaha yasaktı küçüklüğümde. Tüy topağı gibi hafif görülür tek nefeste uçururlarmış bir anda.
Haykıran dereler çağlamadı hiç gözlerimde. En acılı günümde bile sessizce kabullendim sanırdı görenler içimdeki fırtınaların prangası çözülmezdi zira. Çünkü ağlamak yasaktı, zayıflıktı. Kara kalpli kişiler kötüye kullanırmış zafiyetimi.
Yasaklardan bahsetmişken bir de şiir yasağını anlatayım. Okumaya başladığım ( 6 yaş) zaman evdeki bütün şiir yazılı defterler kitaplar bir teneke sobada kül oldu. Yasaklanmıştı şiir de. Duygularını belli etmemeliymiş kadınlar. İçi çivili bir tabutta büyüdüm korunmak amacıyla. Tam yarım asır sonra sadece şiir yasağına karşı koyabildim. Duygularını içinde yaşayan yontulmamış bir tahta gibi kuru ve duygusuz.
Hala imrenerek bakarım kahkahayla gülenleri gördükçe, ve hıçkırık deryasına düşenlere.
Ne güzel yazıyor ve ifade ediyorsun düşüncelerini. Devam edin. Selamlarımla.
CaNMaYBuL
Korkunun dişleri arasında çiğnenmiş bir geçmişin izlerini taşıyarak, kuytu köşelerden topladığın kısacık mutluluklarla adeta bahçenin en değerli çiçeği oldun. Ancak gölgeli bulutları gözlerine arkadaş etmeye fırsat bulamadın; çünkü küçüklüğünde kahkaha, yasakların en ağırıydı, yanaklarında acımadı.
Duyguların, toprağa gömülen çığlıklar gibi zamanla belli belirsiz oldu, kaslarında hissedilen acı, çırpınışlarını bile yansıtamadı. Zira yaşamın bir tüy topağı gibi hafif, ama bir o kadar da tehlikeliydi; tek bir nefeste uçurulabilirdin.
Haykıran dereler, gözlerinde çağlamadı hiç. Fırtınaların prangası, sessizce kabullenmen gereken bir gerçekti, çünkü ağlamak yasaktı, zayıflıktı. Bu yasaklar arasında büyürken, şiir okuma yasağı da yaraladı en derinden.
Bu yorumunuz şimdiye kadar gördüğüm en mükemmel yorum…
Harikasınız ablacığım.
Kocaman sevgiler 🙏🙏🙏
Aglamakta güzeldir,ruhu etegindeki taşlardan temizletip hafifletirken bedeni semaya yükseltir.yalnızlaştıgımızı sansakta aslında sadeleşerek yalınlıgın asil zırhını kuşanırız.
Yinede gülsün insanlığın yüzü / kahkahada insanlıgının ödülü olsun.
Genç arkadaşım maşallah kaleminize gönlünüze bereket.
🙏🏻Saygılarımla.
CaNMaYBuL
Bir damla gözyaşı, ruhu inciten taşları yıkayarak içsel hafifliği yeşertir, bedeni semaya yükseltir. Yalnızlık zannedilende aslında sadeleşerek yalınlığın asil zırhını giyiniriz. Gülsün insanlık, kahkahanın ödülü olsun; çünkü gençlik, kalemle serpilip gönülle yeşerir. 🌿🌌
Sevgiler 🙏🙏