- 363 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
TUT ELİMİ...
‘’bağırdım ağzımı elimle kapatarak
keşke doğru yaptıklarımdan değil,
yanlış yaptıklarımdan pişman olsaydım
kimse tarafında alkışlanmayan bir meziyetse bu
size adres sorduğumda tereddütsüz söyleyin
elli metre ileri git, sağa dön ve
asla bir daha geri gelme
ne kalacaksa yaşadığım bunca çıldırmaktan geriye
vaktinde gelmeyen her şey kadar haindir…’’(Alıntı)
Reçinesi adeta rencide edilmiş aşkın o dik yakası ve flu gözlerinde şarlatan aşkın cinnet gecelerinde seken heceler cennete düşmüşçesine yolum oysaki cehennemdi yaşanası belki de cihadı ömrün, celladına âşık bir ölümlü bir yükümlü hüznün solgun çehresi…
Ah, sevgili.
Nazenin yüreğimden dökülen külün ve sevginin kiri değil kini asla kinayesi belki de hasret duyduğum çekincelerim ve sensizlikle sarılı olduğum o zindanda sökün etti edecek gün ışığı karartma gecelerinde düştüğüm tuzağa ve uzağına serildiğim kadar sevmeseydim keşke senin gibi bir hayırsızı.
Hayır diyemediğimdin.
Nidalarımdan firar eden gizil bir tehlike bir feryat.
Öncemden öte sonrasızlığıma meyyal ve sarpa saran bir bilmece.
Bir gizdin sen izinden sorduğum.
Bir nesir belki bir şiir…
Ah, ben kendimden ve aşktan soğuduğum.
Üşüyen mısralarımdan sızan.
Üşengeç sevdamdan kaçansa sen.
Semiren hayallerim.
Sararan yaprakların vebali.
Sözcüklerse bir kâhin misali düşmüşken peşime.
Düşmez kalkmaz bir Allah.
Hümayunu evrenin göğsümdeki matem.
Hünkârında sonsuzluğun geviş getiren bir meltem içimi buz kesen bir feryat ve tepkisizliğinle sınandığım kadar sığındığım iken yüce Yaratan.
Kulluğuma binaen.
Külümden doğacakmışçasına adeta.
Künyemdeki ismim ve mahlasım ve mealim ve mahzun kalemim.
Şimdimi erteledim yarınımsa yok benim dünümdeki gizemin izinde saklı tuttuğumdur kimselere demediğim ismin.
İnkârım yok.
İtirazım yok.
İsyanımsa hiç olmadı.
İddia makamında göçebe şair kimliğimle tavaf ettim ben evrenin âşık kimliğimle kimse aşık atan aş erdim ben sevgiye ve şiire ve şiirlerle kürediğim önüm küstüğüm kendim kulvarımda ise öncüyüm mademki aşktır benim ikinci adım.
Makberim.
Mahşerim.
Miladım ve mihenk taşım.
Ah, seferisi bu aşkın ben ki seyyah bir varlığım.
Semadan yere uzandığımda.
Küfemdeki duygularımla.
Tünediğim şu kırık dal misali.
Tırsak Yahudi ile de olmaz iken işim.
Ben ki müridi aşkın ve Mümin kimliğim ve işte mizacımla yenik düştüğüm kadar hayata çok da farklı bir boyutta baş veren bir fidan gibi estiğim gürlediğim gülümsediğim günlerden arda kalandır sadece anılarım ve andaki mevcudiyetimle kapıştığım kadar da dünümle yazılası bir ferman misali kaftanımla tavaf ettiğim yer gök ben ki müridi sonsuzluğun ben ki şiarımda saklı umudu bana bahşeden mademki Rabbim…
O halde tut elimi.
O halde sun yüreğini.
Mademki kabul etmedin o zaman giyin suskumu gizil hanemdeki varlığımla haiz olduğum ne varsa al senin olsun elbet benden geriye kalan her neyse iddiam o ki: sonsuzluğu giyindim ben sırtıma ve o hüzün hırkamla sanma ki son buldum sanma ki son buldu hayallerim semazen yüreğimden kopan her hayal her acı her hikâye de son bulsun bu ihtimal dâhilinde seken bir düş gibi peşindeyim.
YORUMLAR
Ah, sevgili.
Nazenin yüreğimden dökülen.....
Ve devamı
İşte sefası sonlanmışken yaşamın sür-git yanan meşalesi hali hazırda yanar da nasıl yanar şairin içi
Yalnızca ve yalnızca iki cihan saadeti dilerim size Gülüm Çamlısoy hanımefendi
Gülüm Çamlısoy
İnsan başka ne ister ki?
Teşekkür ederim.
İçten selam ve saygılarımla.
Mehmet İmran Sevinç
11/04/2020 tarihinde ilk yazdığım iki satırlık şiirim olan
Gül, bülbül ve insan...
Gül de güzeldir rayihası da...Bülbül de güzeldir şakıması da...İçi ve dışı güzel olanların sözleri de güzeldir yazıları da...M.İ.S.
Bu şiirime yaptığınız ilk yorumunuzla başlayan tanışıklığımızdan bu yana çok güzel yorumlarınız yanında bazen tavsiye babında yazdığınız yorum yazılarınızla ben de öyle farklı bir değeriniz ve yeriniz oluştu ki anlatamam
Bu son yorumumu da etkili yorum moduna alarak beni ne kadar onure ettiğinizi de anlatamam
Bu şiirim de ki '''İçi ve dışı güzel olanların sözleri de güzeldir yazıları da...''' cümlem ile mütenasip nadide bir hanımefendisiniz Gülüm Çamlısoy hanımefendi
Minnettarım efendim
Dip not olarak bu cümlemin gönlümde oluşup yazıya dökülmesine vesile olan çok saygı duyup sevgi de beslediğim
Yazar Öğretmen Meral Demir hanımefendiye de saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum buradan müsaadenizle tabii ki
Gülüm Çamlısoy
Kendimi bildim bileli içim dışım bir oldu ve...
O kadar canım yandı ki akabinde ama huzurluyum çünkü kendimi kandırmadığım kadar insanlara net açılımlar sunmam gerektiğini biliyorum.
Bu bir oyun değil bir savaş değil:
Adı yaşamak.
Yaşarken yaşatmak da sevgiyi
Sevdiğim kadar mutluyum.
Kalemim sığınağımdır Rabbimden sonra.
Gününüz ve ömrünüz aydınlık geçsin.
İçten selam saygılarımla
Rengi yok, hüviyeti yok sessizlikse için için yanan bir kor:
Meali de yok artık hayatın kibirli bir isyan şeytandan uzak kalmanın duası Rabbe sarıldığım yalnızlığın sür-git cefası.
Melundur gece.
Metruktür yürek.
Mizacı yitik bir gündür arda kalan şiirlerle özdeş sözcük yüklü kabrim bir avazda doğan günün geceye ikramı salavat getirdiğim anbean yağdığı kadar rahmetin yürekle imtihanı.
Malum olduğu üzere:
Şafağın şakağına dayalı silahı ve işte tetiklendikçe yürek kalemin neşri yazılası şiirlerin hikâyesi iken hayatın nesri kavuşulası bir dilek ve ödenen diyet ambarında yalnızlığın telaşla yaşatmaksa umudu göğün devinen ufku:
Ah, sevdanın yağan nuru.
Tempolu bir sağanak:
Kayıtsız geçer mi gün gece?
Şiirin dipçiği…
Yanık kokan kalemin hicvi:
İşte sefası sonlanmışken yaşamın sür-git yanan meşalesi hali hazırda yanar da nasıl yanar şairin içi.