- 585 Okunma
- 9 Yorum
- 10 Beğeni
Kemence İle Sazın Doğuşu
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Asırlar önce Karadeniz de Rumlar ile Türkler bir arada yaşamış , çoğunluk ta olan Rumlara ; Rum , biraz azınlık olan Türklere ise Urum denirdi , zira neredeyse yüzde elli , elli bir oran sayısı ile bölgeye hakimdiler
Rumlar kısmen çoğunluğu Hıristiyan Urumlar ise ( Türkler) kısmen çoğunluğu Müslüman , hangi yönetim ile kaç asır birlikte yaşamışlar tam olarak bilinmez ancak yazılı tarihe bakıldığında Rumlar yerli Türkler ise yaklaşık bin yıl yanı 10 asır önce bölgeye Kuzeyden ve doğudan göç ederek gelmişler neyse bu kısa bilgiden sonra esas konumuza gelelim .
Asırlar önce iç içe birlikte yaşayan Rumlar ile Türklerin dil sorunu yoktur Rumlar Türkçe , Türkler de Rumca olmak üzere iki dil konuşuyordu ; Neyse , Bir Urum genci ( yani Türkmen) ile komşusu Rum kızı bir birine aşık olurlar uzun bir sevdalık ve aşk döneminden sonra durumu ailelerine söylerler ne yazık ki ne Türk gencinin ailesi ve Rum kızın ailesi bu evliliğe rıza göstermezler , Araya zamanın yönetici büyükleri girse de aileleri ikna edemezler.
Rum kızı ile Türk genci bu durumda kavuşamayacaklarını anlayınca birlikte kaçmaya karar verirler , kaçmaları ile Rum aile ile Türk aile kaçan aşıkları yakalamak için birlikte iki koldan beşlerine düşerler . Karadeniz in ormanlık ve dağlık bölgelerinde günlerce yürüyerek bu gün ismine Sis daği dedikleri dağın doğusunda bu gün ismine Sinlice dedikleri bölgedeki yine bu gün adına Kalın çam dedikleri ormana girerler o zaman Kalın çam ormanının ismi WİKİ ormanıdır
Wiki ormanına kadar kaçan aşıkları takip eden Rum ve Türk aile (Kalın çam) Wiki) ormanına giremezler buna karşılık yazın en sıcak olduğu Ağustos ayına kadar ormanın etrafını kuşatarak ve beklerler . Ağustos aynın ikinci haftasında iki aile bir araya gelerek ormanın yükseklerdeki iç kesimine ulaşamayacaklarını anlayınca birlikte anlaşarak Wiki ormanını yakmaya karar verirler. Ormanı yakarlar .
Orman da ki yangın kor halinde hızla yüksek kesime doğru ilerlerken Rum kızı ve Türk genci bir birine sarılarak Tanrım bizi bir birimizden ayırmadan canımızı al ve yanmış ölümüzü bile bunlara verme diye dua ederler . Tanrı bu duayı kabul ederek ve bir melek gönderir ; Melek bir birine sarılmış aşıklara seslenir Rum kızına seni kemence Türk gencine de seni saz yapıp şu kalın çam ağacının dalına takacağım yangın bu ağaca geldiğinde yağmur başlayacak ve siz yanmadan sonsuzluğa kadar bu ağacın dalında birlikte kalacaksınız Rum kız ve Türk genç kabul eder .
Rum kızını Kemence Türk genci saz yapan Tanrı o kalın çam ağacının dalına takar , arkasından büyük bir yağmur yağar ve o ağaca gelmeden yangın söner .
Kalın çam ormanı ismi buradan gelir ancak şimdiki hali kalın çam ormanı değil yarıya kadar yayla ve çimendir nedeni de bu ormanın yakılması dolayısıyla otlak alanıdır o kalın çam ağacına kadar bölgeyi bilenler yazdığımı çok iyi anlamaları temennisiyle ! Wiki Rumcada Kemence demektir , Wiki ; yani kemence dalında ağlayan kız , saz ise suda ağlayan oğlan demektir . suyun yağmurun ağlaması demektir saz o nedenle su kıyısında yetişen çubuk ların rüzgar estiğinde çıkarmış oldukları sesten dolayı onlara da saz denir. Kemence ile saz birlikte çalındığında iyi bir kulak sesi ile dinlenir ise Kemence nin bir kız sesi edasıyla , sazın ise bir su sesi edasıyla ağladığını duyabilirsiniz .
Demem o ki tüm enstrümanlar ve aşklar insanlığın ortak kültürüdür. Sevgisiz ve aşksız yaşayan toplumların insanlığa zerre kadar hayrı olmaz , sevgiyle kalın
İbrahim Kurt
Antalya-18 Ocak 2024
YORUMLAR
Bilgilendirici bir yazınım müthiş lbir final cümlesi ile noktalanmış olması elbette övgüyü ve yerini hakediyor İbrahim Bey.
...
"Demem o ki tüm enstrümanlar ve aşklar insanlığın ortak kültürüdür. Sevgisiz ve aşksız yaşayan toplumların insanlığa zerre kadar hayrı olmaz"
Evet
Sevgisiz/saygısız yaşayan ve insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan hem toplumun hem de insanın, insanlığa da, edebiyata da zerre kadar hayrı olmaz sayın yazar.
Ne mutlu bunların bilincinde olan şair ve yazarlarımıza.
Kalb-i selâmlarımla
Yürekten kutluyorum sizi.
Var olun hep!
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt
Yaratılmış kullardan ayrı cinsler arasında yaşanan ilahi aşkı, her şeyde olduğu üzere en iyi Allah ü Teala bilir. Kemençe (Wiki) ve Saz arasındaki ilahi aşkı da ölümsüzleştirerek günümüze halk kültürü olarak armağan edilmiş. Anadolu coğrafyasında Allah'ın indinde ölümsüzleşip nesnelere dönüştürülen değişik hikayeler olup en ilgincini sayenizde okuyup öğrendim ve beğendim. Değerli üstadım ne mutlu size. Esenlik dileklerimle saygılar sunarım.
İbrahim Kurt
Muhteşem!..Kemençe az telle çok nağme sunuyor.Saz daha bir kapsamlı..Telli çalgılar birbirine akraba..İnsan da beni Adem'den bu yana akraba .Çocuk her milliyette çocuk .Belli bir yaşa kadar büyümesi, gülmesi, emeklemesi ,mimikleri aynı.Aşk Allah vergisi zaten uyruk,milliyet tanımıyor .Kaderin eşitlediğini de kimse ayıramıyor şu ve ya bu şekilde.Davul sonradan icat edilmiş olmalı.Der ya hep dengi dengine..Hoş denginin de tarifi çok güç.hep dertli çalar kemençe ve saz ..Sevenler sevdiğini alsın hep gelsin yaz dilemekten başka ne gelir elden.Kutluyorum, güne ışıyan hüzünlendiren eseri.Üstadı selamlıyorum Sağlıcakla.Saygıyla.
İbrahim Kurt
"Kır kalemin ucunu...
Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur.
Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın …"
Şems-i Tebrizi
Yorgun uçlu kalem ile Aşk'ı Karadeniz gibi hissetmek sis dağının seslerinin içinde süzülmek gibiydi.
Hikayeniz duygumun her mirasını harap ederken; derince suskunlukların sesini hissettim çam ağaçlarının gövdesinde.
Aşk neden zoru seçer öznesinde.
Toprağım iyi akşamlar dilerim.
Ümmühan Yıldız tarafından 18.1.2024 22:33:53 zamanında düzenlenmiştir.
İbrahim Kurt
Genelde aşk sevda hiç bir engel tanımıyor ancak, bazı durumlarda örf adet ve kültür her şeyin önüne geçiyor, bunun örnekleri Anadolu da çok yaşanmış yaşanmaya da devam etmektedir. Sevgili müdürüm bırakın Rum'la Türk'ün yani Hristiyan'la Müslümanın evlenmesi her ikisi de Müslüman olduğu bazı durumlar da bile mezhep farklığı ciddi bir şekilde engel olabiliyor. Duygu yüklü hazin bir öykü okuduk kaleminizden kaleminiz daim ilhamınız bol olsun. Tebrikler.
İbrahim Kurt
Acıklı bir öyküymüş.
Hiç duymamıştım.
Rumlar zaten Rum da Türklere Urum denmesi çok ilginç.
Bu tür değerleri yazmamız lazım.
Var ol üstadım.
Selam ve saygılar.