- 233 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
KURT YENİĞİ KESİTLER _5
KURT YENİĞİ KESİTLER _5
"Günü yaşa,keyfine bak, hayat kısa!"diyorlar.
Diyorlar demesine de ben öyle olamıyorum maalesef!
Bir yürek var ki bende kelebeğin kanadından daha narin!
Ben kendimi keşfedinceye kadar o kelebek misali yüreğim öyle büyük zedeler almış, öyle çok yaralanmış ki!
Durup düşünüyorum nasıl terapi yapabilir insan kendi yüreğine?
Ben sadece iyilik ve güler yüzle bunu başarabiliyorum.
Neler mi yaşıyorum?
Birkaç güzel örnekle bunlara değineceğim bugün
Evimin bahçesi dilsiz canlar ile dolu!
Onlara her gün yemek yapıp yedirmek ruhuma iyi geliyor .
Ben okula giderken ardımdan melul mahzun bakarlardı önceden.
Bir kaç kez okuluma kadar takip ettiler beni. Hatta bir keresinde öğretmenler kurul toplantısına katıldı köpeğim benimle birlikte
Çıkaramadım onu toplantıdan. Sessizce yere uzandı toplantıyı dinledi.
Sonra o dilsiz canlar anladılar ki ben okuluma gidip geri dönüyorum eve.
Onların bu duyarlılığı, bana bağlılıkları ruhuma iyi geldi mesela!
Meslek lisesinde öğretmenlik yapmak bir başka güzel!
O öğrencilerin bazıları köylerden gelirler. Bazıları gecekondu mahallelerinden.
Onlara rehberlik yapabilmek, bir şeyler kazandırmak ruhuma iyi geldi mesela!
Oturup onlarla konuşmak, yol göstermek hem onlar için hem de kendimiz için terapi değil mi?
Normal lise öğrencilerinin yanısıra bir de özel eğitimdeki öğrenciler ile ilgilenmek !
inanın orada bulduğunuz huzuru başka hiç bir yerde bulamıyorsunuz.
Onlar da dilsiz canlar gibiler saf ve masumlar.
Onlar ile geçirdiğiniz bir gün bile ruhunuza terapi aslında!
Haftada bir gün kapımı düzenli olarak bir bayan çalar yıllardır.
Annem yaşlarında eli yüzü düzgün, üstü başı temiz !
Hemen selam verir.
Gözleri her an ağlamaklı. " Buyur teyze" derim.
" Yavrum ister kahvaltılık ister başka bir şey ne verirsen" der.
Hemen koşarım içeriye.
Ne bulursam poşete koyarım.
Teşekkür eder başını eğip gider.
O gidince içeriye girer hüngür hüngür ağlarım.
"Bu soğukta bu kar bu kışta insanlar hiç bir şeye muhtaç olmadan yaşasın Allah’ım !
Ne olur sen kimseyi darda zorda bırakma!" diye diye ağlarım.
Belki bu ağıtlar da terapidir kimbilir?
Birkaç hafta önce çok mu çok soğuk bir günde bir öğrencim sınıfa incecik bir hırka ile titreyerek geldi.
O gün beyninden vurulmuşa döndüm.
Aklıma ortaokula giderken tam da babamın rahatsız olduğu dönemler geldi.
Onun hastalığı, doktor ve ilaç paraları derken biz çocuklara öyle üst baş alınmazdı.
Okula giderken yağmurda ıslanmıştım.
Ayakkabılarımın içine su dolmuş , yağmur suları içime geçmişti.
"Hele ki oturduğum sıra kalorifer yanında gider orada oturur kalorifer sıcağı ile kurur, kurulanırım" diyordum ama titriyordum.
Rahmetli Ata Canpolat öğretmenim rehber öğretmenimizdi.
Nereden buldu ne yaptı bilmiyorum elime çanta içinde bir paket siyah örgü ipi koymuş,
" Bunu annene götür sana örsün" demişti.
Çok utanmıştım. Ama ısrar edince alıp anneme götürmüştüm.
Bir hafta içinde annem onu örüp bana giydirmişti.
İşte o öğrencim beni canevimden vurmuştu.
Hemen eve gidip kızıma hediye olarak aldığım çok güzel kaşe bir kabanı okula getirdim.
Onun gözlerindeki mutluluğa paha biçilemezdi
Sonra aynı çocuğun o kabanı bir gün giyip bir gün giymedigini fark ettigimde " neden giymiyorsun?" diye sordum.
" Öğretmenim benden bir yaş küçük kız kardeşim var sırayla giyiyoruz." demez mi?
O gün okuldaki arkadaşlar ile aramızda anlaştık.
Destek olduk.
Zaten müdürümüz okulda bir fon ayırmıştı böylesi durumlar için.
Kim ne kadar verebiliyorsa bir yardım sandığı gibi toplanıyor ihtiyacı olan çocuklara destek oluyorduk.
Bunlar hep ruhumuza birer terapi olarak dönüp geliyordu.
Rahmetli anacığım," yavrum güvenmeyin ne mal ne mülke, ne de gençlik güzelliğinize! Bir ters rüzgar eserse savurur götürür her şeyinizi ." derdi.
Çok şeyler görüp yaşadık bu hayatta.
Çok varlıklı iken ,kuru ekmeğe muhtaç olduğumuz günleri, ve bu zor günlerden kurtulmak için dişimizle tırnağımızla kazıya kazıya çalıştığımız günleri asla unutmadım.
Hepsi geldi geçti!
Yüreğimde eser olarak, saflık,masumluk ve iyilik için mücadele eden bir parça bıraktı.
Hem yaşam nedir ki?
Komşunuz açken tıka basa karnınızı doyurmak mı?
Orada üşüyen birileri varken duyarsız kalmak mı?
Ya da hep bana deyip kendisi lüks bir yaşam sürüp, başkası beni ilgilendirmez demek mi?
Vicdanınıza sorun bakalım ne diyecek?
Ben isterim ki bu dünyada herkes eşit şartlarda yaşasın!
Kimse kimseye kem gözlerle bakmasın!
Ben de olan her şey başkalarında da olsun.
Olsun ki kimsenin gözü kimse de kalmasın!
18. 01.2024
Tülay Sarıcabağlı Şimşek