- 182 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hemcinslerin Tarihi 10-11
Feodalizm kendisini besleyen faize haram demekle çıkmaz sokağa girmişti. İşte günümüzdeki para zenginliğini yaratan Mamon mana anlayışı "faiz haramdır diyen" El mantığını dolanarak aşmanın da bir yoluydu.
Günümüzdeki Mamon’cu mantık ne diyordu "enflasyon kadar(!) faiz almak caizdir" diyordu. Nasıl fırıldak ama! Enflasyon kadar faiz almak caizdir diyen söylem kulluğu, köleliği enflasyon üzerinde sürdürmeyi meşru yapıyordu.
Hâlbuki ki enflasyon da kulluk sisteminin bir sömürü unsurudur. Halka yayılan refahın geri çekilmesidir. Ne amaçla olursa olsun bir uygulama ortaya konunca kontrol edilemeyen yansımalar ortaya çıkar.
Feodalizm, kutsanmış El sopasıyla köleci ve kulluk sistemi olan ortamı kontrol ediyordu. Mamon da para ya da servet zenginliğini koruyup kontrol ediyordu.
Ama paranın üs sel durumlu yansıması içinde, burjuvaların kendisi dışında burjuvalarca kontrol edilemeyen bir belirme biçimi vardı.
İşte burjuvalar yeni enflasyon teorisiyle kontrol edilemeyen bu noktayı enflasyonist bir yol ile tam kontrol ediyordu.
Burjuvazinin para üzerinde tam kontrol edemediği bu noktalarda Mamon’ un izin vermeyeceği türedi zenginlikler ortaya çıkıyordu.
Türlü enflasyon teorisi köleci sapkınlığın kendi çıkmazıdır. Ya da türlü enflasyon teorileri sömüren köleci sistemin kendi sömürme mantığının doğrularıydı.
Bir enflasyon ne kadar ağdalı sözlerle açıklanırsa açıklansın, enflasyon kendisini ortaya koyan burjuva zenginliğini besleyen bir dalaveredir.
Paranın burjuvalarca kontrol edilemeyen üstel belirmeleri içinde paranın birikme özelliği vardı. Mallar arası takas sistemi içinde para değiştirme değeriydi. Para kar yapma, faiz alma vs. unsuru değildi.
Para, değiştirme değeri olan temel özelliğini paranın birikim yapması üzerinde depoluyordu. Paranın bir yerden bir yere kolay servet transferi olması gibi kontrol edilemeyen huyu vardı.
Köleci sistemin ilk başlarında boğaz tokluğuna çalışıp, çalışma karşılığında alınan bir kâse yoğurt hemen tüketiliyordu.
Bir birim emek bir kâse yoğurt karşılığında güya değiştirme değerini bulmuş oluyordu! Oysa bir kâse yoğurdun para karşılığını aldığınızda yoğurdu tümden tüketmek yerine bir kısım yoğurdu boğazdan kısmakla yoğurt para olarak birikiyordu.
Yani yoğurdu üç beş kaşık yeseniz, sonra da boğazda kıssanız; yoğurt birikmiyor kısa süre sonra bozulup ekşiyordu. Ama para öyle mi ya. Biriktikçe birikiyor ekşimiyor bozulmuyordu.
11
İşte burjuva egemenliği sömürülecek olan mülkü ve birikim yapacak kadar parası olmayan halkın elinde bin bir zorlukla biriken parasal zenginliği almak için enflasyon biriken bu tür parasal zenginliği ekşitip kokutuyordu.
Ücretli çalışma ya da ücretli kölelik yoluyla bir kısım kolektif zenginlik, transfer ücret veya para olarak halkın eline geçiyordu.
Yani tam kontrol edilemeyen kolektif zenginliğin bir kısmı para olarak işsiz, güçsüz ve mülksüz halkın eline geçiyordu.
Ücretli çalışma yoluyla kimi kişiler dişinden artırdığını para olarak biriktiriyordu. Bu yolla piyasada oluşan yeni ve türedi para zenginleri nedenle para şişkinliği oluşuyordu.
Paranın temelinde ihtiyaca binaen üretilen malın toplam değiştirme değeri kadar artmayan, eksilmeyen bir para değeri karşılığı para vardır.
Transfer emek karşılığı olan bu para burjuva elinde biriktikçe, çalışanlar cenahında açlık, sefalet başlıyordu. Çalışmak için iş için birbirini eziyor, böylece kontrol ediliyorlardı.
Parası olan sırt üstü yatarken bir yandan da dişten artıran türedi zenginler, zenginliklerini sürdürmek için köklü burjuvazinin sömürü alanına ortak oluyorlardı. Böylece özel mülkiyetçi paylaşım savaşları ortaya çıkıyordu.
Burjuvazi emekten çalarak, faiz, rant, komisyon, kar gibi sömürü enstrümanlarıyla parayı emer. Para kolektif gücü kontrol eder. Ve ortamda emilen para burjuva elinde birikir.
Böyle durumda çalışan kesimin elinde para olsun istenmez. Çünkü çalışan kesimin muhtaçlıkları burjuva elinde biriken parayla kontrol edilecektir.
Heyhat bir kısım para da dişten artıran çalışan kesim elinde birikir. Parası biriken kişiler emek hayatı içinde çekilir. Emek hayatı içinde çekilen kişiler nedenle çalışan ve sömürülen kişi sayısı azalır.
Bu durumda "sen ağa, ben ağa; inekleri kim sağa" mantığı ortaya konacaktır. Burjuva elinde biriken para şişkinlik olarak görülmez.
Ama boğazında artıran halkın elindeki para doğal olarak ve sömürücü köleci yasalar gereği servet değişimi "para şişkinliği-enflasyon" olarak görülür.
Para şişkinliği nedeniyle yapılması gereken özel mülkiyetçi paylaşım savaşlarından birisi de para şişkinliğini(!) biriktirilmek istenen yoğurt gibi ekşitip kokutarak halkın elinde almaydı.
Burjuvaların para şişkinliği dediği türedi zenginliğin elindeki parayı paylaşım savaşı içinde almalarının bir yolu da "enflasyon ve burjuva enflasyon teorisiydi".
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.