- 232 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÖLELER MAZOŞİZMİ KADER OLARAK GÖRÜR
Bir gemide yolcu olduklarını iddia edenler, geminin altı su almışsa içinde bulunan hiç kimsenin hayatı güvende olmaz. Geminin altındaki kürek mahkumları erken suya gömülebilir, ancak gövertide oturanlar bu suya batmayacaklar anlamına gelmiyor. Gemi batıyorsa o gemidekilerin hepsi o suya batmaya adaydır. Gövertidekilerin bulunduğu yerden denizin fotoğrafını çekip sizlerle paylaşması çok ilginizi çekebilir ve albenisi yüksek bir manzara olarak görülebilir. Ancak şunu görmek lazım ki geminin battığını ancak tabana yakın olanlar size söyler, bunlar da kürek mahkumlarıdır.
Gemiyi bir ülkeye benzetirsek ülke kan revan içinde yaşamın cehennem olduğuna her gün tanık oluyorsa birilerinin bulunduğu fildişi kulelerinden, toplumun geneline güzellikler anlatması onu bağlar toplum gördüğüne ve yaşadığına inanır ancak buna inananlar olur mu olur. Ciddi bir beyin travması yaşayan ve aklı devre dışı bırakıp akıl çökmesi ve bilinç bataklığına saplanmış olanlar, gövertideki insanların ya da fildişi kulelerinde yaşayıp çok güzel bir hayatın olduğu vaatlerini anlatanlara kanabilirler. Bir gariban askere gitmiş askerdeyken komutanının odasına anahtar deliğinden bakmış, komutanı balla susamı karıştırarak yiyormuş, bunu gören askerin de iştahı kabarmış ancak garibim buna bir türlü kavuşamamış. Memleketine döndüğünde balla susamın birlikte çok güzel yendiğini anlatmış, hiç yedin mi diye soranlara da hayır, ben askerdeyken komutanım yiyordu ben onu odasının anahtar deliğinden izledim demiş. Aradan zaman geçmiş bunu duyan kardeşi bir gün farklı bir ortamda bunu anlatmak için demiş ki, balla susam karıştırıldığında harika bir tadı oluyormuş, bunu abim askerdeyken komutanını odasının anahtar deliğinden izlemiş diye anlatmış…
Toplumlar bazen öyle bir genetik çöküntü yaşıyor ki, önemsediklerinin aldığı hazzı kendileri almış gibi onu anlatıp, ondan kendilerine bir pay çıkararak yaşadıklarını sanabiliyorlar. Aslında bu insanlığın insanca yaşam açısından geldiği son noktadır. İnsanların insanlık kodlarının imha olduğu ortamlarda, insanca yaşam arzulayanlar pek olmaz. Ama hayvani isteklerin doyurulmasının insanlık olduğuna inanırlar. Bir toplumda toplumsal algı mazoşizme kaydıysa o toplumun kurtuluşu çok zordur. Toplumsal algıda Sadizm ne kadar tehlikeli ise mazoşizm ondan kat be kat daha tehlikelidir.
Köleliği yaşamlarının kader çizgisi olarak gören toplumlar, kaderlerinde olmayan acıları yaşarken bunun adını kader olarak tanımlamaya başlarsa böyle toplumların kurtuluşu olmaz. Bunlar için hayat çizgisinin son durağı gelen bir gazapla yok olmaktır. Kader bir ölçüdür. Her insanın bu ölçüye uygun yaşaması, onun taktir edilene ulaşmasını sağlar. İnsana ancak çabasının karşılığı vardır. İyilikleri arzulayanlar kötülükleri koruyor ve o kötülüklerin gizlenmesine bir paravan görevi görüp onları meşrulaştırma çabası içindeyseler, böyle bir ortama hakikatin Güneşi asla doğmaz. Yalanları ve olumsuzlukları meşrulaştırarak legal hale getirip onu savunma durumuna geçen toplumlar kendi dar ağaçlarını kendileri inşa ederler. Biz toplum olarak insanca yaşamanın lüks olduğuna inanan ve ulaşamadığımız yaşama boynu bükük bir yetim gibi yaklaşıp bize fırlatılan af edersiniz köpeğe atılan bir parça ekmekle mutlu olma yolları arar hale gelmiş isek aslında dar ağaçlarında sallanan cesetlerimizin konacağı tabutları çiviliyoruz demektir. Her toplum kendi kaderini kendisi arzular ve onunla bütünleşir.
İnsanların insanca yaşama isteklerini ellerinden alan ve onların tüm değer sistemlerini dinamitlemiş tüm kutsallarının istihza konusu olduğu bir ortamda, bu yaşamı layık görenleri hala kurtarıcı olarak görüyor ve bir dava olarak onlarla birlikte haşir neşir olma arzusu içindelerse, böylesi ortamların geleceği olmayacaktır. Çünkü bugünü karartanların yarını aydınlatma derdi olmaz. Bugün size insanca yaşayacağınız ortamı haram edenler, gelecek vaadiyle sadece sizlerin kalan ömrünü sessizce geçirmeniz ve onların rahatlarını bozmamanız içindir.
Bile bile bir yanlışı arzulamak ve desteklemek hidayet ampullerini patlatmaktır. Hidayet ampulleri patlamış bir yaşamın karanlıklardan çıkması imkânsızdır. “Allah iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Hakikati örten ve onun açığa çıkmasını istemeyen kafirlerin ise dostu tağuttur, onları aydınlıktan alır ve karanlıklara götürür. Onlar ateş ile arkadaşlar ve yerleri cehennemdir, onlar orada ebediyen kalacaklardır.”
Evet şimdi bu ayetten yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyeceğimize inanıyorum. Eğer toplum olarak aydınlık ile karanlık arasında bocalıyor doğrudan uzak karanlığa yakın bir bataklıkta bufalo gibi çırpınıyorsak, demek ki, bizler veli dost olarak Allah’ın dışındakileri kendimize efendi edinmişiz onlar da bizi aydınlıktan alıp kendi karanlıklarında süründürüyorlar. Karanlıklara alışmış ve bu karanlıkların içinde hikmet arayan beyin yoksunu varlıklar hala aydınlığa kavuşacağını umuyorlarsa, batıl karanlığın sonunda aydınlık olmayacaktır. Ancak aydınlık gecenin ve gündüzün sahibi Allah’ın kainattaki yasasına uygun tabiat yasasında oluşur. Allah’ın yasasındaki gecenin aydınlığını beklemek en doğal hakkınızdır ancak insanların kendi elleri ile yapıp ettikleri karanlık bataklığın sonunda aydınlık asla olmayacaktır. “Siz en sevdiklerinizi Allah için harcamaz ve Allah için onlardan vazgeçmeseniz biliniz ki asla kesinlikle iyiliğe hayra ulaşamayacaksınız…” Rabbimin bu uyarılarını dikkate almayan akıl tutulması yaşayan toplumlar bu hallerinden memnun olmaya başlamışsa onlar akıl çöküntüsü ve yürek travması sonrasında bir karanlığa saplanırlar. Bu karanlıklardan kurtulmak ve insan gibi yaşayacağımız ortamlara kavuşmak dileğiyle Allah’ın vermiş olduğu aklı ve yüreği doğru kullananlardan olmak dileğiyle…
Rabbim bugün sizlerle bu konuyu paylaşma fırsatını bana verdiği için ona hamdüsena ediyorum ve doğruyu ifade edip yaşamada güç kuvvet ve dirayet vermesini ondan talep ediyorum…O kullarına acıyandır diliyorum rabbim bizleri içimizdeki beyinsizler yüzünden helak eyleme…
Selam ve muhabbetlerimle kalın sağlıcakla….
Erol KEKEÇ/15.01.2024/16.05/Namazgah /İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.