- 200 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Özellikle de "Halil Konakçı" Hayranları Okusun Bu Yazıyı
Adın ne? "Ayşe" adın ne? "Fatma" senin ki "Ahmet" senin "Mustafa" senin ki "Muhammet" ya senin "Süleyman"
Zannedersiniz ki; peygamber efendilerimizin ve analarımızın isimlerini yaşatıyoruz. Ama işin aslı "Torunlar" üzerinde farklı etki ediyor. "Eğer oğlunuza kızınıza bizim isimlerimizi vermezseniz, size hakkımızı helâl etmeyiz" diye tehdit eden anne babalar.
İşin enteresan yanı; "Peygamber soyunu yaşatmak ve onların hayatlarını temsil etmek, kesinlikle değil. Sadakatin asıl hedefi kendi isimlerini soylarını yaşattırmakta." Biz buna firavunun tohumları İnsan vasıfı diyoruz...
Ahmet, Mustafa, Ayşe, Fatma isimleri çok güzel ama bu insanlara yaşatılan özen farklı...
Ben birçok firavunda bu tür baskılara şahit oldum.
"Rahmetli dedemin erkek çocuklarının çocukları dedemin ve ninemin isimleriyle dolu." Dedemin insanlara bıraktığı bir tarih, bir şan yahut da adını yaşatacak bir şöhrete sahipliği yok! "Çocuklarına sadece sahip olamamayı nakletmişler."
Ben kendimden, kardeşlerimden biliyorum. "Bize küfür etmeyi öğrettiler. Peygamber efendimizin görevlerini, vasıflarını, sünettini değil."
İnsanlar babalarının ve dedelerinin (mirasını) değil, coğrafyasını, ruh hastalıklarını ve cehennemini yaşatıyorlar...
Onların ölümleriyle tüm geçmişin acı tatlı izleri silinmiyor. Zannettiğiniz üzere; yaşantılar da tat yok. Sadece kötü ruhları, saltanatlarıyla sürdürülmeye devam ediyor...
Eksiye bir eksi daha eklenince "Maneviyat ve kültürel değerler de" silinerek (insanların) devri yaşatılmaya başlıyor. "İnançlar nesilden nesile, çok büyük farkındalıklarla yok ediliyor." Çünkü atalarının çocuklarına verebileceği ne maddi ne de manevî bir eseri var...
"Her insan canlısı, kendisinden bir ruh bırakmak istiyor dünyaya!"
Bu dünyada yaşanılan hiçbir şey gereksiz ve sebepsiz değil. "Çünkü bu gereksizlerin özelleştirilerek yetiştirildiği, bir insan ruhuna tapılmış inancı var."
Dindar insanların kendinden başka bir inançları yok. "Evvelâ kendi niyetlerine ve daha sonra, eğer işlerine gelirse Allah’ın emir ve buyruklarına itimat gösteriyorlar."
Bu ülkedeki bütün müslümanları toplasan "Bir milyon imanlı müslüman çıkmaz." Birçok kişi kıldığı namaza güveniyor. Ama namazını hidayete ermek için ya da Allah’a iman etmek için değil, bir inanmışlığın sembolik ezber yolunu tutmak ve o yolda bulunduğunu kendine kanıtlamak için kılıyor.
"Daha açıklayıcı olsun isterseniz"
Muktedir olan Allah’ın bize gönderdiği ayet, hadis ve sureler’de apaçık bir mesaj vermektedir. Dilin ırkın ne olursa olsun o mesajların sana öğretmek istediği kavramlarını da, okuduğun ayet veya surelerin manasını bilerek anlayarak okumalısın. Sen sadece ezbere sure okuyup secde ediyorsun, o surenin anlamını öğrenmediğin için (Allah kabul etsin) diyorsun ve sonra da rutin olarak günahlarını işlemeye devam ediyorsun.
"Eğer o ayet ve surelerin sana anlatmak istediği manayı kavrayabilseydin, düşünmeden bir adım dahi atmazdın." Bu, insanların eğilimini, eğitimini ve öğretimini sağlamak ve haksızlıklara karşı boyun eğmemek için bir lütuf’tur...
Her namazını bile isteye (eksik) kılıyorsun. Tek ibadet; anlamını bilmediğin surelerle ezbere secde etmek değildir. "İnsanlara Üslupla davranışların, nezaketle konuşmaların ve gülümseyen şeffaf yüzünle de ibadet ediyorsun." Bu insanlığın ilk şartıdır zaten.
İmânını imamların öğretmesini bekleme! "Herkesin hesabı sorulacağı için herkes kendi için bir şeyler öğrenmeli." Cami de İmam zannettiğin insanlar belki de iman değillerdir. Hedefleri, sizleri şaşırtarak, yönlerinizi Allah’ın yolundan çevirmek olabilir.
O eğitimini almış bir imam olabilir ama sizler de kendi nezdinizde Allah’ın verdiği aklı iradenizle eğitebilir ve istediğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.