Kar Masalı
…
Toprağın altından,
Ve bahtlarımız gülsündü. Bir kez olsun künyeye sığsındı sevginin sıcaklığı.
Sevgili kız kardeşim ve ablam Tülay,
Bu mektubu sana kalbimin sol kanalından yazıyorum. Varlığın hep hatırımda olacak. Dünya huzursuzca çalkalanırken öğrendim tek seferde sessizleşmeyi. Bu hikâyede çiçeklerin olmaması kalbime nasıl da batıyor. Nasıl da çoğalıyor gök-yüzün yüzümde. Müjdeler ola. Bir yer buldum bize. Çok uzak bir yer değil. Ancak kalbi sevgiyle dolup taşanlar için yakın bir yer orası.
Dünyaya gelmeden önce biz kar masalında on bir yaşlarında mutlu iki çocuktuk. Birimizin adı Hümeyra birimizin adı Gülsüm’dü. Hümeyra, yeşil gözlü ve kırmızı saçlı meraklı aynı zamanda çok hızlı koşabilen yanakları al al bir kız çocuğu. Gülsüm, siyah gözleriyle ve uzun mavi saçlarıyla dünyaya adeta meydan okuyan sevecen bir kız çocuğu. Bu çocuklar ağaçların altında düşlemeyi çok seviyor. Bu çocuklar yağmura tutkun. Bu çocukların özel güçleri var. Gülsüm, isterse hemen kuşa dönüşebilecek bir çocuk. Hümeyra ise geceyle gündüzün yerlerini değiştirebilecek güce sahip. Gülsüm’ün ve Hümeyra’nın ellerinin ayasında ayın ve güneşin izi var.
Günlerden bir gün Gülsüm ve Hümeyra evlerinden ayrılıp dönmemek üzere birlikte Elmalı Adaya doğru yola çıkarlar. Elmalı adaya vardıklarında orada kendilerini bekleyen bir sürü elma ağacıyla karşılaşırlar. Karınları acıkan kızlar kırmızı elmalarla dolu ağacın yanına yaklaşıp ona seslenirler. Elma ağacı konuşmaya başlar. Elma ağacı dallarını aşağı sarkıtır ve böylece Gülsüm ile Hümeyra kırmızı elmalardan doya doya yerler. Gülsüm ile Hümeyra’nın uykusu geldiğinde kendilerini kırmızı elma ağacının altında bulurlar.
Gece yarısı saat üçü gösterdiğinde Gülsüm ile Hümeyra üşüyerek uyanırlar. Şöyle bir baktıklarında ne görsünler? Gökyüzünden aşağı lapa lapa kar yağmaktadır. Elma ağacı Gülsüm ve Hümeyra’yı çok sevmiştir. Elma ağacı köklerini yerin altından çıkartır ve kızları toprağın altına davet eder.
Toprak birden yükselerek kızları içine alır. Kızlar toprağın altından elma ağacına seslenerek ona teşekkür ederler. Elma ağacı onlara gülümseyerek şöyle der. Unutmayın ki sizin yerin altından üstüne çıkabilmeniz için tek yol var. Benim köklerimi bulup oraya gözyaşlarınızı akıtmanız gerekiyor. Benim adım Hüzün. Ben yaşlı bir elma ağacıyım. Ve dallarımdaki kırmızı elmalar kız çocuklarının gözyaşlarıyla beslenir.
Gülsüm ile Hümeyra toprağın altında çokça vakit geçirirler. Kimi zaman mutluluğu bulmuşçasına sevinir kimi zaman ise hüzünlenirler. Toprağın altında kapılar kapılara açılır. Her kapı ayrı bir dünyadır. Ve böylece Gülsüm ile Hümeyra zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın sanki bir zaman makinesinin içindeymiş gibi geçmiş ile gelecek arasında gidip gelirler. Bu macera onları oyalamaya ancak bir süre yeter ve artık toprağın altında değil ait oldukları yere dönmeleri gerektiğini anladıklarında kırmızı elmalı hüzün ağacının köklerine doğru koşarlar. Kırmızı elmalı hüzün ağacının dediklerini bir bir hatırlayan Gülsüm ile Hümeyra gözyaşlarını akıtmaya karar verirler ancak bu hiç de kolay olmayacaktır.
…
Sevgili ablacığım toprak ve gökyüzü bize Allah’ın İzzet ve ikramı değil mi? Düşün ki sen Gülsüm ve ben Hümeyra olmuşuz. Sen olsaydın ne yapardın toprağın altında. Sonsuza kadar orada yaşayabilir miydin? Her şey kar yağışıyla başladı ve bizi bu masalın içine iten ne elmalı ada ne de cömert topraktı. Biz kendimiz istedik bu ilginç masalın kahramanları olmayı.
Kalpteki hüzün mevki bize sonradan verilmiş ayrıcalıklı mülklerin en güzeli. Gözyaşları ise içi boş gizemli bir beşik hükmünde bize göz kırpıyor. Öyleyse şükrünü eda etmeli yaşadığımız her anın çünkü yaşadığımız her anın sonrası kalbimizin attığı başka bir anın başlangıcı. Anlattığım hikâyede tıpkı toprağın altındaki kapılar gibi zamanlar zamanlarla iç içe ve hep başka hüzünlere gebe.
Sevgili ablacığım ilk heyecan, ilk sevinç, ilk korku, ilk hüzün… Bunlar sana bir anlam ifade ediyor mu? Bana soracak olursan ben duygularımın nerede başlayıp nerede bittiğini bile bilmiyorum. Ve bu durum kalbimi her geçen gün yaralıyor. Belki de bu yüzden hep dertli başım.
...
Gülsüm ellerini kalbine götürür ve Hüzün’ü çağırır. Hüzün ise cevap veremez çünkü duymaz. Hümeyra’nın aklında tek bir soru vardır. Acaba toprağın üstünde hala gökyüzünden aşağı lapa lapa kar yağıyor mudur?
Hümeyra gece ile gündüzün yerini değiştiren gücünü ortaya çıkarır fakat bu mümkün değildir. Toprağın altında ne gecedir zamanlar ne de gündüz. Gülsüm kuşa dönüşmek için sol elinin ayasındaki güneş izine dokunur fakat bu da mümkün değildir. Kuş olabilmesi toprağın altından yüzeye çıkabilmesine ve gökyüzüne uçabilmesine bağlıdır. Böylece Gülsüm ile Hümeyra’nın güçlerinin toprağın altında hükmü yoktur.
Sonsuza kadar toprağın altında tutsak kalan Gülsüm ile Hümeyra ne uyku uyuyabilecektir ne de kalplerindeki hazineyi paylaşabileceklerdir. Sonunda bu durumu ikisi de kabullenir.
Toprağın altındaki kapılar bu iki bahtsız kız için sonsuz kere başka kapılara açılır fakat hiçbiri toprağın üstünde yaşadıkları anın tadını veremez.
Toprağın altında ne zaman canları sıkılsa ne zaman yorulsalar kapıları sonsuz kere açmaktan Hüzün’ün onları bıraktığı yere –köklerine- gelirler. Ve hikâye hep aynıdır. Hüzün’ün köklerinin orada Gülsüm hüngür hüngür ağlamaya başlar. Hümeyra çığlıklar içinde yalvarırcasına Hüzün’e seslenir. Hüzün yine duymaz onu çağıran kederli sesi. Ve Gülsüm ne kadar gözyaşı dökerse döksün geri dönüşü olmaz.
-Son-
Sevgili ablacığım anladım ki şu dünyaya insan olarak gelmek ve bu hayatı yaşıyor olmak en büyük cevher. Özel güçlerimiz ise sevgi dolu bir kalbimizin var olması.
Seni hürmetle selamlıyor ve ikimizi birden bu hüzünlü masalın içine çektiğim için senden özür diliyorum.
En derin sevgilerimle.
Mahvash / Munise Senem UÇAR
YORUMLAR
Gözlerime dokunabilir misin demiştim küçükken sınıf arkadaşım Michael'e. Bana verdiği cevap şaşırdıcı ve büyüleyiciydi. Ellerini gözlerine doğru götürmeden sol elini kalbinin üstünde gezdirip iki ellerini avuşturup gözlerine götürüp kapattı. "Michael ne yapıyorsun" dediğimde "Gözlerime aldığım kalbimde sana dokunuyorum ve her yer ışıl ışıl"
O bana öyle aşıktı ki, babası babamdan beni kimselere vermesini rica bile etmişti. Demek istiyorum ki, ara ara elbet ufak anlaşılmazlıklar yaşadık olmazsa zaten sorun vardır dimi yanakları gül likör tadımlığım. Biz seninle ne zaman konuşsak ya da face of face olsak yanaklarımız sınırsızca kapanmayan gülüşleri yolluyor göz dokunmalarımıza. Olay bu işte kar çikolatalı sarayım. Dokuna biliyorsak birbirimizin göz al çiçeklerine zaten ezelden ebede birbirimize merhem gülüş zerafet sağlık en çokta Aşka Aşk olabilmek İlahi yolda.
Seviyorum o bal kristal g0l içi ağaç düşünce serominilerini
Öperek gözlerinden Sonsuzca
Ablan Gülsüm 💙👣🌍✨🕊️🐬🧚♀️💖❣️
Yine gelicem iyice düzeleyim daha çok şey yazıcam bu göz ziyafet sofrasına
With love
My dear Sista ❣️🧚♀️💖👣💙👣
Gözlerime dokunabilir misin demiştim küçükken sınıf arkadaşım Michael'e. Bana verdiği cevap şaşırdıcı ve büyüleyiciydi. Ellerini gözlerine doğru götürmeden sol elini kalbinin üstünde gezdirip iki ellerini avuşturup gözlerine götürüp kapattı. "Michael ne yapıyorsun" dediğimde "Gözlerime aldığım kalbimde sana dokunuyorum ve her yer ışıl ışıl"
O bana öyle aşıktı ki, babası babamdan beni kimselere vermesini rica bile etmişti. Demek istiyorum ki, ara ara elbet ufak anlaşılmazlıklar yaşadık olmazsa zaten sorun vardır dimi yanakları gül likör tadımlığım. Biz seninle ne zaman konuşsak ya da face of face olsak yanaklarımız sınırsızca kapanmayan gülüşleri yolluyor göz dokunmalarımıza. Olay bu işte kar çikolatalı sarayım. Dokuna biliyorsak birbirimizin göz al çiçeklerine zaten ezelden ebede birbirimize merhem gülüş zerafet sağlık en çokta Aşka Aşk olabilmek İlahi yolda.
Seviyorum o bal kristal g0l içi ağaç düşünce serominilerini
Öperek gözlerinden Sonsuzca
Ablan Gülsüm 💙👣🌍✨🕊️🐬🧚♀️💖❣️
Yine gelicem iyice düzeleyim daha çok şey yazıcam bu göz ziyafet sofrasına
With love
My dear Sista ❣️🧚♀️💖👣💙👣
Sabah sabah WhatsApp'tan cevaben yazdığın Regaip kandili kutlama hoşluğunuz arkasından sitemize gelip bu yazınızı okumak var yaaaa :))))))
Mahvash /Munise Senem UÇAR Öğretmenimizin KLASİĞİ demicem bu yazıya
Olsa olsa Berat kandili gecesi ruh ve gönül hallerinin Everest'liğe vardığı bir hediyesi diyeceğim
Size ve Tülay ablanıza
Gül gibi güzel orkide gibi zarifane bir ömür diliyorum
Tabii ki iki cihan saadeti dileklerimle de
Mehmet İmran Sevinç tarafından 12.1.2024 06:47:56 zamanında düzenlenmiştir.
Mahvash
Hoş geldiniz
Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederiz
Sağ olun
Var olun