- 163 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Seni tanımanın Verdiǧi Acı
Seni tanımanın Verdiǧi Acı
Karanlık yazılar bile bıktı benden. Heyelanlar savuruyor yüreğimi bir o yana bir bu yana, bir de hiç bir yana. Sarılmayı, unutmayı, özlemeyi özledim. Ama, ama ağlayamıyorum ki ardından kuruttum göz yaşlarımı… boşver... Tutunduğum, tutulduğum, tutuştuğum ve tutmaya dair daha ne kadar sözcük varsa hepsine ve hepsi ile bağlandım sana… Ama sen kimsin söylesene, adından başka hiç bir şey bilmiyorum ben, ne resmin ne de cismin var ufkunda düşüncenin. İsmini bilmenin verdiği acı bu sadece. İsmini sevmenin verdiği acı bu. Bir semazenin boyun büküşüne bağladım bütün umutlarımı. Aşk ile şekilleniyor bütün dertlerim. Aşk ile söyleşiyor… Bırakma beni dert, bırakma beni hüzün, bırakma elimde ve elime bırakılmış ne kadar hayatta kalmış varsa, bırakma bizi…
İğne deliğine talim iplik gibi hazırım itaat etmeye, ne kadar ince olursa olsun düşler, kırmadan, incitmeden, incinmeme rağmen tek of çekmeden taşımaya bütün gayretini düşüncenin… Ama ben, ben isminden başka hiç bir şey bilmiyorum. Sadece isminin, ismini bilmenin verdiği acı bu. Aşk tefeliyorum. Bir verip iki alıyorum, iki verip üç alıyorum her borcu olana, her borçlu kalana. Her defasında daha bi çoğalıyor sözlerim. Her defasında daha bir içine kapanıyor aşka dair bütün söylemim.
Kapat gözünü, kapat bu defteri, say ki yazmadım hiç bir şey. Ama gizli bakışlarımı görmemezlikten gel. Her gece buraya yazmasam da siyah deftere karaladığım şiirleri görmemezlikten gel ne olur. Ne edeyim hepsi ama hepsi sadece isminin, ismini bilmenin verdiği acı, ismini sevmenin verdiği acı … Aşk, aşk, aşk, aşk, aşkın çoçuǧu sevgi...
iste ask denen sancı bu olsa gerek
Hasan Hüseyin Arslan - 5 Kasım 2008 Çarşamba!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.