MOZAİK SANATI
KARİA UYGARLIĞI ve İASOS MOZAİKLERİ YAHYA AKSOY
"...Sanat tarihi,sanat alanında sonu gelmemiş bir denemeler devrinin hikâyesidir.”Zahir Güvemli -Sanat Tarihi "
Milas’ta, 2008 yılından bu yana her yıl Olcay Akdeniz’in organizatörlüğünde Ticaret Odası desteği ve Muğla Üniversitesi’nin yakın ilgisiyle eylül ayı içerisinde düzenlenen, yerli ve yabancı 16 Bilim Kurulu üyesi ile çok sayıda izleyicinin katıldığı, ve 34 bilimsel sunumun yapıldığı 14. “Karia,Karialılar ve Mylasa”(Karıa’nın Mozaikleri,duvar resimleri ve yer döşemeleri) sempozyumu (1-2 Eylül 2023), uygarlık ve sanat tarihine yeni kazanımlar sunmakta.Milaslı şair Ahmet Oktay’ın dediği gibi:” Hiç kuşkusuz,geleceğin umutlarına eklemlenmiş bir geçmiş duygusu, bir tarih bilinci,bugünü anlamamıza yardımcı olmakta.”
Müze kent Milas,geçmiş uygarlıkların en önemli merkezlerinden birisidir.Türkiye arkeolojisinde öncü kadınlarımızdan birisi olan, İstanbul Üniversitesi’nde Klasik Arkeoloji Kürsüsü’nün kuruluşu ile ilk kazıları ve yayınları açısından A.Mansel ve Jale İnan ile birlikte önemli katkıları olmuş öğretim üyesi merhum prof.Dr. Aşkıdil Akarca (1916-2010), Akköy’ün “Milet İşi” denilen seramiklerini bilim dünyasına duyuran ilk kişidir. Doğduğu Milas şehrinin arkeolojik kazı çalışmalarını 1952’de doçentlik tezi olarak “Mylasa Sikkeleri” üstüne yazmış ve ayrıca kardeşi Turhan Akarca ile birlikte “Milâs, Coğrafyası,Tarihi ve arkeolojisi” eserini 1954’te kitap olarak eğitim ve kültür hayatına sunmuştur. 9-10 Eylül 2011 tarihinde gerçekleşen sempozyum, 3 Ekim 2010’da yaşamını yitiren Milas âşığı Prof.Dr. Aşkıdil Akarca’nın anısına düzenlenmiştir. 1
Kutsal Karia topraklarının en güzel liman şehirlerinden biridir Iasos. M.Ö. 3500, Erken Tunç Çağı döneminden beri kesintisiz bir yerleşime sahnedir. M.Ö. 4. yy’a tarihlenen tiyatrosu, 2km uzunluğundaki surları, agorası, odeonu, Artemis Astias ve Zeus Megistos tapınak alanları, balık pazarı ile bir antik çağ şehrinde görülecek her şey vardır. Agoranın doğu bölümünde kısmen açığa çıkarılan bir yapıda çok miktarda ortaya çıkan kurşun levhalar, Çifte Baltalı Zeus kültüne işaret eder ve o alan "çifte baltalar kutsal alanı" olarak literatürde yerini alır. Ayrıca, ele geçen yazıtlarda, Zeus Idreus kültünden de bahsedilir, bu da Mausolos’un kardeşi İdreus ile karısı Ada’ya bir tapkı olduğuna işaret eder ki bu da şehrin Karia geçmişine ait bir göndermedir.
-“Eski Çağ’da Karia: Kuzeyde Büyük Menderes’in sağ yakasındaki Çevizli ve Karanlık dağları,doğuda Baba dağ,Honaz dağ,Boz dağ, ve dalaman çayı ile çevrili Anadolu’nun güneybatı köşesine eski zamanlarda Karia denirdi…Bölgenin antik kentleri içinde Mylasa önemli bir konuma sahipti MÖ 4.yüzyıla dek başkent idi.Başkent daha sonra Halikarnasos’a(Bodrum) taşındı…” 2
“…Güneş batıp da batış renkleri henüz göklerde sönmemişken ta aşağıda Milas şehrini gördük.Otomobilimiz dağ yamaçlarında sarsıla gümbür diye ilerliyor.Yol kıyısında öyle uçurumlar var ki, kartalın bulut üzerindeki uçuşunu, biz alçakta bırakıyorduk…”H.Balıkçısı (1886-1973)”Milas’ta Mavi Mola-Mavi Sürgün,Bilgi-1961-
Dr.Fede Berti (İasos Kazısı Eski Başkanı, İtalya Ferrara Ulusul Müzesi eski Başkanı) sunumu: Geç Helenistik dönemden Bizans çağına kadar İasos mozaikleri/“İasos (Kıyıkışlacık)binalarının duvar ve zemin süslemeleri.
“Öncelikle Iasos hakkında bilgi vermek isterim. Iasos’taki ilk yerleşimin izleri Eski Tunç Çağı’na, belki de Kalkolitik çağa kadar inmektedir. En yakın tarihi belge ise 14. yüzyıla, 1337 ile 1375 yılları arasına uzanmaktadır. Bu dönemde Venedikli Kandiye Dükleri ile Menteşe Emirleri İbrahim ve Ahmet Bey arasında limandan şap satın almak için bir anlaşma imzalanmıştır.
Iasos tarih boyunca önce ada formundayken sonradan yarımadaya dönüşmüştür. Uzunluğu yaklaşık 900 m. genişliği yaklaşık 450m. deniz seviyesinden yüksekliği ise yaklaşık olarak 80m. kadardır. Çok büyük olmasa da stratejik bir konumu, yoğun nüfuslu bir hinterlandı ve doğal kaynakları bulunmaktaydı.
Tarih boyunca konutların bulunduğu yerleşim yerleri yani mahalleler şehrin yüksek kaya duvarıyla karakterize olan batı tarafında değil, denize doğru eğimli olan doğu tarafında bulunuyorlardı. Agora ve diğer önemli kamu binaları kıstak kısmında, yarımadanın kenar kısımlarında ise kutsal alanlar ve gymnasiumlar bulunuyordu.
Bu jeomorfolojik durumda, birbirinden farklı olaylar nedeniyle Iasos’ta özellikle zemin mozaikleri ve duvar resimleri zarar görmüştür. İtalyan Kazı Heyeti ve Türk FIAT’ın sponsorluğunda gerçekleştirilen çatı kaplama işini 2020’de tamamlamış ve ardından mozaik ve fresklerin restorasyonuyla ilgilenilmiştir.
İasos’taki bazı yapıların dekorasyonundaki kültürel yönelimleri ile buralarda görülen ikonografik konular burada yaşamış ve çalışmış çok sayıda İtalya yarımadası kökenli kişinin varlığının kanıtlarıdır. Bu kanıtlar arasında Küçük Asya’da Efes’te sadece 2 örnekle nadir olarak görülen, İtalya yarımadasında ise MÖ 2. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasın tarihlenen sectilialar yer alır. Bu sectilialar devşirme malzemeden alınan düzensiz şekilli mermer kabuklardan oluşan ve sıra sıra tesseralarla birbirine bağlanan bir döşeme türüydü.
İasos’ta M.S. 6. yüzyılda bu yüzyılda ekonomik kaynaklarını aynı zamanda Iasos mermer ocaklarının işletilmesine dayandıran bir Hıristiyan topluluğuyla karşımıza çıkmaktadır. Kentte inşa edilen çok sayıda Bizans bazilikasından ikisi gün ışığına çıkarılmıştır. Bunlardan biri Agora’da, diğeri de Akropolis’tedir. Buradaki mozaik repertuvarının bir karşılığını özellikle M. S. 5. ve 6. yüzyıllar arasında karşıdaki Yunan adalarında Mozaikçi ekollerin temas halinde olmasından dolayı görebilmekteyiz.
Sonuç olarak: pek çok şey -elbette- bulgulara bağlıdır; ancak geniş anlamda da olsa İasos’un bazı yapılarını ve bunların nasıl dekore edildiğini, mozaik zemin ve duvar resimlerini inceleme fırsatı buluyoruz. Belgeler belirli dönemlerde yoğunlaşmış olup, kamusal alandan (Hıristiyan bazilikalarında görülen) ziyade özel alanla ilgilidir ve bölgenin diğer merkezleri ve ötesindekilerle uyumludur. Şehirde yaşayan İtalya yarımadası kökenli bazı süsleme ve tematik tercihler ile özellikle Agora’dan Iasos’un mahallelerine veya özel binalarının odalarına kadar kullanılan ve pahalı olmayan, dayanıklı, daha ucuz sectilia döşeme kullanımını atfetmekteyiz.
Iasos için Efes’e ve MS 5-6. yüzyılda Yunan adalarına, özellikle de Kos’a yapılan atıflar, henüz yanıtlayamadığımız önemli soruları gündeme getiriyor. Mozaikler ve duvar resimleri için hazırlanmış çizimler bir yerden başka bir yere mi dağıtıldı, yoksa ustalar mı hareket ediyordu? Muhtemelen her ikisi de gerçekleşmişti ve bu konu yeniden ilgiyi hak ediyor.” 3
Mozaikleriyle dünyada ikinci sırada yer alan Antakya Müzesi’nin yer aldığı uygarlıklar şehri Hatay’ın deprem yaralarının sarılmasını dilemekteyiz.
Sanat, Bir duygunun, bir düşüncenin,bir tasarının, bir olayın yada güzelliğin beceri ve düş gücüyle anlatımına dayanan yaratıcı insan etkinliği " olarak ifade edilmektedir. Sanat, Plastik ve görsel sanatlarla birlikte edebiyat ve musikî sanatlarını da içine almaktadır. Sanatı estetik ve tüm yönleriyle ele alan disipline “Sanat Felsefesi” denmekte. Sanatın özünü , ne ve nasıl bir etkinlik olduğunu açıklayan filozoflar farklı kuramlar ortaya koymuştur. Platon’a göre, “sanatçı, nesneleri taklit eder,gerçek olan idealardır. Sanat ideaların bir kopyasıdır.” Aristoteles’e göre,”sanatçı, gerçeklikte var olanı taklit eder,bu yolla doğada var olan uyum ve düzen sanat eserine de yansıtılmış olur..Nadide sanat eserleri tarihte özgün ve seçkin yerini alır ve dünya kültür mirası olarak geçmişin hafızasını ve yaşam felsefesini geleceğe taşır.
Atatürk’ün,"Fikirler ve devrimler sanatla yayılır."/ "İbn-i Sina(980-1037)’nın, "İlim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder / L.Beetkoven’in(1770-1827) “İnsanı sadece bilim ve sanat yüceltebilir/Şair M.F. Gürtunca’nın “Sen ne güzel bulursun gezsen Anadolu’yu” sözleri ışığında; dünyada yapay zekanın öne çıktığı yeni yılları ve yüksek Türk kültür temelinde kurulan Cumhuriyetimizin yüzyıllarını sorumlulukla ve gururla kutlarken, bilimsel kongrelerin ve sanat etkinliklerinin geçmişin anılarını ve geleceğin umutlarını yaşatmasını,insanlığa barış getirmesini diliyoruz...
----------------------------------------------
1-Arkeoloji ve Aşkıdil Akarca’nın Emeği, seçme yazılar.Hazırlayan Halim Şafak Şanlıdağ,/NezihBaşgelen,s.49-89-Milas Bel.y.26.2017/ 2 -Tarih Boyunca Karia : Aşkıdil Akarca&Turhan Akarca-Milas Tarihi,s.23-İst.1954/ 3-İasos Mozaikleri, sunum Dr.Fede Berti,çeviri Doç.Dr.Cenk Berkant-MÜ.Sanat Tarihi Böl.Öğr.Üyesi. 14.Karia,Karialılar,Mylasa Sem.-01-02 Eylül 2023.
-Karya “Gök renkli ufuklar geniş alabildiğine/Bir kız uzanmış beyaz mermerlere/Eteklerine güneş dolmuş/Türkü söyler/Bir tanrı çöker bir bulut üstüne/Toprakla bulutlar öpüşürler…/Karya akşamları güzeldir/Kız nefesi gibi bir rüzgar eser/Umutlar dolar umutlar taşırır/Batan güne karşı mermer caddeler…/Karya günleri güneşliktir/Nefes nefese tüter sevgi/Bir yayılış dualara/Hasret iyilik bilgi…/Tanrılara kuvvet tanrılar ışık/Karya bir gelin kadar sıcak/Ufuklar içinde ilahiler duyulur/Gül demetlerinde kucak kucak…” Ed.ve Milas-Haz.H.Şafak,!954-s. 68 ,şair Maksut Doğan