- 372 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Savaş yılları (Çanakkale savaşları)
25 NİSAN GÜNÜ DÜŞMANIN SEDDÜLBAHİR HEZİMETİ
19 Şubat 1915 tarihinde İngiliz armadaların Çanakkale boğazını geçerek İstanbul’ u işgal etme planları umdukları gibi sonuçlanmamış Osmanlı ordusunun isabetli topçu atışları ve boğazın iki yanına Nusret’im bir mayın gemisi tarafından gömülen mayınların patlatılması sonucu egenin derin sularına gömülmüş deniz harekatında büyük kayıplar veren itilaf devletleri 18 mart 1915 çekilmek zorunda kalmıştır. Denizden boğazları geçemeyen itilaf devletleri 25 Nisan 1915 te Gelibolu yarımadasına asker çıkarmak sureti ile kara savaşları başlamış
Bozoklu Hasan oğlu Mustafa Seddülbahir cephesinde 9 Tümen 2. tugay 5. alay 2. taburda 2. bölükte er olarak silah altında
Düşman oldukça kuvvetli kafir, çıkarmaya yapmayı planladığı bölge Seddülbahir 5 koydan mütevellit
Sığır ini koyu
Ertuğrul koyu
Tekke koyu
İkiz koyu
Zığındere koyu
kıyı şeridi kumsal olsa da içeri doğru gür çam ormanlar ile kaplı dik ve keskin kayalık yamaçlardan oluşmakta
Düşman Silah ve mühimmat yönünden Osmanlı ordusundan çok fazla donanımlı,, 25 Nisan 1915 gecenin sabaha döndüğü saatlerde karanlık ve yoğun bir sis var denizin püsenli sisi karayı kaplamakta, Yozgat/ Osmanpaşa/ Çalılı köyünden Hasan oğlu Mustafa, ve Yozgat/ sorgun/Alişar köyünden Halil oğlu Recep 3. Tümen devriye nöbetinde, nisan ayının ve denizin nemli havasının gece serinliğe dönüşmesi sonucu oluşturduğu sis bulutu ile kaplı, tan yeri ağarırken denizden karaya vuran dalga sesleri arasında itiş kakış gürültüsü biraz daha yaklaşırlar sahile doğru, etraf gür çam ormanları ile kaplı olsa da kumsal kendini fark ettirmekte denizin dalgaları karayı dövmekte. yaklaşılan mesafeden sahili gözetler, fark edilen düşman birliklerinin çıkarma yaptıkları bilgisi hızlı bir hareketle Tümen komutanı Halil Sami beye iletilir.
Asker o saate kadar ayakta her an saldırı olacakmış gibi tetikte beklemekte, Bölük komutanları tam tekmil yapılması muhtemel bil saldırıyı bekliyor.
Denizden düşmana geçit vermeyen askerde moraller yüksek, düşman kuvvetlerinin her bakımdan üstün olduğu kabul görse de yüreklerindeki vatan sevgisinin deniz zafer ile birleşmesi askere olağan üstü bir cesaret vermekte.
Tan yeri ağarırken harekat emri verilir. Henüz sahile ayak basmakta olan düşman birlikleri ani bir saldırı ile karşılacağını beklemedikleri bir anda yan tepelere konuşlandırılan toplardan atılan mermilerinin kumsalı dövmesi sonucu şaşkınlığa uğrayan düşmanda şok etkisi yaratır.
Asker kara ile deniz arasına sıkışmış Türk Mevzilerinden atılan toplar kumsalı döverken itilaf devletleri komutanı şaşkın geri püskürmekte kuvvetler. tan yeri ağarırken yoğun top atışları sonucu karaya çıkamayan düşman çaresiz donanmaya sığınmış ve çok ağır bir asker kaybı yaşanmış
Bir moral çöküntüsü var düşmanda, Zafer coşkusu var Türk askerinde.
Mustafa ’’kavgada ilk yumruğu atan kazanır’’ sözünü duymuştu babasından
Yüreği ferahlamış.
Sabaha kadar uyumadığı halde bir dirhem uyku kalmamıştı gözlerinde
Gün ağarması ile sahile yanaşan düşman kuvvetleri başarısız geri çekilir.
Sahil top mermileri ile parçalanan düşman askerlerinin cesetleri ile dolu kumsala serilmiş yüzlerce ceset.
25 Nisan sabahı.
Tümenin bütün askerlerinin dilinde düşmanın sahile çıkarma yaptığını tümen komutanına haber veren gece nöbetçileri konuşulmakta. kimse tanımıyor iki Yozgatlıyı; Mustafa’yı ve Receb’i
Seddülbahir bölgesinde o gün gündüz cılız silah atışları dışında çatışma yaşanmaması saldırının noktalandığını değil devam edeceğini belki de haber vermekte
Mevziler yeniden gözden geçirilmekte yeni mevziler kazılmakta
Mustafa ve recepte bir gönül ferahlığı var. Düşmanın saldırısını önceden fark ederek komutanlarına ulaştırmaları ve bu sayede büyük bir felaketi önlemenin ferahlığı, az bir dikkatsizliğin nelere mal olacağının, küçük bir ihmalin koskoca bir orduya ne tehlikeler yaşatabileceğinin örneği.
Ya olayı hiç fark etmeseler idi sonuç ne olurdu. öylesi tehlikeli bir sonucu hiç düşünmek istemiyorlar ama akıllarından da belki hiç çıkmayacak.
Mustafa’nın kafası memleketindeki ailesinde iki ay önce mektup yazmış fakat henüz bir cevap yok, aklında hamile eşi esma var anası babası hayli yaşlı ağabeyi Musa aklı başında ondan biraz rahatlıyor fakat birde aklında ilan edilen seferberlik var
Ya Musa ağamda asker olursa anam babam ne yapar Ömer hem çok cahil hem de yalnız yeğeni Arif dersen daha çocuk, geride iki gelin 5 çocuk iki ihtiyar.
Düşüncelere dalmıştı ki Bir askerin ’’Yozgatlı Hasan oğlu Mustafa kimdir’’ diye yan mevzilerdeki askerlere sorduğunu duyduğunda kendine gelir toparlanır. yan mevziden ikinci kez isminin geçmesi ile konuşmanın geldiği bölgeye doğru seslenir
’’Ben Yozgatlı Hasan oğlu Mustafa.’’
Asker ’’Bölük Komutanın kendisini çağırdığını’’ söyler
Mevziden sürünür bir şekilde ilerler ve düşmanın görüş mesafesinin dışında olduğu tahmin edilen yerde mevziden çıkar bölük posta asker önde kendisi arkada bölük komutanın çadırına gider.
Posta dışarıda beklemesini söyleyerek çadıra girer tekmil verir getirmesini emrettiği Mustafa nın beklediğini söyler
derhal dışarı çıkar ve içeri girmesini söyler.
Mustafa korku ve sevinç duygusu içerisinde çadıra girer künyesini söyleyerek kendisini taktim eder
’’Hasan oğlu Mustafa emredin komutanım’’
Bölük komutanı yukarıdan aşağı süzer Mustafa’ yı ’’Bu gece düşmanın sahile çıkarma yaptığını sen mi ilettin Tümen komutanına’’
’’Evet Komutanım’’
’’Nasıl haber aldınız’’
’’Devriye nöbetimiz sırasında’’
’’Yalnız sen mi idin başka arkadaşın var mı idi’’
’’Vardı komutanım’’
’’Kimdi o asker’’
’’Bizim bölükten Yozgatlı Halil oğlu Recep’’
’’Şimdi nerede’’
’’Nöbettedir Komutanım’’
Bölük komutanı postasına seslenir
posta hızla çadıra girer
’’ Emredin komutanım’’
’’ Çabuk Yozgatlı Halil oğlu Recebi çağır
’’ Emredersin komutanım’’
posta bir hızla çıkar on dakika sonra girer
’’Yozgatlı Halil Oğlu Recep hazır komutanım’’
’’Al içeri’’
Posta çadırdan çıkar Recep içeriye girer
gür bir ses ile
’’Halil Oğlu Recep Yozgat emret komutanım’’
’’ Düşmanın topraklarımıza sızdığını siz mi haber verdiniz’’
’’ Evet komutanım’’
’’ Mustafa ile birlikte devriye nöbetimiz sırasında rüzgarın deniden karaya doğru estiği sırada askeri hareketliliği ifade eden kalabalık yürüyüş sesinden fark ederek komutanım’’
Bölük komutanı oturduğu sandalyeden ayağa kalkar Mustafa ve recebin yanlarına gelerek alınlarından öper
Evlatlarım öyle bir iş başardınız ki isminiz tarihe geçecek nöbetiniz sırasında
Çanakkale Savaşı
Çanakkale Savaşı’nın bir parçası olan Seddülbahir Cephesi (Seddülbahir Çıkarması), 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.
Savaş öncesi
Gelibolu Harekâtı için General Sır Ian Hamilton emrine verilen kuvvetler, 75 bin kişilik bir kuvvettir. Bu kuvveti oluşturan unsurlar şu şekildedir.
General Hamilton ve Müttefik yüksek komutanlığı çıkarmayı, yarımadanın güney ucunda yapmayı kararlaştırmıştır. Ancak 75 bin kişilik bu kuvvetin Seddülbahir Cephesi’ndeki dar kumsallara çıkartılma olanağı yoktu. Bu yüzden Anzak Kolordusu için başka bir çıkarma sahası belirlenmişti. Bu saha, Kabatepe ile Arıburnu arasındaki sahildir. Dolayısıyla Seddülbahir Cephesi’ne çıkartılan kuvvetler, General Hamilton emrindeki Anzak Kolordusu dışındaki unsurlardı.
Osmanlı savunma düzeni
Gelibolu Yarımadası ve Çanakkale Boğazı’nın Anadolu yakasının savunmasından sorumlu 5. Ordu Komutanı Mareşal Liman Von Sanders, emrindeki kolordulardan 3. Kolordu’yu Gelibolu Yarımadası’nda, 15. Kolordu’yu ise Çanakkale Boğazı’nın Anadolu yakasında tertiplenmiştir. 3. Kolordu’nun 5. ve 7. Tümenleri Saros Körfezi kıyılarında, (yarımadanın en dar kesiminde) 9. Tümen’ini ise Gelibolu Yarımadası’nın en güney bölgesinde konuşlandırmıştı. 5. Ordu ihtiyatındaki 19. Tümen ise Gelibolu Yarımadasının orta kesiminde tutulmaktaydı.
Gelibolu yarımadası’nın güney kesimi, Albay Halil Sami Bey komutasındaki 9. Tümen’in görev bölgesidir. Bu bölüm, Yarımadanın kuzey-batı sahilindeki -Arıburnu’nun kuzeyindeki- Azmakdere’den başlayıp güney-doğudaki morto Koyu’nun doğusundaki Eskihisarlık sırtlarına uzanıyordu. Burada Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı’nın Rumeli yakasındaki topçu kanadına dayanıyordu. 9. Tümen’in sorumlu olduğu kıyı şeridi yaklaşık 35 km. uzunluktadır.
9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, Mareşal Liman Von Sanders’in talimatı gereği birliklerinin ağırlıklı bölümünü derinlikte tutmaktadır. Sorumluluk bölgesinin kuzey kesimine ayrılan birlik, Yarbay Şefik Bey’in komutasındaki 27. Alay’dır. Alay’ın ikinci taburu Azmaktepe - Çamtepe arasındaki 12 km.lik kıyı şeridine yayılmıştır. Alay’in diğer iki taburu ise Eceabat batısındaki zeytinliklerde, ihtiyat olarak tutulmaktadır. Alay’ın dört tüfekli bir ağır makineli tüfek bölüğü bulunmaktadır. 2. Tabur, üç bölüğünü kıyılara yerleştirmiş bir bölüğünü de Kabatepe’nin 1,5 km. doğusuna ihtiyata almıştı. Alay komutanının Kabatepe’ye özel bir önem verdiği ortadadır. Öncelikle bu tepenin hemen kuzeyinde 1 km. genişlikte, çıkarma için çok uygun bir kumsal bulunmaktadır. Bu kumsala yapılacak çıkarma, tehlikeli derinlikte yelpaze gibi açılma olanaklarına sahipti. İlk adımda Topçular sırtı - Palamutluk sırtı’na yerleşen düşman kuvvetleri buradan, Kocaçimen Tepesi, Maltepe, Kilitbahir, Alçıtepe batısı gibi değişik yönlerde geliştirilebilirdi.
Tümenin Binbaşı Kadri Bey komutasındaki 26. Alay’ını Seddülbahir bölgesinde konuşlanmıştır. Görev alanı Çamtepe’den Kerevizdere’ye kadar uzanan, yarım daire şeklinde, Yarımada’nın burun kesimiydi. 9. Tümen’in 26. Alay’ı Seddülbahir bölgesindedir. Alay’ın 1. Taburu Kumtepe bölgesinde, Binbaşı Mahmut Sabri Bey komutasındaki 3. Taburu’nun 10. Bölüğü Ertuğrul Koyu’nda, 12. Bölüğü ise Tekke Koyu’nda mevzi almıştır.
Tümenin diğer alayı olan 25. Alay geride bulunmaktadır.
Ancak Müttefikler, Seddülbahir bölgesinde bir tümen kadar Osmanlı kuvveti olduğunu kabul etmektedirler. Çıkarma öncesinde yapılan gözlemler esasen bölgedeki Osmanlı kuvvetleri hakkında hemen hemen hiçbir bilgi sağlamamıştı. Mareşal Liman Von Sanders’in, gündüzleri kıtaların ortalıkta görünmemesi yönündeki emrine kesin olarak uyulmuştu. Çıkarma sonrasında sorgulanan Osmanlı esirleri de bölgedeki birliğin 9. Osmanlı Tümeni olduğu bilgisini vermişlerdir.
Müttefik çıkarma planı
General Hamilton Seddülbahir Cephesi çıkarmaları için Seddülbahir bölgesinde beş ayrı kumsal belirlemişti. Bu bölgedeki kumsalların dar olması nedeniyle beş ayrı noktadan çıkarma yapmak zorunlu olmuştur.
Sığırini (Morto) koyu – Hisarlık Burnu
Ertuğrul Koyu
Tekke Koyu
İkiz Koyu
Zığındere Koyu
General Sır Ian Hamilton’un savaş planında, Seddülbahir kumsallarına çıkarma yapan birliklerin Alçıtepe’yi ele geçirerek Kilitbahir platosuna ilerlemesi öngörülmüştür. Buradaki top bataryalarının susturulmasıyla Çanakkale Boğazı’nın girişi Birleşik Donanma’ya açılmış olacaktı. Seddülbahir bölgesindeki beş kumsala ilk dalga olarak (örtü kuvveti) 7 tabur çıkartılacak, 29. İngiliz Tümeni’nin diğer 5 taburu da hemen ardından ikinci dalga olarak karaya çıkacaktır. General d’Amade komutasındaki Fransız Tümeni’nin ise çıkarmanın ilk günü akşamı sahile inmesi planlanmıştır. Çıkarma planına göre saat 05:00’de başlayan hazırlık ateşi ardından saat 05:30’da örtü kuvveti karaya çıkmaya başlayacaktır. Bu işlem saat 07:00 dolaylarında tamamlanacak, ikinci dalga çıkarmaya başlanacaktır. 29. İngiliz Tümeni’nin savaşçı unsurları saat 08:30 dolaylarında karaya çıkmış olacaktır.
Beş çıkartma kumsalından merkezdeki üçü (İkiz Koyu, Tekke Koyu ve Ertuğrul Koyu), ana çıkarma bölgesi olarak düşünülmüştür. Bu kumsallara, 29. İngiliz Tümeni’nin General S.H. Hare komutasındaki 86. Tugayı, asıl örtü kuvveti olarak çıkacaktır. Bu koyların her iki yanındaki Zığındere ve Hisarlık çıkarmaları, merkezdeki saha darlığı nedeniyle gerekli görülmüştür. Bu koylardaki çıkarma unsurları, merkez bölümün kendi hizalarına kadar ilerleyene kadar konumlarını koruyacaklar, bundan sonra ileri harekâta katılacaklardır.
Çıkarmalar
Zığındere Koyu çıkarması
Ana madde: Zığındere Çıkarması
Britanya 29. Tümen’ine bağlı iki tabur ve bir bölükten oluşan örtü kuvvetlerince gerçekleştirilen çıkarma, baskın tarzında, hiçbir hazırlık ateşi açılmadan başlatılmıştır. Kumsal, bir amfibi harekâta elverişli olmadığı için, bölgede çıkarmayı karşılayacak bir Osmanlı kuvveti bulunmamaktaydı. Çıkarmanın öğrenilmesinden sonra bölgeye intikal eden Osmanlı birliklerinin gece boyu süren inatçı taarruzları sonucunda, 26 Nisan 1915 sabahı, Müttefik kuvvetler sahili tahliye etmişlerdir.
Pınariçi Koyu çıkarması
Seddülbahir’in batı kıyısında kalan küçük bir koydur. İngilizler bu küçük koydaki kumsala Y kumsalı adını vermiştir. Kıyı burada yüksek ve çok diktir. Bu yüzden buraya bir çıkarma yapılacağı düşünülmemiş, bu küçük koy ve kumsal tutulmamıştır. Bu sürpriz çıkarma General Hamilton’nun fikriyle plana eklenmiştir.
İkiz Koyu çıkarması
Bir çıkarma filikasında Lancashire Fusiliers Taburu
İkiz Koyu’nu Osmanlı 2. Taburu’nun 6. Bölüğü savunmaktadır.[kaynak belirtilmeli]Taburun diğer bölükleri derinlikte ihtiyatta tutulmaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan 6. Bölük’ün çıkarma kumsalında (kumsal, 180 m. genişliğinde bir sahildir) bir manga gücünde unsuru bulunmaktadır. Birleşik Donanma’nın ateşinin ardından saat 06:00’da başlayan çıkarmayı ateşle karşılayıp geri çekilmişlerdir. Saat 07:30 dolaylarında ikinci dalgayı oluşturan iki İngiliz taburu çıkartılmıştır. Çıkarmanın ilk saatlerinde İngiliz birlikleri hiç kayıp vermemişler, sahilin hemen gerisindeki alçak tepeyi kontrol altına almışlardı.
Saat 08:15’te 26. Alay’dan Ertuğrul ya da Tekke Koyu için 3. Tabur emrine gönderilen Osmanlı 7. Bölük’ü İkiz Koyu’ndaki çıkarmayı görmüş ve bölük komutanının inisiyatifiyle taarruza geçmiştir. Bu taarruzun yarattığı şaşkınlık ve belirsizlik durumu, İngiliz taburlarının koyun merkez bölümünde ileri harekâtlarını gün boyu durdurmalarına yol açmıştır. Ancak çıkarma sahasının güney kesiminde kayda değer bir Osmanlı direnişi yoktur.
İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, Ertuğrul Koyu ve Tekke Koyu’na çıkartılması planlanmış olan dört taburlu 88. Tugay’ı, çok daha zayıf direnç görülen İkizkoyu’na kaydırmıştır. İkiz Koyu’nun güney kesiminde ileri çıkan İngiliz taburları saat 11:00 dolaylarında Karacaoğlan Tepesini ele geçirmişlerdir. Karacaoğlan Tepesi’nin düşmesi, Tekke Koyu’nu savunan 12. Alay’ın sağ kanadını, dolayısıyla 3. Tabur’un kuzey kanadını tehdit etmektedir. 3. Osmanlı Taburu, sağ kanadını geri alarak savunmayı sürdürmüştür.
Tekke Koyu çıkarması
Tekke Koyu, 300 m.den biraz daha uzun bir kumsaldır. İngiliz çıkarma planına göre bu sahile ilk kademede bir tabur çıkarılacaktı. Sahil, ikinci kademede çıkarılacak olan bir alay kadar kuvvetle takviye edilecek ve bu kuvveler yakındaki Karacaoğlantepe ve özellikle Aytepe’yi işgal ederek Ertuğrul Koyu’na sarkacaktı.
Bu kumsalı Osmanlı 3. Taburu’nun 12. Bölük’ü savunmaktadır. Hazırlık ateşi ardından kumsala çıkartılan bir İngiliz taburuna yönelen savunma ateşi, diğer koylardaki kadar etkili olmamıştı. Çıkarma örtü kuvvetleri komutanı General Hare’nin sahilin etrafına topladığı askerlerle sahilin daha az korunan yan tarafına çıkmasıyla Osmanlı direnişi geri çekilmek zorunda kalmıştır. İlk hat Osmanlı siperlerinin düşmesi sırasında General Hare, ağır biçimde yaralanmıştı. Geri hatta çekilerek direnmeyi sürdüren Osmanlı piyadesi, bu kumsaldaki İngiliz ileri hareketini durdurmuştur.
Ertuğrul Koyu çıkarması
Ertuğrul Koyu’nda River Clyde kömür gemisi
General Sır Ian Hamilton birincil öncelikli gördüğü Ertuğrul Koyundaki çıkarmada ilginç bir yöntem denemiştir. Mevcut çıkarma araçlarının kapasitesi üstünde asker çıkarabilmek için River Clyde adlı kömür nakliye gemisi kumsalda karaya oturtulacak, gemide iki tabur gücünde, yaklaşık iki bin mevcutlu bir İngiliz birliği önceden hazırlanmış dubalardan sahile çıkartılacaktır.
İki saate yakın bir süre hazırlık ateşinde donanma, 4.650 top mermisi kullanmıştır. Hazırlık ateşi ardından İngiliz 29. Tümeni’ne bağlı taburun İrlandalı askerlerini taşıyan filikalar ve River Clyde sahile yaklaşmaya başlamıştır. River Clyde, karaya vurduğunda filikalar da sahile 20 m. kadar yaklaşmışlardı. O ana kadar beklemiş olan Osmanlı piyadesi bir anda filikalara ateş açmıştır. Bu ateş kasırgasında bazı filikalar, içlerindeki herkesin ölmüş olması sonucu akıntıya kapıldılar.
River Clyde’da köprülerin kurulmasıyla kapaklar açılmış ve İngiliz askerleri bu köprü üzerinden koşarak kıyıya çıkmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı tarafının ateşi bu yöne çevirmesiyle hiçbiri sahile ulaşamamıştı. Aşırı kayıp ve çıkan kargaşalık nedeniyle askerin tahliyesi durdurulmuş, bu iş akşam karanlığının çökmesine ertelenmiştir. Saat 09:30 dolaylarında Ertuğrul Koyu’ndaki ilk dalga çıkarma tümüyle durmuştur. Sahilde 200 kadar askeri kalmış olan İrlanda Taburu’nun kayıpları yüzde yetmiş dolaylarındadır. Hemen hemen tüm subayları vurulmuştur.
Bir İngiliz pilotu, Ertuğrul Koyu boyunca denizin, 50 m. açığa kadar kan kırmızısına dönüştüğünü rapor etmiştir.
Hisarlık Koyu çıkarması
Bu bölgede bir İngiliz taburu saat 06:30 dolaylarında, 45 dk. süren hazırlık ateşi ardından sahile çıkmıştır. Otuz kişilik bir Osmanlı savunma unsuru, bir süre sahili sabitlemeyi başarmıştır. Ancak kanat açığından ilerleyen bir İngiliz bölüğü yüzünden geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Takviye olarak gönderilen Osmanlı 2. Tabur’unun 8. Bölük’ü derhal taarruza geçmiştir ve İngiliz birliklerinin ilerlemesi durdurulmuştur.
Diğer çıkarma koylarında olduğu gibi burada da çıkarmanın ilk dalgasının yoğun ateş karşısında sahile takılıp kalması ardından İngiliz deniz topçusunun yoğun ateşi Osmanlı mevzilerine yönelmiştir.
25 Nisan akşamı
Seddülbahir bölgesine ilk çıkan birlik İngiliz 9. Tümeni’dir. Ardından 1. Fransız Tümeni, 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ve 1. Hint Tugayı çıkarmaya katılacaklardır. Bu ikinci kademede çıkarma yapacak birliklerden 1. Fransız Tümeni, Seddülbahir bölgesinde çıkarma başladığı sırada Beşige bölgesindeki yanıltıcı manevralarda görev almıştır. Öğleye doğru sis bastırmasından yararlanarak Seddülbahir açıklarına intikal etmiş ancak 25 Nisan 1915 akşamına kadar sahillerde yeterli derinlik elde edilemediği için gemilerde bekletilmiştir. 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ise Saros Körfezi’ndeki yanıltma manevraları ardından bölgeye intikal etmiş, ancak 28 Eylül 1915 sabahı sahile çıkmaya başlamıştır.
Keza donanmanın diğer bölgelerde yanıltıcı hazırlık ateşiyle görevlendirilen unsurları da, çıkarmanın ikinci günü bölgeye intikal etmiştir. Böylece Seddülbahir bölgesinde, donanmanın yüzde sekseni görev almıştır.
Çıkarmanın ilk günü Seddülbahir Cephesi’ni tutan Osmanlı kuvveti, Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümen’inin iki taburlu 26. Alay’ı idi. Ancak Anzak Kolordusunun örtü kuvvetlerinin karaya çıkmaya başladığı Arıburnu bölgesi de 9. Tümen’in görev bölgesidir. Albay Halil Sami Bey, ihtiyatta tuttuğu 27. Alay’ın iki taburunu Arıburnu bölgesine göndermek zorundaydı. Emrindeki 9. Tümen’in ihtiyattaki 25. Alay’ını Seddülbahir cephesine sevk etmiştir. Bu Alay’ın 3. Tabur’u Zığındere Koyu’nda taarruza geçmişti, diğer iki taburu ise 25 Nisan akşamı bölgeye ulaşabilmişlerdir. Böylece 25 Nisan akşamı Seddülbahir Cephesi’nde 12 İngiliz taburuna karşı 5 Osmanlı taburu mevzi almıştır. Ancak çıkarmanın başladığı sabah saatlerinden itibaren bölgede çatışmalara katılmış bulunan iki tabur, mevcutlarının yarısını kaybetmişti, bu yüzden Seddülbahir Cephesi’ndeki Osmanlı kuvvetleri dört tabur gücünde bir kuvvettir.
Cepheye ulaşan takviyelerle Osmanlı tarafı üç bölgede gece taarruzuna kalkışmıştır. Hisarlık, artık birleşmiş olan Ertuğrul Koyu-Tekke Koyu-İkiz Koyu ve Zığındere. İlk iki bölgede Osmanlı tarafı istediği sonuca ulaşamamıştır. Ama Zığındere’deki taarruz daha başarılı gelişmiştir ve çıkarmanın ertesi günü Müttefikler, donanma ateşinin desteğinde Zığındere’yi tahliye etmişlerdir.
Çıkarmanın ilk günü akşamında Müttefik kuvvetler Seddülbahir Cephesi’nde çıkarma yapılan beş kumsalda köprübaşı oluşturmayı başarmışlardır. Bu kumsallardan Zığındere’deki köprübaşı, gece boyunca sürecek olan Osmanlı karşı taarruzları sonucu ertesi gün tahliye edilecektir. Diğer dört kumsaldaki köprübaşları son derece dar bir alanda kalmıştır ve General Sır Ian Hamilton’un planladığı Fransız Tümeni’ni karaya çıkarma işi, sahildeki dar alan nedeniyle gerçekleşememiş, tümen gece boyu gemilerde bekletilmek zorunda kalmıştır. İngiliz 29. Tümeni, sahilde yerleşmiştir, çıkarma harekâtı başarılıdır. Ancak ilk günün hedefi bu değildi. General Hamilton, çıkarmanın ilk gününde, savunmadaki Osmanlı kuvvetlerinin atılarak Alçıtepe yükseltisinin ele geçirilmesini planlamıştı. Öte yandan İngiliz birlikleri hiç hesapta olmayan bir direnmeyle karşılaşmışlar, özellikle subay kayıpları nedeniyle yıkıma uğramışlardır. Dar bir sahil kesiminde tıkanıp kalınması, gece yapılan Osmanlı taarruzları, çıkarma birliklerinin sahildeki durumu açısından son derece kritik bir durum yaratmıştır. Müttefik kuvvetler açısından sahildeki durumun izleyen günde korunabileceği bir hayli kuşkuludur.
Osmanlı tarafı ise aynı şekilde kritik bir durumdadır. Takviye kuvvetlerin gecikeceği ortadadır. Ateş hattındaki Osmanlı subayları açısından tüm sorun takviye edilmeleridir. Takviye edilirlerse İngiliz birliklerini kıyılardan atmalarının kesin olduğu düşüncesindedirler. Bir Osmanlı subayının yazılı mesajı şöyledir. "Yüzbaşım, ya takviye kıtalar gönderir düşmanı denize dökersiniz, yahut ki, bu yeri boşaltırız. Çünkü bu gece daha çok asker çıkartacakları muhakkaktır. Yaralıları nakletmek için doktor gönderiniz. Aman yüzbaşım, Allah aşkına bana takviye kuvveti gönderiniz. Çünkü, karaya yüzlerle asker döküyorlar. Çabuk, nelerle karşılaşacağız yüzbaşım, bilemem".[kaynak belirtilmeli]Bu bir yakarıştır, umutsuzluk değildir.
26 Nisan muharebeleri
Çıkarmanın ikinci günü olan 26 Nisan günü Ertuğrul Koyu’nda River Clyde’den sahile çıkan Hampshire Taburu sabahın erken saatlerinde taarruza başlamıştır. Seddülbahir Köyü’nün yıkıntıları arasında dört saat kadar süren sokak çatışmalarında Hampshire Taburu karşısında kırk kadar Osmanlı askeri vardır. Birçoğu yıkıntılar arasında gizlenmiş, İngiliz askerleri ilerledikten sonra ortaya çıkıp ateş açmışlardır.
Seddülbahir Köyü’nün işgali ardından İngiliz birlikleri koya hakim tepelere saldırmışlar, bu tepeleri ele geçirmişlerdir. Bu tepenin elden çıkması üzerine Osmanlı birlikleri saat 14:30 da 3 km. gerideki Alçıtepe – Kirte Köyü hattına çekilmeye başlamışlardır. Gün içindeki taarruz ve Osmanlı tarafının karşı taarruzları karşısında İngiliz askerleri keşif görevi yapamayacak denli yorgundurlar. Gece cepheden 1,5 km. kadar ilerleyen keşif birlikleri her ne kadar Osmanlı birliklerine rastlamamışlarsa da Osmanlıların cepheyi geriye çektikleri saptanamamıştır. Hem çekilmenin saptanamamış olmasından hem de birliklerin aşırı derecede yorgun durumda olmasından İngiliz birlikleri çekilen Osmanlı birliklerini yakın takibe geçmemiştir.
Karadaki İngiliz askerleri ve komutanları, geceleyin bir Osmanlı taarruz olacağını beklemektedirler. Tüm geceyi son derece gergin bir halde geçirdiler. Ancak Osmanlı askerleri, gece taarruzuna girişmediler. Gün içindeki kayıplar sonucu 26 Nisan gecesi, Arıburnu Cephesi’nde olduğu gibi sakin geçti. Seddülbahir Cephesi’ndeki Müttefik kuvvetlerinin 26 Nisan gecesi aldıkları emir, siper kazarak savunma düzeni almak, Osmanlı taarruzlarını püskürtmek ve kesinlikle geri çekilmemektir. İzleyen günde karaya taze kuvvetler çıkarılacak (Fransız tugayları) ve ileri harekâta ancak bu durumda devam edilecektir.
27 Nisan 1915 muharebeleri
İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, 27 Nisan sabahı Alçıtepe yönünde taarruza karar vermişti. Ancak 26 Nisan akşamı, Fransız Doğu Seferi Tugay’ının cepheye intikalinin ancak öğlene doğru sağlanabileceğini öğrenince taarruzu öğlene ertelemeyi uygun bulmuştu. 27 Nisan sabahı ise söz konusu birliklerin karaya çıkışının gecikeceği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle harekât, 28 Nisan 1915 sabahına ertelenmiştir.
General Hunter Weston, 27 Nisan için, ertelenen Alçıtepe taarruzu yerine sol kanadını ve merkez bölümünü ileri çıkartacak bir kısmi taarruza karar verdi. Amaç hem bir sonraki gün girişilecek taarruz için daha uygun bir pozisyon yaratmak hem de Hisarlık bölgesindeki çıkarma kuvvetleriyle temas kurmaktır. Osmanlı kuvvetlerinin zaten tahliye etmiş oldukları bu bölgedeki ileri harekât, saat 16:00’da başlamıştı. Harekât sırasında kayda değer bir çatışma olmamıştır. Bazı Osmanlı askerlerinin ölü gibi yattıkları, İngiliz birlikleri ilerleyip geçince ateş açtıkları kayıtlara geçmiştir. İngiliz birliklerinden bazılarının savaş ceridelerinde bu askerlerin ölümü umursamadıkları, ölmeden önce bir hayli düşman öldürmeyi amaçladıkları yazmaktadır. Harekât sonunda (saat 17:30) sahilden içerlere doğru ilerlenmiş ve Zığındere - Hisarlık hattı birleşmiştir.
İngiliz ve Fransızlar, 27 Nisan gece yarısına kadar yeni cephe hattından siperler kazmışlardı. Osmanlı tarafı bir gece taarruzuna girişmedi. Gece boyu İngiliz ve Fransız siperlerine tek tük ateş açılmıştır. Müttefikler, büyük miktarda cephane harcamakla bu ateşlere karşılık verdiler.
Birinci Kirte Muharebesi
27 Nisan akşamı Seddülbahir Cephesi.
Ana madde: Birinci Kirte Muharebesi
Birinci Kirte Muharebesi, Seddülbahir bölgesine çıkan Müttefik kuvvetlerce, Alçıtepe yükseltisinin ele geçirilmesi amacıyla girişilen genel taarruzdur. 28 Nisan 1915 sabahı İngiliz ve Fransız birliklerince girişilen taarruz, ilerleme kaydetmişti. Saat 16:00 dolaylarında cepheye intikal eden 7. Osmanlı Tümeni’nin 19. Alay’ının iki taburu, alay komutanı Yarbay Sabri Bey komutasında karşı taarruza geçmiş ve İngiliz ve Fransız birliklerinin taarruz çıkış hatlarına çekilmesine neden olmuştur.
1 Mayıs 1915 Osmanlı taarruzları
Mareşal Liman Von Sanders, müttefiklerin başarısız İkinci Kerevizdere Taarruzu’ndan hemen sonra, yeni takviyeler almalarından önce taarruz etmeyi planlamaktadır. Gerçekten de İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener de Mısır’daki 42. İngiliz Tümeni ile Gurkalardan oluşan bir Hint Tugayının Çanakkale Cephesine hareket etmesi emrini vermiştir. Ayrıca Fransa’dan bir tümen yola çıkmak için hazırlanmaktadır. Liman Von Sanders, sadece Seddülbahir Cephesi’nde değil, aynı zamanda Arıburnu Cephesi’nde de taarruza karar vermiştir.
Arıburnu Cephesi’nde 1 Mayıs taarruzları sabahın erken saatlerinde başlamıştı. Seddülbahir Cephesi’nde ise gece taarruzu olarak uygulanmıştır. Taarruzun Seddülbahir Cephesi’nde gece saatlerine alınmasında amaç, Birleşik Donanma’nın destek atışından sakınmaktır. Arıburnu Cephesi’de donanma ateşi karşıdan gelirken Seddülbahir Cephesi’nde üç yandan gelmektedir.
Taarruz Albay Halil Sami Bey’in 9. Tümeni ile Saros bölgesinden intikal etmiş olan Albay Remzi Bey komutasındaki 7. Tümen tarafından gerçekleştirilecektir. Harekata Mareşal Liman Von Sanders’in 29 Nisan günü Seddülbahir Cephesi Komutanlığı’na getirdiği Albay Von Sodenstern komuta edecektir. Osmanlı kuvvetleri 19 taburda 16 bin savaşçı, Müttefik kuvvetler ise 30 taburda 32 bin kişidir. Osmanlı taarruzu 3 makineli tüfek bölüğü ve 10 topçu bataryasıyla desteklenecektir. İngiliz ve Fransızların ise Seddülbahir Cephesi’nde karaya çıkarılmış 30 makineli tüfek bölüğü ve 23 topçu bataryası (donanma topları hariç) bulunmaktadır.
Albay Von Sodenstern, tüm askerlere okunması talimatıyla yayınladığı emrinde şöyle demektedir. “Düşmana süngü ile saldırılacak…” “…sahilde filikaları yakmak…”, ister istemez üçbin yıl önce Boğazın karşı yakasındaki Troya Savaşı’nı anımsatmaktadır. Troyalılar ve müttefikleri, Akha çıkarma sahiline saldırırken öncelikli amaçları gemileri yakmaktı.
Gece saat 22:00 de başlayan süngü hücumu, yer yer Osmanlı kuvvetlerinin İngiliz-Fransız mevzilerine girmesini sağlamıştır fakat sabah saatlerine kadar süren çatışmalar Osmanlı kuvvetleri açısından sonuç getirmemiştir. 1 Mayıs gecesi taarruzlarında İngilizler 17 subay ve 641 erat, Fransızlar ise 58 subay ve 2.064 erat kaybetmişlerdir. Toplam Müttefik kaybı 75 subay ve 2.705 olmak üzere 2.780 kişidir.[kaynak belirtilmeli]
Osmanlı kuvvetleri mevzilerine çekilirken, 2 Mayıs 1915 sabahı saat 06:00 da İngiliz-Fransız cephesi bir karşı taarruza girişmiştir. Öğlen saatlerine kadar süren karşı taarruz da sonuçsuz kalmıştır.
Gerçekte General Sir Ian Hamilton Seddülbahir Cephesi’nde bir taarruz emri vermişti. 1 Mayıs gecesi gerçekleşen beklenmedik Osmanlı taarruzu nedeniyle planını ertelememiş, karşı taarruzun uygulanmasına karar vermiştir. Ancak Osmanlı taarruzları ve karşı taarruz sırasında uğranılan kayıpları dikkate alarak harekâta, halen yolda olan 2. Fransız Tümeni’nin karaya çıkmasından sonra gerçekleştirilmesine gerek görmüştü. Ayrıca General Sır Ian Hamilton, Arıburnu Cephesi’nden en seçkinlerinden iki tugayın Seddülbahir Cephesi’ne aktarılması emri vermişti. Anzak kolordusu Komutanı General William Birdwood, Arcadian nakliye gemisindeki Hamilton’un Genel Karargâh’ında, bir süre için kendi cephesinde taarruza geçmemesi yönünde uyarılmıştır. Çıkarma bölgesinin dar ve sıkışık olması nedeniyle karaya çıkartılamayan, gemilerde bekletilen beş top bataryası da Ertuğrul Koyu’na nakledilecektir.
Öte taraftan Osmanlılar beklemek niyetinde değillerdir.[kaynak belirtilmeli]İstanbul’dan gönderilen Albay Mehmet Şükrü Bey’in komutasındaki 15. Tümen’in gün sonuna doğru Seddülbahir Cephesi’ne ulaşacağı bilinmektedir. Mareşal Liman Von Sanders, bir tümen gücündeki bu takviyeyle taarruzu yenilemeye karar verdi. Bu kez 7., 9. ve 15. Tümenler taarruz edecektir. Seddülbahir Cephesi Komutanı Albay Von Sodenstern’in üç tümeni yönetebilecek bir karargâh kadrosu henüz yoktur. Zaten Alman Ordusu’ndaki son görevi, bir tabur komutanlığı idi. Yine de 2 Mayıs gecesi saat 22:00 dolaylarında Osmanlı tümenleri süngü hücumuna geçtiler. Taarruz başladığında 15. Tümen’in ileri unsurları ancak cepheye ulaşmışlardı. Dokuz saattir 25 km. yol yürüyüp gelmişlerdir ve gecenin karanlığında, tanımadıkları bir arazide taarruza katılacaklardır. 15. Tümen’in ateş hattına ilk ulaşan bölüğünün subayları, Ordu komutanının emirleri gereği kısa ve sert emirleri sıraladılar ve bölük taarruza katıldı. Tümenin diğer unsurlarının cepheye ulaşması sabah saatlerin bulmuştur ve onlar da derhal parça parça savaşa sürülmüşlerdir. Sabahın ilk saatlerinde yıpranan Osmanlı kuvvetleri mevzilerine geri çekilmişlerdi. Onbirbin mevcutlu 15. Tümen’in bir gece içindeki kayıpları, mevcutlarının yüzde kırkıdır.
Bu başarısız taarruzun hemen ertesi günü Mareşal Liman Von Sanders, Albay Sodenstern’i görevden alarak yerine General Weber’i (Weber Paşa) atamıştır. Aynı zamanda Sanders, 5. Ordu teşkilatlanmasını yeniden düzenlemiştir. Buna göre dört grup komutanlığı oluşturulmuştur.
Kuzey Grup Komutanlığı. Komutanı 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa,
Güney Grup Komutanlığı. Komutanı General Weber,
Saros Grup Komutanlığı.
Anadolu Grup Komutanlığı.
Üçüncü Kirte Muharebesi Müttefik Ön Hazırlıkları
Ana madde: Üçüncü Kirte Muharebesi
General Ian Hamilton, Osmanlı kuvvetlerinin son muharebelerde ağır kayıplar verdiğini, fakat kısa zamanda yeni takviye birliklerini cepheye sevk edeceklerini bilmektedir. Seddülbahir Cephesi’ne ulaşan son takviyeleri kullanarak Kirte Köyü ve Alçıtepe yönünde yeniden taarruza geçmeye karar vermiştir. 6 Mayıs 1915 günü başlayan ve üç gün boyunca süren çatışmalarda, Müttefik kuvvetler taarruz planlarının gerisinde kalmışlardır.
İkinci Kirte Muharebesi’nin başarsızlığı ardından General Sır Ian Hamilton’un emriyle General Hunter Weston, 10 Mayıs 1915 günü birliklerine bir emir yayınlamıştır. Bu emirde genel bir taarruza geçmek yerine sürekli olarak ileriye doğru siper kazmak ve geceleri yapılacak kısa ileri hareketler emredilmektedir. Böylece Müttefik siperleri, Osmanlı ilk hat siperlerine tüm cephe boyunca 200 metreden daha yakın bir mesafeye getirilecektir. Hamilton, bir sonraki taarruzun başarısı için bunu gerekli görmektedir.
Bu emrin yayınlanmasının hemen ardından Zığınsırtı mevzilerini tutmakla görevli Hint Tümeni Komutanı General H.V. Cox, İkinci Kirte Muharebesi sırasında işgal edilemeyen Osmanlı siperlerinin ele geçirilmesi için bir plan önermişti. Bu plan, Zığınsırtı sahilinden bir gece yürüyüşü ile Osmanlı siperlerinin kuşatılmasını esas almaktadır. 12 Mayıs 1915 gecesi Hint Tümeni’nin Gurka bölüğü Zığın sahilinden kuzeye doğru harekete geçmiştir. Sabaha karşı bu ileri harekâtın sağa doğru uzatılması için iki bölük daha bölgeye akmıştır. Osmanlı siperleri, kuşatıldıklarını anlayınca geri hatta çekilmek zorunda kaldılar. Bu harekât sonucu, ciddi bir çatışma olmadan Zığınsırtı’ndaki Müttefik hatları 450 metre ileri atılmış oldu.
Üçüncü Kirte Muharebesi
Ana madde: Üçüncü Kirte Muharebesi
Üçüncü Kirte Muharebesi, Müttefik kuvvetlerin Alçıtepe yükseltisini ele geçirmek amacıyla giriştikleri üçüncü genel taarruzdur. 4 Haziran - 6 Haziran 1915 tarihlerinde süren çatışmalarda Müttefik kuvvetler belirli bir ilerleme sağlamışlardır. Ancak taktik hedef olan Kirte Köyü ve onun hemen gerisindeki Alçıtepe yükseltisine ulaşamamışlardır.
Birinci Kerevizdere Muharebesi
Ana madde: Birinci Kerevizdere Muharebesi
Seddülbahir Cephesi’ndeki üç genel taarruzda da taktik hedefe ulaşılamaması, General Sır Ian Hamilton’un farklı bir taarruz planı izlemesine yol açmıştır. Bu taarruz planı, cephe boyunca genel bir taarruzu değil, dar bir cepheden taarruz edilmesini öngörmektedir. Hareket planı, önce cephenin kanatlarındaki tepelerdeki Osmanlı mevzilerinin ele geçirilmesi, ardından da cephenin merkez bölümünde taarruza geçilmesi şeklindedir. Bu taarruzların tek bir operasyonun aşamaları olarak değil, bağımsız operasyonlar olarak uygulanmasına karar verildi.Cephe komutanlarının ilk taarruz için seçtiği bölge, Fransız birliklerinin bulunduğu, cephenin sağ kanadındaki Kerevizdere bölgesidir.
Taarruz, 18 Haziran 1915 sabahı, üç gün boyunca sürdürülen donanma ateşiyle başlamıştır. 21 Haziran 1915 sabahı başlayan Fransız taarruzları, ertesi günün sonunda harekâtın taktik hedefi olan 83 rakımlı tepenin ele geçirilmesiyle sonlanmıştır.
Genel bir taarruz yerine sınırlı hedeflere yönelik bu taarruz planı, son derece yoğun kara ve deniz topçusu ateşiyle desteklenmişti. Sonuç, Müttefikler açısından harekâtın taktik hedefine ulaşılması olmuştur. General Sır Ian Hamilton, bu başarının ardından planın diğer iki operasyonunu da uygulamaya koymaya karar vermiştir.
Zığındere Muharebesi
Ana madde: Zığındere Muharebesi
Birinci Kerevizdere Muharebesindeki kısmi başarı, planın ikinci operasyonu olarak düşünülen harekâta geçilmesini teşvik etmiştir. Taarruz, Zığındere’nin her iki yanındaki sırtlar üzerinden yapılacaktır. 26 Haziran 1915 günü başlatılan topçu ateşi, iki gün boyunca Osmanlı siperlerini dövmüştür. 28 Haziran 1915 sabahı başlayan çatışmalar 5 Temmuz 1915 tarihine kadar karşılıklı taarruzlarla sürmüştür. Osmanlı tarafının ağır kayıplarına karşın Müttefik kuvvetler Zığındere’nin ancak bir tarafındaki hedeflere ulaşabilmişlerdir.
İkinci Kerevizdere Muharebesi
Ana madde: İkinci Kerevizdere Muharebesi
İlk iki operasyon olan Birinci Kerevizdere ve Zığındere harekâtlarının, kısmi de olsa başarı sağlaması üzerine General Sır Ian Hamilton, cephenin merkez bölümünden taarruz ederek merkez bölümü kanatlarla aynı hatta getirmeye karar vermiştir. İki gün boyunca süren çatışmalarda Müttefik kuvvetler ancak birkaç ön hat siperini ele geçirdiler. Cephenin sol tarafında çok dar bir alanda taarruz öncesi belirlenen hedeflere ulaşılmıştı, İngiliz cephesinin büyük bir bölümünde ise ulaşılamadı. Fransız bölümünde ise belirlenen hedeflere ulaşılmıştır.
Kirte Bağları Muharebesı
Ana madde: Kirte Bağları Muharebesi
Seddülbahir Cephesi’nde sonuç elde edilememesi üzerine General Sır Ian Hamilton, Arıburnu Cephesi’nde bir taarruza ve Suvla kıyılarında yeni takviyelerle bir çıkarmaya karar vermişti. Suvla Çıkarması, üçüncü cephe olacaktır. Bir yanıltma operasyonu olarak da Seddülbahir bölgesinde bir taarruz planlanmıştı. 6 Ağustos 1915 günü başlayan taarruz, küçük bir bağın ele geçirilmesi dışında bir sonuç getirmemiştir. General Hamilton, Seddülbahir bölgesinde herhangi bir taarruza geçilmemesi için emir vermişti. Tahliyeye kadar bu bölgede kayda değer bir çatışma olmamıştır.
Tahliye
Anafartalar Cephesi ile Arıburnu Cephesi’nde 10 Aralık 1915 tarihinde başlanılan tahliyenin hiç kayba uğranmadan 19 Aralık 1915’te tamamlanmasının ardından Seddülbahir Cephesi’nin tahliyesi hazırlıklarına başlanmıştır. Anafartalar ve Arıburnu Cepheleri’ndeki gibi büyük bir ustalıkla sürdürülen tahliye işlemleri 9 Ocak 1916 sabahı, saat 03:20’de tamamlanmıştır. Otuzaltıbin asker, dörtbin nakliye hayvanı –gemilere alınamayan yüzlerce at, kuzeyde olduğu gibi, öldürülmüştü- 127 top ve ikibin ton ikmal malzemesinden taşınabilenler, gemilere yüklenmişti. Taşınamayan malzeme ise yine kuzeyde olduğu gibi sahilde büyük yığınlar halinde ateşe verilmişti.