- 182 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DEDEM
Dedem, ’Süleyman Güler’, hangi yıldı belki 1968 Ankara’ya bize gelmişti , köy’de nasılsa öyle idi başında sekiz köşeli kasketi köstekli saati şalvarı lastik ayakkabıları yelek ve yakasız gömleği ile, sade gösterişsiz ve hiç değişmeyen sakin sessiz tam bir Allah dostu, dedikodusu olmayan biriydi dedem , geçmişe dair hiç bir meseleyi taşıyıp , onun ne kavgasını yapar ne de olumsuzlukları hatırlardı , dedemin öfkeleri de yoktu onu hiç kızarken bağırtı çağırtı halinde hiç görmedim ,diyebilirim ki o bu dünyanın insanı değildi çünkü dünya kavga ve gürültü geçimsiz ve huysuz ve sevgisiz insanlarla dolu , bizde kaldığı günler sayılıdır ,şehir onu belki köyden uzaklaştırmıştı ama hiç yabancılık çekmedi yadırgamazdı şikayet ettiğini hiç duymadım , şimdi düşünüyorum da sık sık ona sormalıydım belki , neyi severdi neyi isterdi , canı ne çekerdi ah dedeciğim , tek bildiğim , köyde üzerinde yemek pişen ateşi hiç sönmeyen ocağın başında kahve yapmak için oturup işini görmesidir , eminim ki şimdi bir ocak olaydı külleri üzerinde bir fincan su ve kahve pişirmeye çok isterdi Allah rahmet etsin , bunu öyle sessiz-sedasız-gürültüsüzce yapardı ki , nene’mi rahatsız etmez onun yapması için ortalığı bir araya getirmek gibi bir huyu olmazdı , kendi işini kendi görürdü , acaba o günlerde bizde kaldığı günlerde annem kahvesini düzenli olarak yapar mıydı ? bak bunu sormak isterdim anneme ,şimdi merak ettim doğrusu çünkü şehir evlerinde tüp gaz ile çalışan ocaklar vardı köydeki gibi çalı çırpı tezekle yanan ocak yoktu ki çömelsin közün karşısına kendi kahvesini yapsın , köyde çok işi yapardı da ve en olmadık ağır şartlarda çalışırdı da şikayetçi olmaz söylenmezdi , akşam olduğunda şuram ağrıyor buram ağrıyor veya ileri-geri köy halinden ahvalinden hiç konuşmazdı , kahvesini cigarasını içer yatsıyı bekler kendi iç dünyası sessiz güzelliği içinde yatardı , ne zaman yatardı ne zaman kalkardı bunu hiç göremedim ama şurası bir gerçek ne zaman uyanmış olsam dedemi giyinmiş işin gücün başında çalışır görürdüm , cuma günleri cuma vaktidir o gün köyün işlerine namaz için ara verilir veya hafif tutulurdu..köyde geçen günlerin çoğu köy çeşmesi Hakko çeşmesinde namaz vakitleri öncesi ve sonrası Hakko’da kalınırdı , dut ve çınar ve söğüt ağaçlarının çevirdiği küçük bir alan burada oturma yerleri vardı , namaz vakitlerini burada geçirir veya cami duvarı dibinde akranlarıyla otururlardı , yalnız kaldığında veya namaz vakitlerini takip için oturduğu yerde saatini çıkarırdı yeleğinden , sık sık saatine bakışını hiç unutur muyum dedemin ..onun en çok aranılan ve görülmeyi sevimli yapan halidir bu.. bazen abdestini almış bir köşeye çekilmiş her zamanki sakin mütevekkil hali ile biraz durur sonra sakince eli cebine doğru gider tabakasını çıkarır tütünleri şööle bir oldurur ve ince cigara kağıdını en yumuşak çok kolay şekilde parmakları arasına yerleştirip tütünü sıralar özenle içinde tütün olan sigara kağıdını sarar son kıvrımı dilinin ucuyla ıslatır yapıştırırdı , onu seyre almak gözlemlemek bir kültür olayıdır adeta ,karşınızda bir sanat eseri varmışcasına derin bir saygı sevgi duygularıyla zamanınızı verirsiniz..son final şahaserdir görülmeye değer artık sigarayı meydana getiren kağıdın son kısmıdır diliyle ıslatıp cigarayı tamamlar ve o nurani beyaz sakalı yüzünün sır dolu dudakları arasına sigarayı alır ve yakmak için o gazlı çakmağını tek sallamayla çakar hiç itiraz etmez çakmak ona , onu yine özenle cebine koyarken hayatının en lezzetli en dinlendirici en huzur bulucu anını yaşar bunu gözlerindeki ela rengin parlak bakışlarından anlarsınız , eğer yanına usulca yaklaşıp "..çeçe saat kaç .." demişseniz..asıl o zaman en büyük gurur ve onurunu yakalarsınız o güzel gözlerindeki parlaklığın... bize geldiğinde gittikçe bedeni ufalmış ama sabrı-sevgisi-nezaketi ile cennetin insanı olduğuna şahitlik edeceğim aynı temiz güzel duruşunu taşıyordu üzerinde , bu yaşlı insanın güzelliğini ve yüklendiği anlam büyüklüğünü görerek ruhuma kazımıştım..Allah senden razı olsun dedeciğim mekanın cennet ola.. Dedemle Ankara’dan İstanbul’a bir yolculuğumuz olmuştu lise ikinci sınıftayım tren ile başladık Ankara Gar’ından Haydarpaşa’ya , beraber olduğumuz her zaman o güven verici masum güzel temiz yüzü , ince bir gülümseme ile sürekli umut vericiydi .İstanbul’u ilk görüşüm olacak diye yola çıkmayı ben mi istemiştim yoksa dedemi yalnız bırakmamak için mi yanına katmışlardı beni bilmiyorum ama dedem hakkındaki duygu ve düşüncelerim daha zenginleşti bir başka derinleşti .Yıllar önce gördüğü İstanbul karşısında dedem ’de şaşırmış ve ’ çok değişmiş..çok değişmiş..’ şeklinde söylenerek gideceğimiz Hasköy semtini nasıl bulacağımız konusunda birazıcık endişelenmiştim , fakat dedemin sabırlı ve sakin hali bana güven ve moral veriyordu akşam ezanları okunmuş vakit yatsıya yaklaşmıştı Eminönü’nde otobüs soruyoruz..ah dedeciğim nasıl da sakin ve telaşsız ve adeta meleklerin koruması altında nasıl da yüzü o alacakaranlık akşamında parlıyordu , bineceğimiz otobüsü ikinci sorduğu kişi doğru tarif etmişti ve Hasköy’e inanılmaz şekilde geleceğimiz eve Halam Fatma Özçelik’in evine gelmiştik sağ salim , Dedemin konuştuğu her insan ve çevresinde olan kim varsa onun ruh derinliklerine inemedi belki ,çok içe kapanık çok kendince ve çok sessizceydi...gülmesi de göz yaşları da konuşmaları da...hep sessiz oldu..sevdiklerini torunlarını onun kadar şefkatle ve herkesin dikkatinden kaçan büyük sabır-merhamet-kalbi seven yaşlı birini tanımadım ..sabrın insanıydı acılara karşı duruşu örnek insandı içine akıttığı gözyaşlarını kederini dışa vurmadı saç-baş yolacak velvele koparıcı taşkınlıklardan uzak ilahi takdire saygılı mü’min insandı , vakit namazlarını ve özellikle yatsı namazını evde beklerken sık sık köstekli saatine bakışını hiç unutamıyorum . Allah kendisinden razı olsun .Dedem dedem ..güzel dedem , senin ocak başında kahve zevkin , kahve ile sigara sarma güzelliğin , ezanı beklerken sık sık köstekli saatine bakışın unutulur mu hiç ? o dünyalara bedel şükrün , ibadetinle süslediğin ömrün ve kimseyle kavgası olmayan insanlığın unutulur mu ? ne mübarek olmalısın sen dedeciğim , yaşlılığımı senin yaşlılığını örnek almak istiyorum Rabb’im bunu bana yakıştırsın inşaallah ..
mustafa kaya
03.01.2024
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.