- 225 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HAYFA’nın KIRIK AYNASI
HAYFA’nın KIRIK AYNASI.
—————————————————
16 Mart 1988’de Saddam Hüseyin’in Halepçe’ye kimyasal silah saldırısıyla birlikte binlerce Kürt Türkiye sınırına yakın köylere sığındı. Bu köylerden biri de Işıkveren köyüydü ve Hayri’nin halası ve yakın akrabaları bu köyde yaşıyordu. Işıkveren köyü, yeşillikler içinde, harika bir köy olarak bilinirdi. Hayri Yaz tatillerinde buraya gelir, doğanın bütün güzelliklerini yaşardı. Ancak, o dönemde Saddam’ın zulmüyle yüzleşmek zorunda kalan ailelerin dramı,Hayri’nin hayatında derin bir iz bıraktı.
Saddam’ın zalim rejimi, Kürt halkına karşı acımasız bir şekilde saldırdı. Halepçe’ye yapılan kimyasal silah saldırısı, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu saldırı sonucunda hayatları dağılan aileler, Türkiye sınırına yakın köylere sığındı. Işıkveren köyü de bu sığınaklardan biriydi.
Hayri henüz 15 yaşında olmasına rağmen ailelere yardım için sınıra ilk koşanlardandı, orada Hayfa isimli kendisi ile yaşıt bir kızla tanıştı. Hayfa, gözlerindeki derin acıya rağmen, içindeki umudu hiç kaybetmemiş bir çocuktu.Hayri köyü ikiye bölen derenin kenarında dolaşırken derenin karşısından gözlerine parlak bir ışığın tutulduğunu farketmiş ışığın geldiği noktaya baktığında da karşısında Hayfa’yı görmüştü ve Hayfa’nın kırık aynasıyla o gün tanışmıştı. Bu kırık ayna, onun en değerli eşyasıydı ve ona annesini hatırlattığı için çok değerliydi. O günden sonra her gün Hayfa, aynayı güneşe tutarak, parlayan ışığını köyden geçen derenin karşısındaki evin verandasında sabırsızlıkla bekleyen Hayri ye yansıtırdı. Bu ayna artık Hayri ile Hayfa’nın haberleşme aracıydı Güneş yükseldiğinde, Hayfa tahta merdivenle kaldıkları evin damına çıkar ve o kırık aynayı güneşe tutar, Hayri’ye doğru tutardı. Hayri parlayan aynayı görür görmez fırlar,köyün ortasından geçen derenin üzerindeki iki ağaç kütüğünden oluşan köprüden geçer kırmızı kayalığın altındaki yeşilliklerin içinde Hayfa ile buluşur uzun uzun sohbet ederlerdi ,Hayri elinde mutlaka Hayfa’nın hoşuna gidecek bir şeylerle giderdi. Hayfa, neden bu kadar cömertsin? diye sorardı.Hayri de sevdiklerimin mutluluğu beni mutlu ediyor derdi. O ise ilerde üzülürsün derdi.Hayri ise olsun, sevdiklerim için üzülmeyi de göze alırım derdi.Hayfa başını Hayri’nin çimlere uzattığı bacağına koyar Hayrin’nin yüzünde hayallere dalar,Hayri Hayfa’nın ışıkta parlayan saçları ile oynar bazen küçük ince örgüler yapradı.Hayfa açık yeşil gözlü,kızıldan uçlara doğru sarıya çalan saçları hafif çıkık elmacık kemikleri ve dolun ayı andıran yüzü ile tebessüm ederken yanaklarında minik iki gamzesi beliren ince narin bir kızdı.Hayri de yeşile çalan gözleri
sarıya yakın saçları,ve alnının sol tarafındaki saç döngüsü ile yakışıklı bir çocuktu,çocuklar dalga geçiyor diye o saç döngüsünü hiç sevmezdi,ama Hayfa bayılırdı buna.
Saddam’ın zulmü ve Halepçe’deki acılar, Hayfa’nın ailesini de derinden etkilemişti. Bir gün Hayri , Hayfa’nın gözlerindeki umutsuzluğu gördü. Ona neler olduğunu sorduğunda, gözyaşları içinde anlattı. Ailesi, Halepçe’deki saldırıda hayatını kaybetmişti. Hayfa, Işıkveren köyüne sığınan akrabaları tarafından korunuyordu. Bu acı haber, Hayri’yi derinden sarsmıştı. Hayfa’nın yaşadığı dramı görmek, Saddam’ın zalimliğinin gerçek yüzünü gözler önüne seriyordu.
Hayri ile geçirdiği her an, Hayfa’nın içindeki umudu canlı tutmaya yardımcı oluyordu.Hayfa’nın kırık aynası, onun için bir anı ve umut kaynağıydı. O ayna, onlara birbirlerine destek olmaları gerektiğini ve hayatta umudu kaybetmemeleri gerektiğini hatırlatıyordu. Hayfa’nın kırık aynası, Saddam’ın zulmünün gölgesinde bile bir ışık olabiliyordu.
Hayfa, kırık aynasını elinde tutarak pencereye doğru bakıyor.
Dışarıda yeşillikler ve güneş ışığı görünüyor.
-HAYFA
(derin bir iç çekişle)
Bu kırık ayna… Annem ve babamın anısı… Onlar için her şeyi göze alabilirim.
Hayfa, kırık aynasını güneşe doğru tutarak parlayan ışığını gönderiyor.ve bunu her yaptığında karşısında HAYRİ beliriyordu.
Hayri artık Hayfa’nın kırık aynasının ona getirdiği umuduydu,bu artık sihirli bir aynaydı.
-HAYFA
(gülümseyerek)Aynasını ışığa tutar
Sihirli aynam bana Hayri yi getir derdi ve Hayri bir süre sonra gülümseyerek çıkıverirdi.
-HAYRİ
(sevinçle)
Hayfa, seni tekrar görmek ne güzel!
Hayfa ve Hayri birbirlerine sarılır.Biri birlerinin yüzlerinin en ince ayrıntılarını farkederek, bazen kahkaha atarak bazende o kahkahalar kendiliğinden kederli iç çekiş ve hüzünlerle dönüşerek sohbetler ederlerdi.
Hayfa ve Hayri hergün buluştukları kırmızı kayalığın altındaki bahçede oturuyorlar . Hayfa, kırık aynasını elinde tutuyor.
-HAYRİ
(merakla)
Hayfa, bu kırık aynayı neden bu kadar önemsiyorsun?
-HAYFA
(gözlerinde hüzünle)
Bu ayna, annem ve babamın anısı… Onlar Halepçe’de hayatını kaybetti. Ama bu ayna, onların hatırasını her zaman canlı tutuyor.
Ama biliyormusun? çok önemli bir sebep daha var.O da bu aynanın her istediğimde seni bana getirmesi,bu artık benim sihirli aynam.
HAYRI
(Gülümseyerek)
Peki başka şeyler de istiyormusun aynadan?
HAYFA
Evet seninle beraber çocukların,aşıkların,yaşlıların,bütün canlıların özgür ve mutlu yaşadığı bir yerlere
Bizi uçurmasını istiyorum.
Hayri, Hayfa’nın elinden kırık aynayı alır ve güneşe doğru tutar.
-HAYRİ
(hayranlıkla)
Gerçekten de parlıyor! Bu sihirli ayna artık ikimizin olsunmu Hayfa?
-HAYFA
(tebessüm ederek)
Evet, Hayri. Bu ayna, umudun simgesi. Bize birbirimize destek olmamız gerektiğini hatırlatıyor.Hiç ayrılmayalım olurmu?
Hayfa ve Hayri, bazen köyde gece yürüyüşü yapıyorlar. Ay ışığı altında sessizce yürürlerken,Hayfa’nın sessizce ağladığını farkeden Hayri sesini çıkarmaz sadece Hayfa’nın elini sıkıca tutardı ve uzun uzun ağlamasına izin verirdi.Hayfa gündüzleri zaman zaman gözleri dolsa da hemen toparlanır gülümseyerek kederini yansıtırdı,
Gündüzleri kimsenin onun ağladığını görmelerini istemezdi.
-HAYRİ
Ben hep yanında olacağım ölene kadar der.
Hayfa’nın elini sıkıca tutardı.
-HAYRİ
(sesinde umutla)
Hayfa, seninle birlikteyim. Her zaman yanındayım.
Hayfa, Hayri’ye sarılır ve hüzünlü bir şekilde başını onun omzuna koyardı.
Günlerden bir gün birden sular seller gibi bir yağmur başlar ve güneş ışıkları kaybolur.
-HAYFA
(panikle)
Işık da yok sihirli aynam çalışmıyor ben şimdi Hayri yi nasıl çağıracağım,bunu nasıl düşünemedim hay Allah,iyisi mi dere kenarına ağaç köprünün başında bekliyeyim,o dayanamaz gelir mutlaka.
Hayfa köprünün başına gider,Hayri orda beklemektedir.
HAYFA
Hayri,sakın karşıya geçmeye çalışma!
Hayri, dinlemez iki kütükten oluşan köprüde karşıya geçmeye çalışır,Hayfa da Hayri’nin itirazlarına aldırmaz ve ona doğru gelir,İkisi de köprünün ortasında el ele tutuşurlar.
Sel suları yükselir ve Hayfa ile Hayri’yi köprüyle birlikte sürükler.
-HAYFA
(korku dolu gözlerle)
Hayri, korkuyorum,boğulacağız Hayri…..!
-HAYRİ
(sesinde kararlılıkla)
Korkma, Hayfa! Birlikte güçlüyüz.Ya beraber ölürüz yada kurtuluruz.Sen elimi bırakma yeter.
HAYFA
Hayri aynam gitti.
HAYRİ
Boş ver aynayı sen elimi bırakma,kabarmış azgın suların içinde bir birilerinin elini sıkıca tutarak sürüklenirler,bir süre sonra sessizleşirler,ikiside parlak bir ışık demetinin içinde bir birlerine koştuklarını görürler,bu ışık Hayfa’nın kırık aynasından değil sonsuz ve mekansız bir yerden gelmektedir,ışık yavaş yavaş kararır.
-Köylülerden biri derenin kenarında bir kırık ayna az ilerisinde bir tek ayakkabı görür?Bu Hayfa’nın aynası der ve dere boyunca koşmaya başlar onları Köyün aşağısında bir birilerine sarılmış , dereye yığılmış bir ağacın dallarına takılmış halde bulur.Avazı çıktığı kadar bağırır,yardım gelir,Hayfa ve Hayri sudan çıkarılır.
O dönem orada bulunan seyyar sağlık çadırına götürülürler,iki aktivist hemşire ikisine ayrı suni tenefüsle onlara nefes olmaya çalışır,ciğerlerine dolmuş suyu atarlar,ışık demeti yavaş yavaş geri gelir.
Hayfa gözlerini açar,Hayrim nerede diye sorar?
Hayri buradayım Hayfam diye seslenir
Köylüler başlarında toplanmış sevinç ve şaşkınlıkla.
Şükürler olsun hayatta kaldınız! İyi misiniz?
-HAYFA
Evet, ışıklarımız bir ara söndü ama birlikte kurtulduk şükür,Hayrim de kurtulduya artık ben ölsem de sorun değil.
-HAYFA
(hüzünle)
Kırık aynamı kaybettim, ama değerli hatıralarım kalbimde yaşıyor.
KÖYLÜ
Hayır güzel bayan kırık aynanız burada buyrun der ve gülerek ben her tarlaya gittiğimde senin bu aynayı Hayri’nin gözlerine tuttuğunu ve Hayri’nin koşa koşa sana geldiğini farkediyordum,ve çocuklar inanırmısınız? Aynısını yengeniz bana yapardı.
-HAYRİ Tebessümle.
Hayfa’nın elini sıkıca tutar.Hayfam sana söz veriyorum ışıklarımızı kaybetmeyeceğiz.Bir birimize herzaman ışık olacağız.
Hayfa ve Hayri, birbirlerine sarılır ve umut dolu bir geleceğe doğru ilerlerler.
Mahmut Fakhani
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.