- 350 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
DİLEĞİM/EVRENE SEVGİ YAYILSIN
DİLEĞİM/EVRENE SEVGİ YAYILSIN
Sevgisiz bir toplum, hasta bir toplumdur.
Yeni yıl ve doğum günüm...
Zorlu koşulların olduğu doğunun kara kışını yaşamış, sert iklimlerine inat cesareti üzerine giyinmiş bir kişiliğe sahibim. İklimi sert insanı mert bir coğrafyada doğmuşum. Kürt çocukları bundandır ki, 01.01 doğumludur benim gibi...
Eski yılı uğurlarken, yeni bir yıl mavalıyla nede güzel kandırıyoruz kendimizi...
Sürü psikolojisi denen şey, tamda bu olsa gerek...
Zaman yine aynı zaman. İnsan yine aynı insan. Toplum yine aynı topum. Zihniyet yine aynı zihniyet. Sistem yine aynı sistem.
Eskittiğimiz yılın üstüne yeni bir yıl giydirme telaşına giriyoruz. Çılgınca bir alışveriş telaşı sarıyor herkesi...
Tek birgün içerisinde acayip bir tüketim yarışına giriyoruz. Sanki sadece bir günlük ömrümüz kalmış gibi davranıyoruz.
Bu aklıma Nasreddin hocayı getiriyor. Kıyamet kopacak diye Nasreddin Hocayı kandıran köylü, "Nasılsa kıyamet kopacak hoca efendi, şu kuzuyu keselim de, bir ziyaret çekelim midelerimize!" diyorlar.
Masayı onlarca çeşit yemek, meyve, kuru yemiş, meşrubat ve alkol çeşitleriyle donatıyoruz. Kıtlıktan çıkmış gibi tıka basa yiyoruz. Hatta ve hatta gıda zehirlenmesi yaşıyoruz.
Evin bir köşesine suni yılbaşı ağacı alıyoruz, süsleyip altına da bir dolu hediye yerleştiriyoruz. Egonuzu tatmin ediyoruz bir günlük sahte mutluluklarla...
Oysa, koca bir yıl içerisinde hiç sevdiklerimizi aramayı dahi akıl etmemişiz! Yeni yıl kerameti, hikmeti bizi hatırlamaya teşvik ediyor! Özel günler de olmasa, kimse kimseyi tanımayacak..!
Oysa ben, her geçen zaman içinde bir ben daha keşfettim!
Yıllar geçtikçe yeni sorumluluklar, yeni uğraşlar ve yeni keşiflerde bulundum.
Her yeni bir yılda; herkes bir çok dilek ve temenniler de bulunuyor! Ben ise, sadece yapabileceklerim için kendime güvendim.
Her yeni bir yıl; bize birşey vermediği gibi birçok şeyi alıp gidiyor bizden. Mesela gençliğimden çalıyor ve bir yıl daha yaşlanıyorum...
Geçen zamanla beraber, omuzlarımda biriken bir dolu yük söküp atım üstümden!
Bütün bu yüklerden kurtulup, beni daha az yoran ve bana daha çok değer verenlere yer açtım.
Zamanımı daha dolu dolu yaşamak adına, gereksiz şeylere daha az zaman harcadım. Kendi kendimi sevmeyi öğrendim. Birinin beni sevmesi ve benimde onu sevmem muhteşem bir duygu...
Milli piyangodan, nar’dan, kırmızı dondan ve tepesinde sıçan kuştan medet uman biri olmadım. Üreten ve emek verenlerin kıymetini bildim.
Sanata ve sanatçıya değer veren biriyim. Dünyanın rengini, yaşamın güzelliğini, aşkı, sevgiyi, umudu, barışı ve doğayı en iyi anlatan sanatçılardır.
Dayatılan kurallar çerçevesinde yaşamak yerine, dayatılan kuralların beni baskısı altında tutan bir sitem olduğu gerçeğini sorgulayıp ret ettim.
Özgürce düşünebilmek, özgürce yaşam sürdürebilmek yetisine sahip kimselerin tabuları ve baskıcı kuralları yoktur.
Bu yıl uyanış yılı olsun...
Kimse kimseden çalmasın. Kimse kimseyi aldatmasın, kandırmasın. Kimse kimseyi öldürmesin. Doğa katledilmesin. Hayvanlar zulme uğramasın. Herkes dilediği boyutta seyretsin yaşamı...
Herkesin karnı doysun. Bir sıcak evi olsun. Bir de yürekler sevgiye açılsın...
Dipnot: Zamanınızı hak edenler için harcayın çünkü zaman çok kıymetli...
Tarih: 31.12.2023-2024
YORUMLAR
Derya hanım yazmış olduğunuz yazınızı okuduğumda şu bölüm gülümsetti :))
... Milli piyangodan, nar’dan, kırmızı dondan ve tepesinde sıçan kuştan medet uman biri olmadım. Üreten ve emek verenlerin kıymetini bildim...
Peki şimdi mutlumusunuz gerçekten sizi hiç ama hiç tanımıyorum derya hanım ama yazılarınızı okudukça aslında mutsuz biri olduğunuzu anlamak zor olmadı.
Palyaçonun hikayesini biliyorsunuzdur kesin , yani palyaçonun tam tersi hikayesi misali sizde mutsuz olduğunuz halde dışarı hep ben çoook mutluyum taklidi yapmoyorsunuzdur umarım, hani madalyonun diğer yüzü vardır yaaa, işte öyle.