- 244 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÖRT MEVSİMLİK AŞK
Sensiz uyandığım ilk sabah, sensizliğe adım attığım ilk sabah mı demeliyim? Gece içimde kopan fırtınalar dinmiş, uykumu kaçıran düşünceler kaybolmuş. Neden böyle oldu ki, dün gece deliye dönmüştüm, canımın acısından ne oturabiliyordum ne yatabiliyordum. Şimdi gönlüm neden sakin bir okyanus gibi sebep yıkılan hayaller mi? Yoksa yok olan umutlar mı bilmiyorum. Ama bu sabah sanki biraz daha kendimi düşünmeye başladım. Seni dünyamın merkezinden alıp gönlümün en derin kuytu köşelerine mi attım? Gerçekten bilmiyorum. Şimdi herkes başka gözle bakıyor bana, ya da ben öyle düşünüyorum. Yalnızlık mı iyi gelecek yoksa kalabalık içinde sahte gülücükler saçmak mı? Onu da bilmiyorum.
Yaşayıp göreceğim elbet. Sensiz dünyamın ne hale geleceğini, gerçekten sensiz kaldığımda ne kadar acı çekeceğimi göreceğim. Hayattan bir beklentim yok gibi, şimdi sadece yaşamak için ne gerekiyorsa onu yapacağım yemek yemek gibi mesela ya da su içmek gibi, bedenimin maddi olarak ihtiyaçlarını gidereceğim. Spora başlayacağım, şiirler yazacağım şarkılar söyleyip zamanı öyle atlatmayı planlıyorum. Arkadaşlar arıyorlar ama seni soracaklar diye gitmiyorum. Ben daha kendime anlatmakta zorlanırken bu sensizliği onlara nasıl anlatırım, seni birkaç kelime ile anlatıp geçiştirmek istemiyorum. Seni anlatacak kelimeleri bulamamışken sensizliği anlatacak kelimeleri nasıl bulacağım.
İşte bitti, Türk filmlerindeki mutsuz sonlar gibi sonrasında kahramanlar kendilerini ya toparlıyordu ya da canına kıyıyordu. Benimki de biraz ikinci seçeneğe benzedi galiba ben canıma kıymadım ama canımdan çok sevdiğimi gönlümün en derin mezarına gömdüm. Galiba gecede onun cenaze merasimiydi. İçimdeki seller gözlerimden akan yaşlardı, kopan fırtınalar duyduklarımdı. Canım bu yüzden çok yandı, uykularım bu yüzden kaçtı. Her şeye rağmen güneş yine doğdu ve yükseldi. Seni hemen unuttuğumu sanma, seni asla unutamam evlenirim ailem olur çocuklarım olur ama şundan emin ol bir kızım olursa senden bir şey taşır mutlaka. Sana baktığım gibi kimseye bakamam seni koyduğum yere kimseyi koyamam biliyorum. Bir daha sana da kavuşamam onu da iyi biliyorum.
Sen benim her şeyimsin benden her şeyi alıp gitme diyordum ya, gittin her şeyimi alıp gittin. Kızamam sana neden diye ya da sorgulayamam mutlaka kendince haklı sebeplerin var. Belki kaşımı beğenmedin belki gözümü ya da özümü beğenmedin. Şimdi yeni arayış içerisine gireceksin her yeni birinde beni kriter olarak kullanacaksın. O bunu düşünürdü o bunu yapmazdı o beni bırakmazdı mesela, bırakmadı da yıllar geçecek hayatıma kimler gelecek kimler gidecek ama kimse bir sen olmayacak senin kadar sevilmeyecek.
Zaman olarak baktığında çok kısa bir zaman görünüyor ama yaşadıklarımızı yıllara sığdıramıyorum. Şu güne kadar yaşadığım sürede bu kadar uzun bu kadar değerli anılar biriktiremedim senin yanında kendimi hissettiğim kadar değerli hissetmedim. Seninle gittiğimiz hiçbir yere gidemiyorum. Sadece sahile gidebiliyorum fırsat buldukça.
Şimdi yine buradayım. Ama bak, sen yanımda değilsin. Sadece kalbimin nuruyla geldim buraya. Yıllardır uçurumdan attığım her şey tekrar sahile vurmuş. Uçurumun kenarında kaybolan ayak izim geri gelmiş. Kaçıncı gelişim buraya bilmiyorum. Sana demiştim ya hani bu şehir beni sensiz boğuyor. Nefes alamıyorum koca şehirde artık. Sokaklarında yalnız dolaşırken kaldırım taşları diken oluyor. Gündüzü yok artık bu şehrin, benim için hep karanlık. Divane gibi dolaşıyorum şehrin sokaklarında. Gönlümün nuruyla aydınlatmak istiyorum âşıklar için sokakları. Karanlık tenha sokağı kalmasın istiyorum. Kimse korkmasın herkes aşkını dilediği gibi yaşasın istiyorum. Buraya her gelişimde ay ve yıldızlar ayrılmışlar gibi saklanıyorlar bulutların arkasına. Gönlümdeki kara bulutlar sarıyor sanki her yeri, hava da gözlerim gibi nemleniyor ama yağmıyor saatlerce, beklememi ister gibi. Dönmeyeceğini bile bile geliyorum buraya. Ufak bir çıtırtıda arkama bakıyorum sen geldin diye. Ama aklımın oyunlarına maruz kalıyorum. Hayalin oturmuş taşın üzerine attığımız çentikleri siliyor sanki hiçbir şey yaşanmadı dercesine. Sonra geliyor yanıma, gözyaşı döküyor omuzlarımda. Seni çok özlüyorum diye. Ağladıktan sonra gideceğini bile bile, üzülme senin bir suçun yok sadece ben sevmeyi beceremedim diyorum, sana her defasında. Sonra kalkıp gidiyorsun, ardına baka baka. Arabaya binip kayboluyorsun. Bu sahneyi kaç defa yaşadım bilmiyorum. Eskiden çentikleri sayardım. Sonra çentikler azalmaya başladı. Sanki biri gelip siliyor onları. Günden güne eksiliyorlar. Buraya geldiğimde hissettiğim acı gibi. Acısı çabuk geçecek zannediyordum. Geçmiyormuş sadece acıyla yaşamaya alışıyormuş insan. Şimdi eskisi gibi umutla bakamıyorum çevreme. Bu uçurumun kenarından ufuktaki gözlerine nasıl bakıyorsam öyle bakıyorum dünyaya. Masaldaki prenses gibi geldin hayatıma. Ne çabuk saat 12 oldu da kayboldun. Her yerde seni arıyorum ama bulamıyorum. Elimde bir ayakkabı yok ki. Kapı kapı dolaşıp seni bulayım.
Söz verdim sana ağlamayacağım diye. Ama ne zaman buraya gelsem sözümü unutuyorum, toprak kavuşuyor gözyaşlarıma. Bazen âşıklara denk geliyorum. Eskiden uzun uzun seyrederdim. Hayaller kurardım onlara bakarak. Şimdi başımı çeviriyorum. Gördüğümde sanki dağladığım yaralarım tekrar açılıyor. Sonra durduramıyorum kanamasını. Tekrar dağlamam gerekiyor. Buradaki resimlerimizi silemedim, gerçi hiçbirini silemedim. Ama bakmaya da dayanamıyorum. Nerden bilebilirdim ki seni ilk gördüğümde içime düşen kıvılcımın bütün hayatımı küle çevireceğini. Bilseydim sever miydim seni? Yine severdim. İnsan acı çekmeyi sever mi? İşte ben seni acı çekeceğimi bile bile yine severdim.
İçim buram buram tüterken anılarımız geliyor aklıma. Unutamıyorum ki yaşadıklarımızı her şey seni hatırlatıyor. Nereye baksam bir iz var senden. Gittiğimiz yerler, oturduğumuz parklar, yemek yediğimiz restoranlar. Bir ara satmayı düşündüm arabamı, ama kıyamadım ona da, çok hatıramız vardı içinde. Sana sevdiğimi ilk söylediğimde içinde sabahlamıştık. Seni ilk gördüğümde yoktu ama sana sevdiğimi ilk söylememe şahit olmuştu. Sonumuz böyle oldu ve bitti.
Nasıl başlamıştık hatırlıyor musun? Ben hiç unutmuyorum. Nasıl unutabilirim ki. Anlat deseler oturur üşenmeden saatlerce anlatırım. Her şey izlediğim aşk filmleri gibi saniye saniye aklımda. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum ama seni gördükten sonraki her anı çok net hatırlıyorum. Unutmamın imkânı yok her gece seni yeniden yaşıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.