- 294 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Eğitim Faciası Aslında
Evet hani şu meşhur Rıfat Ilgaz’ın yazdığı Hababam Sınıfı filmlerinden bahsediyorum. Komedi Filmlerinin sıralaması yapılsa ilk ona ilk beşe bile girer, bazılarının düşüncesine göre, ama aslında milli eğitimimizin içler acısı durumudur ortaya konan.
Hiç de güzel ve olumlu bir örnek değildir. Güdük Necmi tiplemesinin yazarın kendisi olduğu rivayeti vardır. Özel okulda babalarının paralarıyla okuyan şımarık çocuklardır tamamı... Sigarada içerler, kopyada çekerler, haraçta alırlar zaman zaman. Bir kaç tane güzel cümlede vardır illaki içinde ’’Okul dört duvar ile çevrili bir yer değildir sadece.’’ gibi...
Sanırım ilk defa yetmişli yıllarda Ankara’da bir açık hava sinemasında seyretmiştim, çocuktuk o zaman çok gülmüştük o çocuk halimizle... Fakat şu da bilinmeli İnek Şaban tiplemesi yüzünden son elli senedir hiç bir baba çocuklarına ’’Şaban’’ diye isim vermemiş. Bu ne kadar acıdır aslında... Herkes birbirine pis pis şakalar yapar. Öğretmenler Odasında bile sigara içmekten çekinmezler. Öğretmenlerine aşk mektupları yazarlar... Aslında bu filme kahkahalar ile değil de acı acı gülünmesi gerekir diye düşünüyorum...
Hababam Sınıfı da olsalar Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini ezbere biliyorlar. Tabi ki kötü bir şey değil Gençliğe Hitabeyi biliyor olmak, ama sadece de onu bilmek ile iş bitmiyor... Alt sınıflarda ki talebelerden haraç bile almaya kalkıyorlar. Ders kaynatma konusunda zaten üstlerine yok.
Mahmut Hocaları hastalanıyor, ona bile hastanede sahte diploma götürüyorlar... Aslında biz okuduğumuz yetmişli seksenli yıllarda hiç de iyi örnek olmamışlar bizlere... Boş derslerde hatırlıyorum gürültü yaptığımız zaman nöbetçi öğretmenler zınk diye sınıfa dalar ’’Ulan keratalar Hababam Sınıfı mısınız siz?’’ derlerdi...
Müfettiş kılığına girip gözleri görmeyen, kulakları iyi duymayan hocalarını tiye alıyorlar. Bir de hiç anlam veremediğim kopya çekme olayı ki sobanın içine girmek de neyin nesi... Yetmezmiş gibi bir de seneler sonra yeni yeni artistler ile değişik versiyonlarını çektiler. Velhasıl güleriz ağlanacak halimize gibi bir durum var, gibisi de fazla aslında...
YORUMLAR
Evet, güleriz ağlanacak halimize gülüşü bu acı acı. Öğretmenliğimde bazı sınıfların ha babam sınıfı olmakla övündüklerini görmüştüm.
Ahmet Zeytinci
Eğitim olmadı,
90'ların nesli olarak ben görmedim.
İlk başlarda biraz iyi gibiydi sanki.
2.sınıfta 5. sınıf konularını görmüştüm ve eğitim şimdi zamandan daha iyiydi.
2000'lerde bir el yazı başladı ta ilkokullarda.
Kardeşim daha okuma-yazma yeni öğrenmiş ve bu öğrenciyle el yazıyla not tutturdular zorla.
O dönem Prof Oktay Sinanoğlu dediği gibi bu bir cahilleştirme sürecinin bir ayağı.
Ben de birer bir gördüm.
Benim 2002 dönemimden sonra ki nesil Pisa da sıralamalarına bakın nerde?
Okuduğunu anlayamayan ve o yüzden dersaneler ve de onlar gitti daha neler neler.
Benim 1970'lerden ki iddiam şimdi daha da beteriyiz.
Bir YÖK ile üniversite de araştırma bitirildi lise oldu her yer,
İlk öğretim de başarı daha geçen bir kız öğrenci özel liseden M. I. T 'ye kabul olmuş ama nasıl bir eğitim ile.
Devlet okulları evlere şenlik.
Biz daha iyi eğitim almışız 90'larda.
Akıl almaz bir sona doğru gidiyoruz müfredat dinselleşmiş, rasyonel akıl dışlanmış, yabancı dil dersleri adeta paralı.
Bize bunu dayatan tayfanın tüm çocukları nedense hep özel yabancı misyoner okullarda eğitim alır ve bir tanesi devletin kendi okulunda okumaz.
Ben dahil bu sistemce beynimiz zehirlendi, düşünce, analiz dogmalarla boyanmış.
1950'ye kadar ki eğitimden bir Feza Gürsey, Gazi Yaşargil, Oktay Sinanoğlu, Cahit Arf çıkmış.
Sonrası kayıp nesil.
O yüzden adam gibi bir eğitim alamadık.
Benim eğitim de yaşadıklarıma o yıllara ki bir onur belgeleri yığınla birisiydik, örnek öğrenciydik.
Ama robot, itiatkar yetiştirilmeye çalışıldık.
O yüzden tüm hocalarıma beddualar ettim, ediyorum.
Şiir kitabımda ufaktan belirttim.
Keşke daha fazlasını isim isim ne yapmışlar diye ifşa etmeliydim.
Ama onlarda sistemin kölesi.
Yazınıza kendimden yorumlarla yanıt vermek istedim.
Saygılar...
Kavramsal Empati Yılmaz S tarafından 25.12.2023 22:05:54 zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet Zeytinci
Çok kaliteli öğretmenler elindeydik. 82 de Üniversite sınavını kazandık filan bir yıl sonra yarım bıraktık o yıl 29 tane Üniversite vardı Türkiye de şimdi bildiğim kadar ikiyüzün üzerinde ama kalite var mı o tartışılır... Çok kolay profesör olunuyor şimdi gibi geliyor bana... Müslüman ülkelerin geri kalmasının en büyük nedeni o kadar açık ve net ki okumamak ve bilime gereken önemi vermemek. Daha çok yol almamız gerek hemde çok. Teşekkür ederim katkılarınıza. Selam ve saygılar...