- 259 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İHANET
Aşkın koynunda yatar ihanet
Aşkın koynunda yatar ihanet Güneşli bir sabah ama soğuk bir gün olacak belli ki…Ölü bir hayata uyanmış gibiyim tıpkı içimde ölen sen gibi her şey ölü bugün. Renksiz, soğuk, yorgun, hasta, öfkeli ve bitkin…Dokunduğum her şey çaresizliğe bürünmüş çığlık çığlığa aylıyor hıçkırıkları susmuyor aldatılmışlığın siyahı…
Ayrılık çanları ilişti kulaklarıma.Ve ben bir geç kalmışlığın yanılgısıyla uyandım gerçek olmayan bir aşkın ihanetine düştüğümü. İkiyüzlü bir adamın iki yanından yalanlar geçiyordu.Bir elinde ben, diğerinde bir öteki kadına ait izler duruyordu.
Gözlerine baktığımda göz bebeğinde kendimi ama arkasında, siyah kısmında bir başkası duruyordu.
Yinede o adam gerçekleri inkâr ediyordu.
Kim bilir bu kaçıncı inkârdı? Kim bilir seven bir kalbin aldatıldığı gerçeğiyle yüzleşip, bozuk para gibi bu kaçıncı harcanışıydı?
Kadınlar sevdiği bir yüreği kendilerinde bile sakınırken, erkekler nasıl o yüreği paramparça etmek için ellerinden gelen her şeyi yapabiliyorlar?
Belki de bu nedendendir, erkeğin kalbi her kadın için, her kadının yüreği de tek erkeği için çarpıyor. Belki de ihanet erkeğin, bağlılıkta kadının doğasında vardır!İşte bu yüzden aşkın iki yüzü vardır…
Bir yüzü erkek diğer yüzü kadındır.Yaşadıklarımız bazen tüm renklerin birbirine karışması gibidir.Her şey öyle iç içe geçer ve karma karışık bir hal alır ki, kendimizi bulmamız bir hayli uzun zaman alır.Yalanlar ve yanlışlardan arınıp doğru yolu bulduğumuz anda yine önümüzü kesen bir aşk çıkmazına düşeriz.
Ancak dalları kırılmış bir ağaçtan meyve alabilmek bayağı bir emek gerektirir.Ağzı sütten yanan yoğurdu üfleyerek yer misali...Artık körü körüne inanıp kendini aşkın kucağına atmazsın.Yalan, ihanet, aldatmaların yaşandığı yerde en azından en çok canı yanan olmazsın.
Yaşanılmış hayal kırıklıkları içimizde büyüttüğümüz aşkı, sevdayı darmadağın ederken, bütün inanç ve güvenimizi de yıkıp gider.Aşk adresi belli olmayan bir kurşun gibidir; kiminin canını alır, kimini ömrü boyunca kendisine mahkûm eder.
Mahkûmu olduğumuz aşklar bir ihanetin koynunda yatar. Yüreğimizin içine sığdıramadığımız sevdiğimiz yüreğimize kurşunu sıkandır.
Acı gerçeklerin perdesi açıldığında, tüm maskeler düşer ve sadece asil sevdamız gerçektir, gerisi hep yalandır… Yalanlar ve yalancılar nefretimi kazandılar…Yalanlarıyla kişi sadece kendisini kandırır, çünkü her yalan bir diğer yalanı doğurur.Her yalan bir kayıp, her kayıp bir değerdir…
Kaybedilen değerlerse, bir yokluktur. Kişi kendisini yalanlarıyla yok eder.Yalan kar, kazanç getirmez sadece zarar, ziyan, acı ve gözyaşı getirir.Var mı asil bir sevda… Ya da dürüstçe maskesiz yaşanmış bir aşk hikâyesi…Bazı aşklar sadece ölüm kokar, yaşatmaz öldürür… Tarih: 12.10.2013
Derya Avşar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.