- 142 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İnsandaki Kuvveler
Çok güzel ve sanatlı olarak yaratılan insanın cismindeki harikalıklar kadar duygularındaki harikalık da dikkat çekicidir. İnsandaki bu duyguların,kuvvelerin tahlilleri yapılmadan insanı tam olarak tanıyabilmemiz pek mümkün değildir.Ayrıca bu kuvveler ruhu bir nevi ayakta tutan gıdalarıdır.
İnsandaki kuvvelerin üç ana gurupta toplayabiliriz. Bunlar:
1-Kuvve-i Şeheviye
İnsanların yeme,içme,cinsi istek gibi hususlara meylinin olmasıdır.Şayet insanların yeme ve içmeye isteği olmasaydı hayatiyetini devam ettiremez ve ölürdü.Cinsi isteği olmasaydı,yeni nesillerin meydana gelmesi söz konusu olamazdı. Tabii bir şartla ki, insanlardaki bu sayılan isteklerin aşırılıktan uzak,normal ve düzeyli olması gerekmektedir.Ancak böyle olursa insana zarar yerine fayda temin eder. Mesela, insanlardaki cinsi meyil ölçüler dışına çıkartılarak gereksiz ve suni tesirlerle tahrik edilirse,din ve akıl dairesinden çıkar mekruh ve haram kılınan şeylere tecavüz meyli artar ve kötülükten lezzet alır hale gelir.Cinsi meyil hiç olmazsa bu da zararlıdır.Çünkü nesillerin meydana gelişine engel olur.Bu ikisinin karar noktası ise Allah’ın emrettiği ölçüler dahilinde maddi ve manevi hayatın düzene konması,izin verilmemiş meşru olmayan şeylere karışılmamasıdır.
2-Kuvve-i Gadabiye
Yani makam,üstünlük,intikam,zulüm gibi duygular gazab kuvvesinin neticesidir.
Gazab duygusu normal ölçülerde olursa karşımıza kahraman karaktere sahip bir kişi çıkar.Allah’ın emrettiği ölçüde din, vatan,namus için kahramanca korkmadan mücadele eder.Gazab duygusu ifrat olursa kahramanlıktan çıkıp, lüzumsuz gereksiz yer ve zamanda ucuz kahramanlığa iş dönüşür.Böylece kendisini ve beraber olduğu insanları zarara uğratır.Tefrit noktası ise hiçbir lüzumu ve gereği yokken, Allah’ın emrettiği,ölündüğünde şehitlik mertebesine ulaşılacak durumlarda dahi korkaklık göstermektir. Bu tür insanlar da çevresine ve kendisine zarar verirler.
3-Kuvve-i Akliye
Yani iyi olan şeyleri kötülerinden,güzel olan şeyleri çirkinlerinden,zararlılarından ayırarak istikamet dairesinde kalmamızı sağlayan kuvvemizdir.Bu kuvvenin normalden fazla aşırı derecesine cerbeze denmektedir.Cerbeze ile hareket eden kişi, maskaralık ve çeşitli oyunlarla hile yaparak iş görmeye çalışır.Bu kuvvenin normalden aşağıda kalan mertebesinde olan kişiler,anlama noksanlığı ve Allah’ın tavsiye ettiği güzel davranışları ve yasakladığı çirkinlikleri fark edemez durumdadırlar.
Bu duygunun itidal dediğimiz orta noktası hikmettir. Yani Cenab-ı Hak’kın lütfettiği akıl nimetini yerinde kullanarak neyin doğru,neyin yanlış olduğunu ayırt etmektir.
Bu üç kuvvenin normal mertebesi insanda bulunursa bu kişi çok adil ve faziletli bir kişi olur.Aksi söz konusu olursa zalim olur.
İnsanlardaki bu kuvvelere hayvanlarda olduğu gibi herhangi bir sınırlama getirilmemiştir.İnsanlara böyle bir sınırlama getirilmediği için duygularını iyi yönde kullandığı oranda Peygamberlik,velilik mertebelerine ulaşabilir.Kötüye kullandığı oranda ise Nemrutlardan, Firavunlardan, şeytanlara kadar en kötü seviyelere kadar inmesi söz konusu olabilmektedir. O halde tek yapılacak şey bu kuvvelerin yönlerini ebedi hayatımız olan ahirete çevirmek ve bu duyguları kendine layık hususi, kulluğa yakışır bir şekilde kullanmaktır.Şayet insan duygularına bu güzel meşguliyeti vermezse, yönleri dünyaya çevrilir ve dünyaya ait bütün zevkleri tatmak uğruna o kişinin hem dünyasını hem de ahiretini mahveder,perişan olup cehennem çukurlarına düşmesine sebep olur.
Biz kitabımızda kısmende olsa bu kuvvelerin yönlerinin ahirete çevrilmesi ve eğitilmesi noktasında veya en azından insanların normale yakın seviyeyi yakalamasında vesile olmaya çalışacağız.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.