1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
229
Okunma
Sevgili Sonia: niye güçlü görünmek istediğini bilmek, duymak ve görmek isteyen kaç milyon insan kaldı şu dünyâda? Ya da öyle yapmasa mıydım? Bunu neden bilmiyorum? Böyle olmamalıydı! Diyen kaç kişiyiz? Şimdi bu soruların cevapları vardır. Ağrıları vardır, hikâyeleri özlemleri hülyaları. Niye olduk biz, niye yapıldık? Beni kim yönetiyor? Alışkanlıklarım alışılagelenlerden mi? Bir şeyler hızınca yaklaşıp mesâfesince uzaklaşıyor değil mi? Kokumuz korkularımızdan ne kadar ağır? Ne kadar şahaneyiz ne kadar sıradan? Kaç kişi yapabilir miyim bilmiyorum’a yürüyor? Niçin her şeyin içi boşaltılıyor? Darlığa ne kadar inanıyoruz? İnanmaya inanıyor muyuz? Bu soruları nasıl anladığımız bile sorulara cevap olmuşken, içi kötülerin dışlarını güzelleştirmek çabası içinde kaybolup gidiyoruz. Tek bir gülüş makyajlı yüzden daha güzeldir, daha içlidir. O yüzden tek bir ay ile yetinebilecek ve bir seyretmeyi dahi bölüşebileceğim insanları özlüyoruz. Evet, sürekli bir şeyleri arayanlar aradıkları kadar kaldılar dünyâda. Oysa ancak sevenler birbirini bulabilirdi. Nihâyetinde dünyânın sorumluluklarla dolu olduğunu anlamayanlarla uğraşıyoruz; yollar bizi bekliyor.
Şunu diyeyim; şimdi sen niye ayaktasın: bir hayâlin vardı, ne oldu ona: haydi ona bak onu ara...
/..