- 311 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
*****
Çok çaresizim. Sokaklar soğuk ve acımasız. Sokak lambalarının aydınlattığı bu sokaklar beni korkutuyor,ürkütüyor.16 yaşında olan birine göre burası çok tehlikeli diye düşünürken gülümsüyorum .Sanki diğerleri için çok tekinmiş gibi. Dudaklarıma kıvrılan acıyla anımsıyorum. Evim artık pis suların ve farelerin evi olmuşken ben burada ‘’Neden oturabilirim?’’diye içimden geçirecek kadar komik bir durumun içine düşmüş hem gülüyor hem ağlıyor trajedinin en büyüğünü yaşıyorum. O kadar büyük ki Shakespeare halimi görse sahnesine konu olacak yeni bir Tragedya yazardı sanki diye kendimle konuşurken iç sesimi soğuk kesiyor kemiklerime işleyen soğukla titriyorum. Öksüz, yetim ve evsiz…Yine duruma gülümsüyorum .Dışarıdan biri beni izliyorsa bile deli diyerek bana yardım edecekse de etmez biliyorum. Haklılık payı da veriyorum .Üstümde ince, palto denemeyecek bir eskilikle sarındığım ve lime lime olmuş rengi solmuş uzun eteğimle başıma çok küçük gelen çocukluk şapkasıyla belki de acınacak değil komik görünüyorum. Gözlerime pabuç demeye bin şahit isteyen altı parçalanmış ayakkabılarım ilişince şöyle bir düşünüyorum. Hep böyle mi yaşıyordum? Hayır aslında sevilen, sıcak yuvası olan bir çocuktum. Annemin okuduğu masallarla uyur babamın aldığı tahta oyuncaklarla mutlu olurdum. Bolca şımartıldığım için Tanrı tarafından cezalandırılıyordum belki derken birden bunun aptal bir saçmalık bir kehanet olduğunu düşünüp güzel anılara daldım. İşte bazen saçmalıyorum. Şuan içimi ısıtan tek bir şey var o da elimde kalmış anılarım. Gözlerimde babam canlanmıştı ve tabi güzeller güzeli annem. Onun güzelliğine saatlerce bakar akşam yüzüne vuran odun ateşinin yüzünde dans edişini hayranlıkla izlerken çoğu zaman uyuyakalırdım. Sarışındı babam annemin tersi gözleri çakmak çipil çipil ,gülümserken kaybolurdu. Sadece anneme bakarken büyürdü o gözleri o da benim gibi hayrandı anneme. Babam bayılırdı uzun siyah saçlarını örmeyi annemin ve koltukta örgü örerken uyuduğunda üstüne kalın büyük şalını örter ben şömine karşısında oynarken bana göz kırpardı. Nereden nereye derken gözlerim bu sefer kaldırım taşlarına yansıyan sokak lambasının sarı ışığına takılıyor. Öksürüğüm ise o an tüm neşemi alıp götürüyor. Zaten pek de neşem kaldı diyemezdim anne babam gittikten sonra. Ölmekten korkmuyorum .İkisi de kollarımda son nefesini verirken yeterince ölüme şahit olduğumu düşünerek eğer beni bu acımasız hayattan çekip alacaksa öleyim diye mırıldanıyorum kendi kendime. Gözlerimi tane tane yağan karın olduğu soğuk havaya dikip ve dua ediyorum.
‘’Tanrım beni de anne ve babamı yanına aldığın gibi al alacaksan .’’Beni koru diye de ekliyorum .Bazı boğuk sesler kapalı gözlerimi açınca duamı yarıda bölüp etrafa bakıyorum. Birkaç adam ellerindeki içki şişeleriyle yalpalanarak yürüyor ve bilmediğim bir dilde şarkı söylüyor. O sarhoşların beni rahatsız etmemesi için gözlerimi sımsıkı kapayıp tekrar dua ediyorum.
‘’Lütfen beni koru.’’
Bir kahkaha bölüyor bu sefer duamı gözlerimi aralamış bir kadınla bir adamın konuşup gülüştüğüne tanık oluyorum. Kadının giyinişinden onun bir hayat kadını olduğu kesin. Önüme dönüp aynı amacı paylaştığımızı hayat kalmaya çalıştığımızı düşünsem de pes ediyorum ben artık yorgunum. Annemin bana okuduğu şu kibritçi kız masalındaki gibi lamba altında oturmuş soğuktan sızlayan burnumu çekiyor bazen kendime çaktırmıyormuşum gibi nemlenen gözlerimi hırkamın ucuyla siliyorum. Şimdi her şey gözüme daha net geliyor. Soğuktan çatlamış ellerimi ısıtacak bir kibritim bile yok. Hayat herkese adil davranmıyor ben de o konvoydayım. Ayaklarım o kadar üşüdü ki onları oynatacak halim yok. Yırtık pabuçlarımın da suçu yok ayaklarımı ancak bu kadar koruyabilir zaten. Gözlerimi tekrar kapatmak ve açmak istemiyorum .Yorgunum üşüyorum Artık duamı bölecek kimsenin de sesini duymuyorum yalnızlığa terkedilmiş bu sokaklarda.
Sadece uyumak istiyorum. Tekrar o sıcak günlere kalkarım umuduyla uyumak. Son uykum olsa bile gözlerimi sımsıkı kapatıp oturduğum yerde öylece uzanmak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.