- 180 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOKLUK ANILARIM-4
Palamut
Giresun’dan bir dayım gelmişti. Fıstıkağacı’nda bir dayım daha vardı ki aslında devamlı kaldığı yer Almanya’ydı. Onu da görmek istemişti ama evini bilmiyormuş.
“İyi, gidelim, belki evdedir” dedim.
Gittik. Evde yalnızca dayım vardı. Diğerleri Almanya’daymış. Bizi görünme memnun oldu. İçeri aldı. Ve biraz hoş peşten sonra bize dedi ki:
“Siz biraz oturun, ben Üsküdar’a gideceğim.”
Üsküdar’dan geldiğinde gördük ki palamut almış ve dilimletmiş. Mutfağa girdi, bir güzel kızarttı onları ve iştahla yedik.
Gece orada kaldık. Kendisi yatak odasında yattı ve bize salonda birer çekyat açtı ve uyuduk. Sabah uyandığımda ben yatağı topladım ve yorgan ve yastığı dayımın çıkartırken gördüğüm, çekyatın dolaplarına koydum. Sonra dayım bizi kahvaltıya çağırdı ve kahvaltımızı da yaptıktan sonra oradan ayrıldık.
Küçük dayım yolda bana:
“Sen yorganı yastığı nereye koydun?” diye sordu.
Neyse onu geçelim. Bu anıyı anlatmamdaki neden palamut balığıydı. Palamudu en son Giresun’da çocukluk yıllarımda yemiştim. Biz İstanbul’da hamsi, istavrit, mezgit gibi balıklardan ileri gidemiyorduk.
Allah razı olsun dayımdan.
Mekânı Cennet olsun.
Tahtakuruları
Bir defasında fena halde tahtakuruları sarmıştı evimizi. Bakkalda markette satılan aerosol tipi ilaçlar etkisiz kalıyordu. Bir süre kaybolup sonra tekrar ortaya çıkıyorlardı. Birileri bir öneride bulundu:
“Karaköy alt geçidinde zirai ilaç satan yerler var. Oradan çok etkili ilaçlar bulabilirsiniz.”
Kardeşim İbrahim’e 20 lira verdiler ve Karaköy’e gönderdiler.
Almış.
“Fiyatı nedir?” diye sormuş:
“20 lira” demişler.
Az miktar bozuk parasını oraya giderken harcamış. Şimdi dönüş için parası kalmıyormuş.
Benim daha önce yaptığım gibi “Dönüş param kalmıyor” demek gelmemiş aklına.
Veya çekinmiş.
Karaköy’den Yedikule’ye kadar yürüyerek gelmiş.
Ama deymiş doğrusu.
Üç gün arayla bir güzel ilaçlandı ev ve tahtakurularının kökü kazındı…
(devam edecek)
Kadir Tozlu
13.12.2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.