İçimden geçenlerin içinizden geçenler ile tıpatıp aynı olduğunu biliyor ancak içimden geçenleri hitabım her ne kadar kuvvetli olduğu söylense de "kitaba el basarım" edebimden mütevellit dile getiremiyorum!..

Sadece şu kadarını söyleyebilirim; soyadının koca, şahsiyetinin ise "UN UFAK" olduğunun ispatı için bu kadar berbat bir yol seçebilirdi bir insan!

Ülke başkentinin güzide spor kulübünün başkanı olması ayrı daha evvel ülke siyasetinde söz sahibi olmuş olması apayrı, söz sahibi olmasına müsaade edenlerin ise bambaşka/n utanç vesilesi olmasına sebep olan geçtiğimiz gün oynanan futbol müsabakasını yöneten hakeme yumruk atarak kimliğini ve hayata dair bakışını resmeden kıytırık "cağız" dan bahsediyorum hı hı..

Bu ülkenin futbol kulüplerinin taraftarları maalesef küfür ederek taraftar olunduğunu düşünmekte ve bu durum tamamen eğitimle ilgili!

Öyle ki, aynı oyuncuya sevinçle "ne koydu be ana km çocuğu" üzüntüyle ise "ulan o topa öyle mi vurulur ana km çocuğu" sözleriyle bile isteye küfür yolunu tercih ederek tezahürat adı altında tepki veren şu milyonlarca sayıda bizim insanı da es geçmiyorum hı hı..

Bu milyonlarca insanın araştırma konusu olması gereken seviyesiz küfür üretimi kadar, ülke menfaatine ne üretip üretmedikleri de geçtiğimiz günlerde patlak veren saadet zinciri "indiragandi" düzeneği ile gözler önüne serildi..

Normal şartlarda asgarî ücretle hayata dair mücadeleleri makalelere konu olması gerekirken neredeyse yok sayılan yurdum insanlarının gözlerinin içine baka baka "milyonlarca dolar" olarak zikredilen paraları valizler ile bir banka müdüresine "yüpyüksek faiz" niyetiyle kaptıranlar da işte o milyonlarca kaba kalabalık tarafından bilinçsizce şakşaklandı yıllarca.

Onlar tonlarca parayı salyalarını akıta akıta katmer katmer katlama derdiyle gizli saklı iş çeviren kaybettikleri an ise çıt sesleri çıkmayan ancak kaybettikleri an besmeleler çekerek yalvar yakar devlete yavşayan, cahil, zavallı ve tamamen tamah bilmezlerdi hı hı..

Haklısınız, uzatmaya gerek yok.

Kısacası; kim bu ülkeye ve bu ülke insanının gözünün içine baka baka hadsizlik yapıyorsa, onlara; "haddini bilmeyene haddini bildirmenin İslam’ın altıncı şartı" olduğunu öğütle değil, örnek olacak cezalar ile acilen öğretmelidir devlet aklı!.

Adalet yoksa ahlâk, ahlâk yoksa hiçbir şey yok vesselam.

He unutmadan, bir şarkı sözü var bu kendini gerçekten "imparator" gören basitler için cuk oturan; "Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil bezirgan değil, bu kadar güvenme hiç kendine, kimse şah değil padişah değil..."

Bu yüzden sadece Ankara’nın değil tüm memleketin gücüne gitmeli yaşanan (her) rezalet!

Ve Cennet mekân Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünyaya örnek o sözüyle son veriyorum.

"Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlâklı olanını severim!"

Saygılar.

𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE