- 326 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Var olmanın amacı nedir ?
Var olmak ve varlığın amacı nedir ?
Bu soru bir tek insan denilen canlının kendi var oluşunu sorgulamasıdır.
Diğer varlıklar evren üzerinde belli bir görev ve amaç birliği bütününde hareket edip varlığın tamamının devamlılığına hizmet eder. Öyle mükemmel bir zincirdir ki bu birini çıkardığınızda diğerinin varlığı zincirleme olarak varlığının bütününe ulaşan bir yok oluşu tetikler. Hepimizin bildiği bir örnekle her çiçekten polen alan arılar bitkilerin döllenmesine dolayısı ile bitki çeşitliliğinin devamına hizmet eder. Arının görevi bal yapmak değildir. Arılar balı kendileri için kış yiyeceği olarak depolar. Kendi yaşam devamlılığının gereğidir bu.
Milyonlarca yıldır üzerinde yaşadığı dünyayı tanımaya çalışan insan bu mükemmel döngünün içinde kendisini ve varlığını sorgulamıştır.
Böyle bir sorgulama yetisine sahip insanı dizginlemek için bazı kurallar ile örülmüş göksel emirler gerekir ki korkutma, ödül ve ceza yöntemi ile asıl amacının peşine düşmesin , sormasın , sorgulamasın. İşte buna din dediler.
Çünkü insanı , beşer emri ve beşer kanunları ile uzun süre ,dizginleyemez , köleleştiremez ,sömüremez , düşünmekten ve sorgulamaktan uzaklaştıramazsınız.
Her şeyin o bir gün için olduğu fikrini beynin merkezine yerleştiremezsiniz.
Bir gün kıyamet kopacak , bir gün göksel tanrı tarafından yargılanacak , yargılanmanın neticesinde bir gün cennete veya cehenneme gönderileceksin.
Dört aşamalı bir amaç silsilesi ile var oluşun asıl amacından koparıldı insanlar.
Her şey o bir gün içindi...
Peki gerçekten öyle mi ?
İçinde ödül ve ceza hukuku , korkutma , dayatma barındıran bir sistem gerçekten tanrı sözü mü yoksa insanın toprağa düştükten sonraki bedensel yok oluşu kabul etmeyip mutlak bir sonsuz yaşam olduğuna inandığı beşeri bir ütopya mı ?
İnsanları sınıflandıran , ötekileştirebilen , yaşamın özüne ve devamlılığına dair içinde söz barındırmayan , tanrının sözü olabilir mi ?
Hayatım boyunca bu arayışın yönlendirmeleri ile bütün dinleri inceledim ,o dine inanan insanları ve o dine ait din adamalarını gözlemledim. Kendimi ait hissedebileceğim , huzura ulaştığım , sorularımın tamamına net cevaplar bulabildiğim bir din bulamadım.
Özü itibarı ile benim arayışım tanrı değildi, tanrıya olan inancımı örtüştürebileceğim inanç sistemiydi aradığım.
Arayışım beni kendi özüme götürdü. İçsel yolculuğum beni binlerce yıl öncesine dinlerin olmadığı zamanlara götürdü. Tarih kitaplarından nefret eden beni bilindik tarihin çok ötesine sürükledi.
Çok araştırdım , çok okudum , nihayetinde özümle örtüşen içinde tek bir soru bile barındırmayan öz inancıma ulaştım.
Atalarımın , kanımın , özümün inancı olan Türklerin öz inanç sitemi , çok kişinin bilmediği BİR inanç sitemine ulaştım.
BİR inanç sistemi içerisinde öyle bir ruhsal huzura erdim ki bunu size tarif etmeye kalksam imkansız çünkü yaşanması gerekir.
Tanrı , evren , kozmos, varlık , var oluş ,iyilik , kötülük iç içe geçmiş BİR düzen , denge içerisinde BİR e dönüyor...
Bu düzen içerisinde dünya bir sınav yeri değil ruhun olgunlaşması adına yaşamın her türlüsünün tekamül edildiği , deneyimlendiği bir okuldur. Ders öğrenene kadar devam eder. Bir ruh bir kez değil sayısız olarak bir önceki yaşamı hatırlamadan , zenginliği , fakirliği, iyiliği , kötülüğü , ölümün her türlüsünü ve aklınıza gelebilecek her türlü insana özgü yaşamı deneyimler. Bu süreç ruhun olgunlaşması sürecidir. Her ruhun bir amacı vardır , diğer ruhların tekamül alanı içerisinde. Mesela ben artık bana kötülük yapan insanlara kızamıyorum , çünkü onun görevi de o anlık benim tekamül alanım içerisinde kötülük yapmaktır. Ben bana yapılan kötülüğü o ise kötülük yapmayı deneyimliyor.
Tanrının sözü yoktur , onun sözü tabiattır. Türklerin öz inanç siteminde doğanın , tabiatın , canlı türlerinin yaşam hakkına saygısı vardır. Varlığın devamlılığının ve varlığın özüne giden yolun en temel halkası bu zincirde insanın yerinin us olduğunu bilmektir.
Tanrı BİR dir ve varlıklar hatta maddesel varlıklar , toprak , kaya , hava , su her şey bu BİR liğe hizmet eder.
Tanrıya en büyük ibadet bu birliğe saygı ve sevgi duyarak yaşamaktır.
Sözlerimi yine atalarıma ait şu sözle bitirmek istiyorum ;
Beni uzaklarda arama
Anahtar da sensin kapı da
Kendinden geç
Kendine gel
İşte ben ordayım...
Çağdaş DURMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.