- 439 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
PARKTA BULUŞMA
BİR PARK KONUŞKANI ÜSTÜNE
Güvercin kuşkusu cırlak güneş
En dar sokağı İstanbul’un
Ve limanı fenikeleştiren
Balkona astığı çamaşır
Örümcek öpüşlü kardeş
Ufak sineması sevginin
Yer ve gök imececisi
Arttıran dışa döndüren
Bir kelebek konsa ağzına
Ürküsü taşıran damla
Şeyin taşıranı her şeyin
Olunç duvarı odada
Mutu yaşayan mutsuzluğaysa
En yakıştıran kadın kendini
Beter bir park konuşkanı
Soruları çubuk gibi
Cemal SÜREYA
***
PARKTA BULUŞMA
Bir yaz günü, güneşin ağustos böceklerini cır cır öttüren kavurucu sıcağının altında İstanbul sokaklarında kuşkulu ve ürkek bir güvercin gibi dolaşıyorum. Belki de en dar sokağındayım bu kentin. İki katlı harap ahşap evler, karşılıklı pencerelerin aralarına gerilen iplere asılan rengârenk çamaşırlar, antik çağa götürüyor beni. Milattan önceye… Ta Fenikelilere… Balkonlara asılan çamaşırlar bana o zamanların liman kentlerindeki görüntüleri hayal ettiriyor.
Küçük bir park çıkıyor karşıma. Yeşillikler arasındaki banklara serpiştirilmiş insanlar… Film kareleri gibiler. Yeryüzü ve gökyüzü el ele vermiş, böyle bir yapım ortaya çıkarmış sanki. Huzur veren maviliğiyle gökyüzü, yakıcı sarı sıcağı güneşin, kurak esinti… Yaprakları yanmamak için direnen ağaçlar, güçlükle ayakta kalmaya çalışan çimler, inadına tüm güzelliklerini sergileyerek rengârenk ışıltılarıyla yok oluşa meydan okurcasına baş kaldıran çiçekler, aralarında uçuşan kelebekler, konup konup kalkan cıvıl cıvıl kuşlar… Koşuşturan çocuklar, omuzları düşük, ayakta zor duran, bellerini alamayan, yine de yürümeye çalışan yaşlılar…
Gençler kendi âlemlerinde… Bankın birinde bir çift… Örümceğin ağ örerkenki sessizliğinde ve gayretinde bir genç, sevgilisine sokulmuş, minik dokunuşlarla yanağına dudağına belli belirsiz buseler kondurmakla meşgul. Bir sevgi filmi seyrettirmekte… Yeşilçam’ın alışılagelmiş aşk filmlerinin romantik sevişme sahnelerinden biri… Her şey onlarla bir bütün… İmece halinde doğada ne varsa… Duygusallık ve romantizm, sayelerinde olanca gücüyle dışa vurmuş, üstelik giderek artmakta…
Sen de ne kadar ürkeksin Sevgili! Bir kelebek değercesine dokunsa dudaklarım dudaklarına, adeta bardağı taşıran son damla olacak ve her şeyi o anda bitirivereceksin! Öyle duvarlar örmüşsün ki etrafına, aşmak imkânsız. Görünmez bir odaya hapsetmişsin kendini. Oysa bir var oluş var ve sen de varsın bu oluşun içinde. Bir de var oluş sebebimiz var. Sevmek gibi… Sevişmek gibi… Doğanın doğal kanunu böyle.
Neden buluştuk ki sanki bu parkta? Ne değişti ki sanki! Sen hep aynısın. Güya mutlusun ama kendine mutsuzluğu uygun görüyorsun ve onun için elinden geleni yapmaktan geri durmuyorsun.
Birazcık huzur ve mutluluk için buluşmuştuk burada. Bir araya geldiğimizden beri dikine gidiyorsun. Ters ters konuşuyorsun. Odun gibi sorular soruyorsun. Boyuna iğneliyorsun beni. Böyle yaparak mutlu mu oluyorsun? Ne mutlu oluyor ne de mutluluk veriyorsun. Aksine çok itici oluyorsun.
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI