*İSMİYLE MÜSEMMA BİR HATIRA! ÇOK ÖZEL ÖRNEK "BEYAZ" İLE" KARA" *
Beyaz ile kara zıtlıkları temsil eder!Bazı çocuklar isimleri ile gelirmiş dünyaya derler ya, doğru bir teşhistir!
Hatıratımızdaki "Beyaz" ile "Kara" da dünyaya geldikleri renkle nüfusa kayıt olmuşlar!
Renklerin zıtlığındaki bu iki şahıs, günün birinde kaderin cilvesi karşı karşıya gelerek kavga etmişler!Gri bir renk gibi ben de kavgalarına şahit olmuştum!
Hikayemiz geçen yüzyılda sahne olmuştu!Ben,1982 yılında Kars-Susuz İlçe Tarım Müdürlüğü’n de Tarım Teknisyeni olarak çalışıyordum.Susuz Kaymakamı, bu ilginç kavganın araştırma işini bana havale etmiş!Evrakta Davacı Beyaz, davalı ise Kara...
Beyaz adı gibi beyaz tenli, 50 yaşlarında köylü bir çiftçimiz.
Kara, 25-30 yaşlarında, Tarım Kredi Kooperatifi çalışanı havalı bir genç!
Duyumlara göre Beyaz’a ya eksik gübre vermiş, ya da yok deyip geri çevirmiş ki;bu yüzden kavga çıkmış!
Dosyayı ve Beyaz’ı yanıma alıp; kooperatif binasına gittik.Kara’ya vatandaşın şikayetini anlatıp;sözlü olarak konu ile ilgili savunmasını istedim! Beyaz sabırsız, (beni)devleti de arkasına aldığını düşünerek Kara’ yı âdeta bir kaşık suda boğmak istercesine yerinde duramıyor.Sakin olmasını söyleyip ikaz ederken bir anda Kara’nın boğazına sarılmasın mı?
Dosyamı kenara bırakıp ayırmaya çalışıyorum;vatandaşların da yardımıyla zor bela bu saldırıyı savuşturuyoruz.
Beyaz, devamında şiddetle bize bağırmaya başladı:"Boğazıma sarılıp bana küfürler etti; sen de şahitsin!Mahkemeye gidip şikayet edeceğim!"Daha sonra öfkeyle hızla kooperatiften kendini dışarı attı...
Ben görevim icabı ayak üstü Kara’yı konuşturup meseleyi anlattırdım; dosyamı da alarak geri döndüm.
Beyaz hırsını alamadan mahkemeye gidip şikayet dosyası açtırmış, beni de şahit yazdırmış bile.
Kaymakam Bey’e meseleyi anlatıp Beyaz’ın mahkemeye müracatını da etraflıca anlattım.Kaymakam:
"Tamam, mahkemenin karar vermesini bekleyelim!" dedi. Dilekçeyle ilgili herhangi bir işlem de yapmadık.
Aradan epey bir müddet geçti, mahkeme günü gelip çattı. Akşamdan başlayan kar hala yağıyor, hava tam Kars havası!Ayaz buz kesiyor.
Mahkemede duruşma başladı. Hakim Bey, çapraz sorularla Beyaz’ı dinliyor. Beyaz çelişkili cevaplar verince hakim hiddetle kızıp bağırıyor Beyaz’a!
Beyaz düşüp bayıldı salonda. Şaşırıp kaldık...Mübaşir Paşa Dayı(Allah rahmet eylesin çok hoş bir adamdı) Beyaz’ın yanaklarına hafiften tokat atıp Beyaz uyan, uyan Beyaz diye uğraşırken ben de hemen koşarak çıktım, koridorun sonunda bulunan Dr. odasına varıp, koşun adam ölüyor desem de, korkma korkma bir şey olmaz deyip yavaştan yürüyerek bende onu takip ederek duruşma salonuna vardık. Beyaz uyanmış kendine gelmiş, sandalyeye oturtmuşlar konuştuyorlar. Dr. Bey de sorular sordu.Mahkemeye yetişmek için sabah çok erkenden kahvaltı da yapmadan köyden çıkıp yağan karda üşümesine bağladılar bayılmasını. Bir şeyler yiyip dinlenmesine karar verildi. Hakim Bey de duruşmayı 1 ay sonraya erteledi.
Dedikodu kazanı, Hüseyin , Kara ile Beyaz’ı kavga ettirmiş dalgası, bu sefer de Beyaz’ı bayıltmışa döndü! Halk arasında komik bir fıkra gibi anlatılır oldu hükümet konağında.
Biz ikinci duruşmayı beklerken üzücü bir trafik kazası haberi yayıldı! Kara’nın hanımı, komşusunun doğumu için refakatçi olarak gittiği hastaneden bebekle dönerlerken kazada hayatını kaybetmiş...
Kara, 4 küçük yetimiyle ortada kala kaldı.Hepimiz çok çok üzüldük.
İkinci duruşmada hakim tarafları dinleyip bana dönerek sordu:
Kara, Beyaz’ın boğazına sarılıp sıktı mı? Küfürler etti mi yüzüne?
“Hakim Bey, ben sabahki kavgalarının sebebini anlattırıp meseleyi çözmeye çalışırken; Beyaz hışımla Kara’ya sarıldı, kavgaya tutuştular, orada bulunanlarla zorla ayırdık. Onları ayırmaya odaklandığımdan nerelerinden tuttular, neler söylediler tam da hatırlamıyorum.” deyince taraflara ikna konuşmasını yapıp Beyaz ile Kara’yı barıştırıp davayı sonlandırdı.
Aradan tam 40 yıl geçmiş, zaman zaman aklıma geldikçe gülüyorum ve anlattığım kişiler de olaya gülüyordu.
İki yıl önce arıcılık vesilesiyle sanal ortamda tanışıp zaman zaman yazıştığım Kars ’lı arkadaşımın soyadını görünce baktım ki, Kara ile aynı.Yazdım Kara "..." İle akrabalığınız var mı, diye?
Babam olur demez mi?Al bir ilginç tesadüf daha.Sağ olduğunu ve sağlıklı olduğunu duyunca sevindim. Yeniden evlenmiş ve 3 çocuğu daha olmuş, kendisi de bu 3 çocuktan biriymiş.
Benim orada çalıştığımı biliyordu. Arkadaşın mıydı, babama kim diyeyim diye sordu?
Ben de tanışıyoruz ama arkadaş değildik,seni Beyaz’ın hışmından kurtaran adam dersin deyince çok güldüğünü yazdı. Ben de 40 yıldır her hatırladığımda gülüyorum dedim.
Babamın yanına gidince seni aratıp konuşturum, diye yazdı ayrıldık. İki gün sonra Kara beni aradı, konuştuk, hasret giderdik. Sordum Beyaz çoktan rahmetli olmuş. Allah rahmet eylesin deyip duamı da gönderdim.
Kara’ya, sende beyaz Kars kazları vardır, birini kesip gönder de seni bir beyazdan daha kurtarmış olayım deyince ,kazım yok dedi ve bu sefer de beraber gülüştük telefonda!Gün ola hayrola!Her hikayeden insanlara bir ibret kala!*